Diyordum translate Russian
1,866 parallel translation
- Bir iyilik için aramıştım diyordum.
- Я говорю, что прошу об одолжении.
Can sıkıcı biliyorum. Sürekli yapacağım diyordum ama yapmadım işte.
Я знаю, что это озадачивает, но я думал, что сделаю это, но потом не сделал.
- Diyordum ki asıl önemli olan... - Wilfred.
Так вот, как я и говорил, это лишь вопрос...
Ben de Kuzey neden bu kadar geçimsiz diyordum.
А я удивлялся, с чего это Север такой несговорчивый.
Bak, bu kısmı diyordum işte. Şu müziğin tınısına bak.
Это та часть, о которой я говорил, зацени это кусок.
Neyse, ne diyordum?
О чём я говорила?
Tam da bu berbat iş daha da kötüye gidemez diyordum ki şimdi de oğlum benden utanç duyuyor.
Только подумаешь, что работа еще дерьмовее стать не может, как родной сын начинает меня стыдиться.
Benimle çıkmak istemiyorsun, bunu biliyorum. Ama şöyle diyordum...
Ты не хочешь со мной встречаться, я это знаю.
Affedersiniz, ne diyordum?
Извините. О чем я?
Ne diyordum?
На чём я остановился?
Ben de tam, bundan daha fazlasını hak ediyorsun diyordum.
Я просто хочу сказать, что ты стоишь большего.
Ben de ziyaretçi listesine son anda eklenen isim de kim diyordum.
Мне было интересно, кто последний в списке гостей.
İkiniz kesin evlenirsiniz diyordum.
Он сох по ней.
Hafta sonu brunch'a gideriz diyordum.
Я хотела встретиться на выходных.
Jen'i bulur bulmaz giderim diyordum.
Я надеялась как только мы найдем Джен.
Ne diyordum?
О чём это я там?
Bugün bir daha gelmez inşallah diyordum.
Я надеялся, что этот день никогда не настанет.
Adamım, ben... hep diyordum ot çekmeyi bırakırsan yapabilirsin.
Мужик, я... Я всегда говорил, что, если ты бросишь курить травку, ты многого добьешься.
Vitrinlerimizde yer alan güncel eşyalarla ilgili daha yeni bir şey yaparız belki diyordum.
Думаю, нам стоит прорекламировать что-то из наших теперяшних товаров
Ne diyordum ben?
Так о чём я говорила?
Ben de diyordum ki...
Я думаю, что...
Yemek yeriz diyordum, olur mu?
Может мы могли бы перекусить?
Siz bilirsiniz diyordum.
Я рассчитывала, что вы знаете.
Çünkü diyordum ki...
Слушай, Фил.
Bardan payıma düşeni alınca bunu alırım diyordum. Seni zahmete soktuğumuz için kusura bakma.
Я подумал, что когда получу мою долю за бар, я мог бы...
- Diyordum ki beni serbest bırakırsan...
- И я подумал, если вы меня освободите...
- Sana diyordum.
- Я тебе говорил.
McLardy'nin yemeğinin tadı garip diyordum.
Я знал, что жрачка Мак-Кларти была странная на вкус.
Geleyim diyordum.
Я зайду.
Bugün neredeyse "küçük" diyordum.
Я почти сказала "картошечка" сегодня.
- Belki birlikte gideriz diyordum.
Я... подумал, может нам стоит пойти вместе.
Sana biraz daha antrenman ayarlamak için konuşalım diyordum.
Слушай, мы должны поговорить о том, чтобы организовать тебе еще несколько тренировок.
Aslında bunu ona kendim verip meraba derim diyordum.
Вообще-то, я думала, что сама передам его ему и скажу привет.
Acaba Takım Şefi Park Sung Chul'un cenazesine gidebilir miyim diyordum.
Нельзя ли мне проводить в последний путь... капитана Пак Сан Чхоля?
Evet, çok güzel bir gece olduğundan, arabamla bir tura çıkarım diyordum.
Да, такая прекрасная ночь, я подумал, что неплохо бы проехаться.
Akşam sana yemek yaparım diyordum.
ужин тебе сегодня приготовить.
Malzeme diyordum?
Мне нужны лекарства.
Ben şey diyordum büyük, kocaman, devasa ağacım var.
Ну, я... я просто имел в виду, что у меня есть великолепное, большое, гигантское дерево...
Ben de öyle diyordum. Tabii ki hayır.
Об этом я и говорю, нет конечно...
İnanmıyorum, ben de nereden tanıyorum diyordum.
О, бог ты мой, так вот откуда я тебя знаю.
Hep uğrarım diyordum.
И даже не думала зайти.
- Belki onunla konuşursun diyordum.
Спасибо.
Vay canına, neden sürekli izleniyormuşum gibi hissettiğim ortaya çıktı şimdi. Hector'un arabası bu kavşaktan geçer diyordum ama hiçbir şey olmadı, hiç hem de.
Я выяснила, что Гектор на машине должен был пересечь этот перекресток, но ничего.
- Henüz bir şey yok. Ben de son günlerde yağmur yağmadığı için şanslı oluruz diyordum.
Я надеялась так как не было дождя последние несколько дней, нам повезет.
Ben daha çok, şöyle güzel bir kamp yaparız diyordum.
Я, вообще-то, думал о... походе.
- Beni diyordum.
- Я имел ввиду себя!
Evet, bunu düşünürken acaba diyordum acaba Marcus'u geri kabul etmeyi düşünür müsünüz?
Да, с этой мыслью в голове, я хотел бы узнать, не мог бы ты... не мог бы ты рассмотреть вопрос о возвращении Маркуса в школу.
Bir de ben çok soluk renkli giyiyorum diyordum.
А я думал, я ношу слишком много одежды в пастельных тонах.
Ben de Kyle menopoza falan girdiyse ondan böyle suratsızdır diyordum.
Я тут подумал, может быть, поэтому Кайл такой обозленный в последнее время : у него началась менопауза
Sinema diyordum, evet mi, hayır mı?
Итак, в кино, да или нет? Кино, да.
Cesedin üstünde buluruz diyordum ama bulamadık. İlginç.
Это странно.
diyordum ki 63
diyorsun 241
diyorum 468
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyorsun ki 51
diyor ki 279
diyorsun 241
diyorum 468
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyorsun ki 51
diyor ki 279