English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ F ] / Fazla değil

Fazla değil translate Russian

2,988 parallel translation
Seri hırsızmış yani. Biliyorum, fazla değil ama hâlâ araştırıyorum.
Он был серийный магазинный вор.
Çok fazla değil. Sadece bir kere.
Всего лишь одна.
Ama çok fazla değil, tamam mı?
Только не много, ладно?
Bu neredeyse 2 sömestrlik eğitim ücreti demek. Sizce de fazla değil mi?
что слишком потратились?
- Fazla değil, Phillip.
Не так много.
- 20'den fazla değil.
— Не больше двадцати.
Fazla değil, 50 sterlin.
Больше не получилось. 50 фунтов.
Sence de bu fazla şıkırdaklı değil mi?
что слишком ярко?
Aileye bildiklerimizi anlatacağız ki bu durumda pek fazla bir şey değil.
Расскажем семье всё, что знаем, что, к сожалению, не так уж много.
Ama içeride çok daha fazla insan var, öyle değil mi?
Похоже, тут полно народа?
- Bu çok fazla zaman değil.
Не так уж много времени.
Pek fazla konuşmuyorsunuz değil mi?
Ты какой-то неразговорчивый.
Fazla uzun değil.
Совсем не долго.
Galiba senin için fazla düşük kalitede değil mi?
Оу, да, по-моему это слишком непритязательно для тебя?
Bu kadarı da çok fazla. - Değil mi?
Правда же!
Ama yapamıyorum işte, bir türlü söyleyemiyorum. Tae Joon şu Tae Joon bu diyip duruyorsun, sencede bir oda arkadaşı için çok fazla bir sevgi değil mi bu?
Но я не могу ему сказать... то Тхэ Чжун...
O zaman burada daha fazla kalamam, değil mi?
верно?
Bu biraz fazla olurdu değil mi?
да?
Neden fazla para harcamamızı istesin ki, değil mi?
Зачем же давать нам тратить их еще больше, верно?
Onunla oldukça fazla zaman geçiriyorsun, değil mi?
Ты с ней много времени проводишь, да?
Neden bu kadar fazla hipster var? Çünkü burası iş sahibi olmayan insanların geldiği bir yer değil. İş sahibi olmayı reddedenlerin geldiği bir yer.
Потому что это место не только для людей, у которых нет работы, оно для людей, кто не хочет работать.
Çok fazla bir şey değil, ama bizden geriye hatırlayacağın bir şey.
Это немного, но это что-то, что напомнит тебе о нас.
Çok fazla parke var, değil mi?
Здесь слишком много деревянного.
- Fazla konuşkan biri değil.
Правда.
Fazla bir şey değil.
Да немного.
Yara fazla derin değil.
Рана неглубокая.
Benim yüzümden başına daha fazla bela açılmaz, değil mi?
Не усугублю ли ситуацию?
bak, kitabi gormeden daha fazla arttirmamizi, bekleyemezsiniz, degil mi?
Послушайте, вы не можете требовать от нас повысить ставки, даже не показав нам книгу, верно?
Suçiçeğinin neden olduğundan daha fazla ders kaçırmama neden olmasından da değil.
Не в том, что я из-за него школу чаще, чем из-за ветрянки пропускал.
Pörsümüş ahmak kıçlarınız kavramak zorunda.. ... o zenci daha fazla katlanacak değil.
Вы, тупые задницы, должны понять, что негры не собираются больше терпеть.
- Biraz fazla gergin değil misin?
Ты совсем не нервничаешь? Вообще-то, нет.
Aşırı derecede fazla zamanı ziyan ediyorsun, bunun farkındasın değil mi?
Ты тратишь непомерное количество времени. Ты знаешь это?
En fazla on saat sürüyor. değil mi?
Разве он может любить кого-то, кто находится ближе, чем в 10 часах лёта от аэропорта JFK.
Pekala, sence de bura fazla sıkışık ve dar değil mi dostum?
10 блоков до метро.
Sanırım bu Türkmenistan yorumu Bakan ile pek fazla iyi gitmedi, değil mi?
Полагаю, что комментарии Туркменистана не слишком сильно расходятся с мнением Секретаря, верно?
- Fazla değil.
- Вовсе нет.
Sana daha fazla borç vermeyeceğimi biliyorsun, değil mi?
Ты же знаешь, что я тебе денег не дам, да?
Pek bu tarafa bakmıyor ama tavır ve hareketleri sanki fazla katı, öyle değil mi?
Он не смотрит сюда, и все же, его поведение и манеры решительно ясны, вам так не кажется?
Birkaç günden fazla kalmazsın, değil mi?
Ты же не собираешься... Ты же не собираешься оставаться больше, чем на два дня, да?
Bir kişi değil, bence o birden fazla kez tecavüze uğramış.
Не один, я думаю она была изнасилована несколькими мужчинами.
O da bana : "Sorun değil fazla sürmeyecek."
А он сказал : " Все в порядке, это не займет много времени.
Bu yeni koparılmış bir çiçeğe karşı olan benzersiz, gerçek bir final savaşı ama bu yeni rakibin değerinden daha fazla benzersiz de değil.
Да, впервые финальный бой будет с новым претендентом, но... Оно того стоит, учитывая, что у нас за новый противник...
Demek ki katil fazla uzakta değil?
Значит, убийца где-то рядом?
- Çok fazla para söz konusu - Haldane parası umurumda değil.
Мне плевать на деньги Холдейна.
- Bir ergen olarak görünmek için, fazla yaşlı değil misin?
Тебе не кажется, что ты староват, чтобы косить под малолетку?
Pek fazla kullanmıyorsun, değil mi?
Тебе ведь он не особо нужен?
Yeah, tam olarak Halversons'un ihtiyaci olan sey. Daha fazla kurabiye, degil mi?
Только печенья Халверсонам и не хватало.
Fazla kahverengi değil mi?
Не слишком темные?
- Fazla dekolte değil.
- Грудь не видна.
Çok fazla Sammy, çok az Nat, değil mi?
Слишком много Сэма, и не достаточно натуральности, так?
Biraz fazla kaçmamış, değil mi?
Сделать потише?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]