Fazla bir şey yok translate Russian
418 parallel translation
Fazla bir şey yok.
Это не поможет.
Söyleyecek fazla bir şey yok.
Сказать особо нечего.
Bilmiyorum. Böyle bir durumda yapılabilecek fazla bir şey yok.
я не знаю. " ы не много можешь сделать в таком деле, как это.
Burada daha fazla bir şey yok.
Здесь больше ничего нет.
Onları farklı kılan fazla bir şey yok.
Они мало чем отличаются от остальных.
Ne yapılması gerektiğini bilirdi. Söylenecek fazla bir şey yok.
Теперь я понимаю, почему он хотел знать.
Kullanabileceğim fazla bir şey yok, değil mi?
Даже зацепиться не за что.
Yapabileceğin fazla bir şey yok, öyle değil mi?
Ты ничего не можешь сделать, правда?
Duruşma hakkında söyleyecek fazla bir şey yok. Umduğum gibi gitti.
Всё прошло примерно так, как я и предполагал.
Yarın sabah işe gitmek için erkenden kalkacaksın. Artık bu gece yapabileceğimiz daha fazla bir şey yok.
Утром предстоит работа... а сегодня уже нечего делать.
- Yapabileceğimiz fazla bir şey yok.
Мы ничего не можем сделать.
Söyleyecek fazla bir şey yok, Kaptan.
Мне нечего сказать, капитан.
Dahi olması dışında fazla bir şey yok.
- Немного, не считая того, что он гений.
Söylenecek çok fazla bir şey yok.
Ну, не так уж много рассказывать.
Hakkımda söylenecek fazla bir şey yok.
Обо мне особо нечего рассказать.
Size söyleyebileceğim çok fazla bir şey yok, sadece çok heyecanlı ve gururluyum.
Я могу сказать лишь то, что я очень взволнована и горда.
Elbette, o zamana kadar benden isteyebileceğin daha fazla bir şey yok.
Хотя, не знаю, что ещё ты сможешь у меня попросить, но ничего страшного. Быть моим другом - всегда полезно.
Yapabileceğimiz fazla bir şey yok.
Сейчас я не вижу дpугoй альтеpнативы.
Mösyö Moussa, yapabileceğimiz fazla bir şey yok.
Месье Мусса, видимо, мы не в силах вам помочь.
Yapabileceğimiz fazla bir şey yok, Newt.
Мы мало что можем сделать, Ньют.
Böyle bir durumda yapabileceğim fazla bir şey yok.
В таких случаях мало чем могу помочь.
- Bu çiftlikte fazla bir şey yok.
У меня была небольшая ферма :
İleride çok fazla bir şey yok, geri dönsek iyi olur.
Здесь больше ничего нет. Разворачиваемся обратно.
Söyleyecek fazla bir şey yok değil mi?
Чтo ж, нeчeгo cкaзaть. Cмepть былa мгнoвeннoй.
Yani, burada yapılacak fazla bir şey yok, gerçekten.
Не знаю. Здесь особенно-то и нечем заняться.
- Yapabileceğimiz fazla bir şey yok.
- Я могу запретить ему бывать на Променаде.
Aslında, burada yapabileceğim fazla bir şey yok.
Фактически, ничего больше сделать я не могу.
Pek fazla bir şey yok, ama elimden geleni yaparım.
Не очень много для начала поисков, но я сделаю, что смогу.
- Önemli değildi. Sanırım insanların ve Ferengilerin konuşacakları çok fazla bir şey yok.
Думаю, людям и ференги разговаривать особо не о чем.
Hayır ama söylenecek pek fazla bir şey yok.
Нет, но рассказывать особо нечего.
Bunun dışında senin için yapabileceğim fazla bir şey yok.
Похоже, это все, что я могу для вас сделать.
— Fazla bir şey yok.
- Ничего особенного.
Benim için yapabileceğin daha fazla bir şey yok.
- Ты больше ничего не можешь сделать.
Umarım söz etmenin herhangi bir sakıncası yoktur? Evet, evet ama anlatacak pek fazla bir şey yok.
Да, конечно, но тут и говорить-то особо не о чем.
Teklif edeceğim fazla bir şey yok. Viski.
Больше мне нечего тебе предложить.
Gerçekten fazla düşünecek bir şey yok.
что ничего...
ÖImek istiyorum beni hayatta daha fazla cezbeden bir şey yok.
Я хочу умереть. Нет в жизни больше ничего привлекательного для меня.
Bundan daha fazla istediğim bir şey yok sizin ve çocukların mutlu ve sağIıklı olması dışında.
Я не хочу ничего больше, чем вас, дети, видеть здоровыми и счастливыми.
Sanırım daha fazla söyleyecek bir şey yok.
Ну, полагаю, мне нечего больше сказать.
Elde fazla bir sey yok.
Как вам показалось? Это трудно сказать.
Beni, sana yardım etmekten daha fazla mutlu edecek bir şey yok.
Я не могу ни о чем думать, это доставляет мне... огромное удовальствие, даже большее чем помогать вам.
- Ciddi bir şey yok, sadece daha fazla güneş ışığı gör.
- Ничего серьезного.
Bay Stanger, daha fazla anlatabileceğim bir şey yok.
Мистер Стэнгер, мне больше нечего вам рассказать.
Bildiğim tek şey bunun bir keşif gezisi olduğu. Senden daha fazla bir bilgim yok.
Но, кроме того факта, что это - разведка, я знаю про это не больше, чем вы.
Sana yardım etmemi istemiyorsan, burada daha fazla yapabileceğim bir şey yok.
Раз ты не хочешь моей помощи, я уезжаю.
Fazla bir şey yok.
Да так, немного.
Bundan daha fazla istediğim bir şey yok.
Ничего другого я и не желаю.
Çünkü yalanların pis kokusundan daha fazla tiksindiğim başka bir şey yok.
Потому что больше всего в жизни... я ненавижу смрад лжи...
Daha fazla bir şey görmeme gerek yok.
Мне большего не нужно.
Daha fazla söyleyecek bir şey yok sanırım ama- -
Кажется, сказать больше нечего- -
Binden fazla isim var, ama sebebi ve amacı anlamamızı karşılayacak bir şey yok.
Там более тысячи имен, но ничего объясняющего мотив или намерение.