Nın translate Russian
2,480,754 parallel translation
İnanın, kör bir sanat simsarı olmamın ironisi aklımdan çıkmıyor.
Иронично, не правда ли, слепой арт-дилер.
Sana göre de bunu yapmasının sebebi tam olarak ne oluyor?
И ты думаешь она сделала это потому, что.....
Sence çağdaş dünyada Afroamerikan olmanın avantajı mı çok yoksa dezavantajı mı?
Как Вы думаете, афроамериканцы... имеют больше преимуществ или недостатков в современном мире?
Evet. Gecenin kalanını benim muhteşem zekâmdan mahrum geçirmek zorunda kalacaksınız.
Чтож, я вынужден оставить вас до конца вечера без моего изумительного ума.
- Sonradan öğrendim ki çarpmanın hemen ardından hâlâ hayattaymış. - Yapabileceğin bir şey yoktu.
Ты ничего не мог сделать.
- Hangi Veronica, şu... Theresa'nın kız kardeşi. Sekizinci Cadde'deki sinema salonunda çalışan.
Сестрой Терезы, которая работала в кинотеатре на восьмой.
Beyaz kızlar yok mu! Beyaz kızlar hep kurbanını bulur.
Белые девчёнки постоянно так делают.
Yalanın amına koyuyor kız!
Врёт же сука.
Yakışıklı mısın gerçekten?
Ты, красивый?
İşte buradasın! - Şunu bir yere koysana.
Сделай с этим что-нибудь.
Niyetleri iyi olsa da gerçek insanların neler çektiğinden haberleri yok.
Они живут хорошо, но понятия не имеют через что проходят реальные люди.
Yakaladığın anlar çok sert. Çok melankolik.
Образы, которые вы ловите такие брутальные, такие меланхоличные.
National Geographic'e on dört kere başvurdum. Sonradan o "gözün" bende olmadığını fark ettim.
Я отправлял свои снимки в National Geographic 14 раз, до того как понял, что у меня нет особого видения.
Tam üstüne bastın, hiç adil değil hem de.
Здесь ты прав. Жизнь не справедлива.
- Nasıl beni orada öyle bırakırsın?
Что за херня? Ты оставил меня одну.
Jeffrey Dahmer, zencilerin kafasını yiyordu lan, anladın mı?
Слушай, Джеффри Даммер жрал мозги нигеров. Ок?
Anladın mı?
Они просто хотели немного пососать хуй, поиграть с яйцами.
- Sağ olasın Rod, bay bay.
Спасибо, Род. Пока.
Size sormadan eşyalarınıza dokunmam kabalıktı.
Было грубо с моей стороны трогать ваши вещи без разрешения.
- Söylemiştim... Zararın neresinden dönersek kârdır diyerek olduğu gibi bıraktım.
Я подумала, что лучше продолжить уборку, и я оставила его.
Orasını pek bilemiyorum.
Я не знаю.
- İçkiyi de fazla kaçırmamalıydın.
Но тебе так же не стоило пить.
Annem böyle öldü işte. Sabahın ilk saatlerinde, soğukta, bir başına.
Так она и умерла ранним утром в холоде и одиночестве.
- N'aber?
Это Дрэ.
Partiye beyaz bir kadınla geldi, kadın otuz yaş falan büyük.
Он пришёл на вечеринку с белой тёткой лет на 30 старше него. Секс раб.
N'aber yakışıklı?
Эй красавчик. Собираешься?
Eşyalarını topladın mı? Rose, gitmemiz gerek. Hem de hemen.
Роуз, надо уезжать сейчас.
Hazır mısın?
Ты готов?
Amacın nedir Chris?
Какая у тебя цель, Крис?
Hayattaki diyorum, amacın nedir?
В жизни Какая у тебя цель?
- Nerede olduklarını bilmiyorum?
Роуз. Я не знаю где они. Роуз.
- Düşürme sakın.
Не урони его.
Hayatınız boyunca keyfini sürdüğünüz fiziksel özellikleriniz nedeniyle seçildiniz.
Вы были выбраны из-за физического превосходства, которым Вы наслаждаетесь всю жизнь.
Yakın bir zamana değin de mükemmelliğe erişememişti. Kendi kanımdan olan insanlar sayesinde.
И не так недавно, она была доведена до идеала... с помощью моей плоти и крови.
Mücadele etmeye çalışarak gücünüzü boşa harcamayın.
Не сопротивляйтесь.
Kaçınılmaz olanı durduramazsınız.
Вы не сможете остановить неизбежное. И кто знает?
Hem kim bilir belki gün gelir, siz de bu ailenin birer üyesi olmaktan zevk duyarsınız.
Может однажды вам понравится быть членом нашей семьи.
Karşınızda Koagüla.
Узрите... коагуляция.
Ulaştırma Güvenlik İdaresi'yle ilgili mevzuların yetkililere bildirilmesi gerekir.
Вы же знаете, что проблемами АТБ занимается уполномоченный офицер?
Bakın, bu Andre Hayworth.
Это Андрэ Хэйуорт. Ок?
- Chris, adamın garip davrandığını söyledi.
Но Крис говорил, что он ведёт себя совсем по другому. Как по другому?
Şimdi söyleyeceklerim deli zırvası gibi gelebilir hazır mısın?
То, что я сейчас расскажу может прозвучать безумно... Готовы?
Boktan dedim, kusura bakmayın. Pardon.
Простите за слово "блядь" Простите.
Bana yutturamazsın.
Я знаю...
Kaydın amına koyacağım.
Я всё запишу тебя.
- Niye aradığını biliyorum?
Я знаю зачем ты звонишь.
- Hayır Rod. Ne zaman birlikte dışarı çıksak bana baktığını hissedebiliyorum.
Нет, Род, я помню, как ты смотрел на меня, когда мы гуляли.
- Nasıl lan? Ona bir şey yaptın. - Beni sikmeyi düşündüğünü biliyorum Rod.
Если ты с ним что-то сделаешь Я знаю, что ты думаешь как бы трахнуть меня, Род.
Beyninin sinir sistemine bağlı olan kısmı durmak zorunda. O hassas bağlantıların sabit kalması gerekiyor.
Частицы вашего мозга, соединенные с вашей нервной системой... останутся не тронутыми.
Yani gitmiş olmayacaksın.
Чтобы вы не умерли.
Küçük bir kısmın hâlâ orada olacak.
Маленькая часть вашего сознания по прежнему останется внутри.
nino 139
nina 315
nine 106
nini 24
ning 19
nin annesi 42
nın annesi 38
ninotchka 24
nin arkadaşı 33
nın arkadaşı 19
nina 315
nine 106
nini 24
ning 19
nin annesi 42
nın annesi 38
ninotchka 24
nin arkadaşı 33
nın arkadaşı 19
nın kızı 33
nin kızı 30
nin evi 46
nın evi 32
nin yeri 71
nın yeri 16
nin kardeşi 22
nın sesi 21
nin sesi 20
nın kardeşi 16
nin kızı 30
nin evi 46
nın evi 32
nin yeri 71
nın yeri 16
nin kardeşi 22
nın sesi 21
nin sesi 20
nın kardeşi 16
nin yanında 24
nın yanında 20
nin babası 39
nın babası 32
ninki 17
nındı 20
nindi 18
nin mi 44
nın mı 30
nin annesiyim 16
nın yanında 20
nin babası 39
nın babası 32
ninki 17
nındı 20
nindi 18
nin mi 44
nın mı 30
nin annesiyim 16