Bu şaşırtıcı translate Russian
549 parallel translation
Öykü Londra'da, çay saatinde başlıyor. Bu şaşırtıcı değil, çünkü Londra'da her zaman çay saatidir.
История берет свое начало в Лондоне, во время традиционного чаепития, что совершенно неудивительно, так как в Лондоне круглые сутки пьют чай.
Evet, bu şaşırtıcı değil mi?
- Любите? Поразительно.
Bu şaşırtıcı değil.
Неудивительно, доктор.
Kaptan, bu şaşırtıcı.
Капитан, это поразительно.
Bu şaşırtıcı sonuç sebebiyle bu toplantı kararlaştırıldı.
Но это собрание было созыванным только ради одного единственного результата, потресающий из-за своих возможностей.
Bu şaşırtıcı benzerlikler nasıl oluştu acaba?
Откуда появилось это потрясающее сходство?
Sayısız testler yapıldı ancak hiçbiri bu şaşırtıcı... davranışı açıklamaya yardımcı olmadı.
Нью-Йоркского Манхэттанского госпиталя... где бесчисленные опыты так и не привели... к пониманию природы этого поразительного явления.
Bütün bu şaşırtıcı olayların açıklamasını dini tören bittikten sonra yapacağım.
Я несу ответственность за него. Я имею в виду, я несу ответственность, что бы он был в порядке.
Bu şaşırtıcı bir aşk hikayesi...
Это прекрасный романс...
Karım bu konu hakkında şaşırtıcıydı.
Моя жена повела себя просто прекрасно.
Bu durumda olduğunu görmek şaşırtıcı oluyor.
Ужасно видеть его в таком состоянии.
Bu kadar gözlem, bu kadar maharetli çalışmaya rağmen hatalı bir sonuca varılması şaşırtıcı.
Никогда не видел чтобы прилагали столько усилий только для того, чтобы сделать.. ошибку.
- Bu gerçekten şaşırtıcı.
Это странно.
Gerici olabilirim, fakat bu, kesinlikle çok şaşırtıcı.
Побереги себя немного. С таким сердцем как у тебя, пускай лучше другие работают.
Bu gece burada herhangi birisi tarafından yapılmış komik, yaratıcı ya da şaşırtıcı bir tane şey söyle.
Назови мне хоть одну вещь, сказанную сегодня вечером, которая была бы,... потрясающей.,.. с воображением...
Evet, bu kesinlikle en şaşırtıcı romantizm.
Ну, в любом случае это самый обескураживающий роман
Bu trajik olay, şaşırtıcı derecede çabuk gelişti.
Трагедия разыгралась с удивительной внезапностью.
Bu o kadar şaşırtıcı ki...
Прошу извинить меня, князь. От радости я потерял дар речи.
Ama bu kadarını yapabilmiş olmanız bile şaşırtıcı.
Но было бы странно, если бы вы смогли с этим справиться.
Bu gösterilerdeki şaşırtıcı ittifak Fransız kamuoyu üzerinde belirgin bir etki yarattı..
Неожиданное единство этих выступлений произвело сильное впечатление на общественное мнение Франции.
Bu kültür için şaşırtıcı.
Поразительно.
Bu toplumun benden yararlanma yolunu bulması hiç de şaşırtıcı değildi.
Неудивительно, что это общество нашло меня полезным.
Kaptan. Bu bir etkilenme ve kirlenme, şaşırtıcı.
Вот вам и заражение, капитан.
Bu, başka bir şaşırtıcı durum olabilir fakat kız peşinde koşmak insanı örneğin matematiğin peşinde koşmak kadar Tanrı'dan uzaklaştırmaz.
Хотя, извините, если снова вас шокирую, тем хуже, но волокитство удаляет вас от Бога не дальше, чем, скажем, математика. Да, точно, математика.
Bu benim için çok şaşırtıcı ve sersemletici bir şey. Çünkü daha önce hiç böyle bir şey hissetmemiştim.
А это просто ошеломляет, потому что я никогда не чувствовала такого раньше.
Pekala sosyal ortamlarda bu dedikoduları duymak gerçekten şaşırtıcı. Salatanı ye hayatım.
Совершенно невозможно представить его на таком посту.
- Bu çok şaşırtıcı! - İyi ama davet ederken ben de oradaydım.
Но я слышал, как он нас приглашал!
Şaşırtıcı biri, Bu sessiz kral.
Страшен чересчур, сей царь-молчун.
- Bu çok şaşırtıcı.
- та памта еимаи поку лпеяделема.
Bu Güneş'in parıldadığı taşra yerleşiminde düşünmek için ne kadar şaşırtıcı bir problem.
Какая увлекательная и волшебная мысль для мальчишки на дороге посреди округи, где всё горит и переливается рябью солнечных бликов.
Bu ilk derin deneyimimizin efsanelerimizi ve inançlarımızı, düşünceyi ve bilimi etkilememesi şaşırtıcı olurdu.
Было бы удивительно, если это глубокое раннее переживание не нашло бы отражения в наших мифах и религии, нашей философии и науке.
Bu tür yıldızların yoğunlukları şaşırtıcı derecede yüksektir
И такую звезду ждет удивительная судьба.
Biz insanlar, Sükûnet Denizi adı verilen bir yerdeki başka bir dünyaya ayak bastık. Bu, ilk adımları 3.5 milyon yıl önce Doğu Afrika'nın volkanik küllerinde korunan bizim gibi yaratıklar için şaşırtıcı bir başarıydı.
Мы ступили на поверхность другого мира в месте под названием Море Спокойствия, удивительное достижение для существ, чьи первые шаги 3,5 миллиона лет назад сохранил вулканический пепел Восточной Африки.
Bu macerayı benim için cazip kılan en heyecan verici şey uzay araçlarıyla güneş sisteminin keşfinin ilk aşamasını henüz tamamlamamış olmamız ve galaksiler diyarındaki şaşırtıcı yapıları keşfetmemiş olmamız, özellikle de bu dünyaya ilişkin Kozmos'a dair en cüretkâr düşlerden bazılarının gerçeğe daha yakın olmasıdır.
Величайший восторг этого путешествия для меня не только в том, что наши зонды совершили поверхностное исследование всей Солнечной системы. Не только в том, что мы открыли поразительные структуры галактик, но, в первую очередь, в том, что самые смелые мечты "Космоса" об этом мире стали ближе к осуществлению.
Anne, aynı zamanda Shinji gibi davranıyor. Bu çok şaşırtıcı.
Мама, он ведет себя как Шинджи!
Bu çok şaşırtıcı.
Это затруднительно.
Bu gerçekten şaşırtıcı.
Это действительно потрясающе.
Hiç de şaşırtıcı olmayan bir şekilde, bu bilgileri gizlemeye yönelik operasyonları yürütenler tam olarak, daha önce bahsettiğimiz politik ve dini alandaki soydan gelmekteydiler
Не удивительно, что сила, которая производила сокрытие этого знания исходит от точной родословной политических и религиозных лидеров, заведомо назначенных.
Bu çok mu şaşırtıcı?
Тебя это удивляет?
Bu çok şaşırtıcı.
Для меня это шок.
Bu senin için şaşırtıcı olabilir ama onlar da acı çekerler.
Может, это новость - но они тоже страдают.
Bu rol hakkında bu kadar az şey bilmem şaşırtıcı.
Это даже поразительно, как мало я знаю о сюжете
Daha da şaşırtıcı olanıysa duyduğum bir diğer su sesiydi. Şen şakrak akan bir pınar yapılmış olduğunu gördüm yanında da - içime en çok dokunan bu oldu - birileri yeniden doğuşun mükemmel bir simgesi olan ıhlamur ağacı dikmişti.
Я увидел, что построили фонтан, который свободно тёк, и - что удивляло больше всего - кто-то посадил рядом липу, которой сейчас уже было не меньше 4-х лет, уже полностью покрытую листвой :
Şaşırtıcı.Çok enteresan bu maddenin periyodik tabloda karşılığı yok.
Это вещество не имеет ничего общего с таблицей Менделеева.
Zavallı Edward'ın doğru ve yanlışı bu aileyle yaşayarak öğrenememesi şaşırtıcı değil!
мне не важно, что Эдвард не научился отличать хорошее от плохого, О, ради всего святого, живя в этой семье.
Sanırım bu savaş hakkında en şaşırtıcı şey de ölü sayısındaki apaçık uyumsuzluk :
По-моему, самое интересное в этой войне - это неравенство в числе погибших :
- Bu pek şaşırtıcı değil, mademoiselle.
Но это неудивительно, мадемуазель.
Bu kuşbaşı kan pireleri şaşırtıcı derecede lezzetli.
Эти кровяные блохи удивительно сочные.
Bu kadar neşeli olman şaşırtıcı.
Поэтому у тебя такой радостный вид.
Şaşırtıcı şekilde, her bir çanta için çok ucuza mal olacak bu yüzden bu kesinlikle yapılabilir.
И неожиданно, это будет стоить всего на полцента больше за пакет так что это определенно выполнимо.
Şaşırtıcı değil, çünkü bu olay meydana geldiğinde Meridian maddesel olmayan haldeymiş.
И неудивительно. Когда это произошло, Меридиан был в нематериальном состоянии.
şaşırtıcı 184
şaşırtıcı değil mi 16
bu sabah 343
bu sabah nasılsın 16
bu şarkı 23
bu sana 142
bu saçmalık da ne 22
bu sana ders olsun 23
bu saçmalık 450
bu sadece bir oyun 48
şaşırtıcı değil mi 16
bu sabah 343
bu sabah nasılsın 16
bu şarkı 23
bu sana 142
bu saçmalık da ne 22
bu sana ders olsun 23
bu saçmalık 450
bu sadece bir oyun 48
bu sayede 46
bu saatte 37
bu saatte mi 92
bu sadece başlangıç 61
bu şartlar altında 79
bu sadece 212
bu sadece bir rüya 16
bu sabah geldi 27
bu sahte 24
bu saçma 71
bu saatte 37
bu saatte mi 92
bu sadece başlangıç 61
bu şartlar altında 79
bu sadece 212
bu sadece bir rüya 16
bu sabah geldi 27
bu sahte 24
bu saçma 71