Oyun yok translate Russian
427 parallel translation
- Oyun yok. - Söz veriyorum.
- Только никаких трюков.
Oyun yok.
И без глупостей.
Oyun yok, tamam mı?
Без шуток, понятно?
Sakın bunu yapma. Bana kalan çok oyun yok.
Я практически отыграл своё, другого раза у меня не будет.
Washington meydanında oyun yok artık.
И больше никаких игр в парке.
Oyun yok mu?
Никаких игр?
Size karşı değilim, oyun yok.
Я не против вас, так что опустите стволы.
Oyun yok.
Опустите стволы.
Oyun yok.
Никаких игр.
Bak, daha fazla deneme daha fazla oyun yok.
Слушай, никаких больше проверок, никаких игр.
"Oyun yoksa, para da yok."
Кто не работает, тот не ест.
- Tamam, artık oyun yok.
- Ладно, хватит игр.
- Üzgünüm, O oyun yok, Robert.
- Нет, у нас нет такой, Роберт.
Burada oyun yok.
Здесь игра не получится.
Öyle bir oyun yok.
Нет ни хрена такой комбинации!
Bunun gibi başka bir oyun yok.
Другой такой игры нет.
Oyun oynayacak zamanım yok.
У меня нет времени. Скоро вернется папа.
Üç kişiyle oynanan oyun yok mu?
- Кажется, есть вид бриджа для троих.
Moskova'yı yok etmek istiyorlar. Tutsak almak savaşta oyun oynamaktır. Tutsak alma!
Ежели б не было этого великодушничанья на войне, то мы бы шли на войну только тогда, когда идти на верную смерть стоиттого...
Oyun oynayacak zamanım yok.
Нет времени для игр.
Seninle oyun oynayacak vaktim yok.
Я не намерена шутить.
Sorun yok, oyun oynuyoruz yalnızca.
Просто игра. Мы закрываемся.
"Boş zaman" ve "oyun" sözcükleri programımda yok.
Слова "отдых" и "наслаждается"... не определенны моей программой.
Seni kullanmazsa, Bit'lerin seni yok etmesi için oyun şebekesine gönderir.
Если ты окажешься бесполезен, то здесь тебя распотрошат на биты.
- Oyun oynayacak zamanım yok. - Ama bu çok iyi bir oyun.
Это хорошая игра.
- Artık oyun yok.
- Хватит играть в игрушки.
Başka oyun yok, tamam mı?
Но больше никакой игры между нами, согласен?
Oyun yok!
Никакой игры!
Oyun yok artık.
Никаких игр, хватит!
Sorun şu ki, bu oyun hakkında en ufak bir fikrim yok.
Мне надоели все эти хождения вокруг да около.
Seninle oyun oynayacak vaktim yok.
хух, у меня нет времени на это
Ortada oyun falan yok.
Понимаешь? Никаких игр.
Oyun için zamanınız yok mu?
Нет времени для игр?
Artık oyun oynamak yok doktor.
Мы больше не прикидываемся доктором, ты помнишь?
Birlikte ne kadar | oyun oynadığımızın hiç önemi yok.
Не важно, сколько с нами играли.
Bugün oyun var mı yok mu?
Мы идем сегодня на охоту или нет?
Şimdi oyun oynayacak zamanım yok. Bir işaret bekliyorum.
Не до игр мне, я знака жду!
Eğer onunla gerçekten ilgileniyorsan sorun yok, ama birkaç ucuz oyun peşindeysen, karşında beni bulursun.
Интерес это одно. Но если все, что вы хотите - дешевые острые ощущения, то вам придется иметь дело со мной.
Oyun oynayacak zamanımız yok, Vir.
У нас нет времени на игры, Вир.
Laflayabileceğim 20 oyun kazanmış Büyük Şampiyon biri yok mu?
- Не будет. Ни 20 кратных чемпионов, ни призеров лиги?
Oyun kurucu topu tutacak, sol tarafa atar gibi yapacak... Yok.
Квoтербек пoлучает мяч и выпoлняет финт слева.
Oyun kötüydü ama bunun olayla bir ilgisi yok.
Но это так, несущественно.
Oyun hakkında hiçbir fikrimiz yok Adamla ne konuşacağız?
Мы абсолютно ничего не знаем об этом проклятом спектакле. Как мы сможем поддержать беседу с этим человеком?
Oyun sırasında koçluk yok.
Никаких советов во время игры.
- Oyun oynamak için de vaktim yok, Whitlow.
- У меня нет времени на игры, Уитлоу.
Şirket sloganları da "Gerçekliğin düşmanları." Yakında bir gün, alabalık çiftliğini ve içindeki tüm oyun konsollarını yok edeceğiz.
Когда-нибудь, уже скоро, мы разрушим форельную ферму... и все игровые консоли на ней.
Peki, dahi ve ödüllü tasarımcımız Yevgeny Nourish'e ne demeli? Elinde bir tane daha ödüllü oyun var mı yok mu?
О чём мы хотели спросить нашего талантливого... дизайнера, Евгения Нуриша, так это... есть ли у него ещё один победитель в игре или нет?
Tüm sezon boyunca bir oyun kazandıran tek pası bile yok.
Черубини не сделал ни одного удачного первого паса за сезон.
Tabi hepsi işte ve oynayacak kimse yok Stewie oyun çocuğu oldu.
Да. Все работая, без игр я стал занудой.
Dinle, öncesi için üzgünüm. Bir oyun odasına ihtiyacım yok.
Слушай, прости меня за то что случилось.
Şu an bir çaylakla uğraşıyorum. Oyun oynayacak vaktim yok. - Jack!
И вообще, я тут обучаю новобранцев, мне некогда тут развлекаться...
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65