Yalan yok translate Russian
668 parallel translation
Retorik yok, yalan yok, yaltaklanmak yok.
Надеюсь, что будущее не Отвергнет такое искусство.
Daha fazla yalan yok.
Претензии не принимаются.
# # "Seni seviyorum" "Yalan yok" diyen çıkmaz # # Eskiden aşk mektubu yazan Beyefendiler yok artık #
Никогда "я вас люблю", никогда "я жду тебя", уже нет красивой поэмы, как во времена прекрасных дам, почему?
Söyle bana Winston, ve unutma, yalan yok.
Скажи мне, Винстон и помни, никакой лжи.
Başka sürpriz yok. Başka yalan yok.
Больше никакой...
Artık yalan yok Hank.
С меня хватит лжи, Хэнк.
Lütfen Josie,... artık yalan yok.
Прошу тебя, Джози, давай не будем больше лгать друг другу.
Artık yalan yok!
Хватит лжи!
Artık yalan yok.
Знаешь, в тебе нет ничего человеческого.
Yalan yok!
Никакой лжи!
- Artık yalan yok Jerome.
- Хватит лгать, Джером.
Yalan yok, kandırmaca yok, birini yanıltarak zarar görmesine neden... olma ihtimali yok. Benim yaptığım, teknik olarak yasal değildi.
Безо всякой лжи, без хитростей... без потенциала для ранимого сердца быть обманутой.
Bir de iyi yalan yok diyorlar!
Ложь не может быть во благо... чёрта с два.
Tamam, artık yalan yok.
Ладно, больше никакой лжи.
Artık yalan yok.
Довольно лжи!
Yalan söylüyor! Yaşlı annesi falan yok!
Нет у него никакой матери!
Yok artık. Yalan söyleyemiyorsa nasıl röportaj yapacak?
Да это бред если не может лгать?
Bazen başkaları gibi yalan söyleyip her şey yolundaymış gibi davranabilmek istiyorum. Ama madem öyle davranamıyorum, ben de burada böylece otururum. Her şey yolundaymış gibi davranmana gerek yok.
как это делают другие приходится помалкивать как ты расстроена
Ve evlenmeyeceksin de bana daha fazla yalan söylemene gerek yok.
Может и не должен.
Size yalan söylemek için bir nedenim yok, Teğmen.
У меня нет причин вас обманывать, лейтенант.
Tamam, yalan söyledim. Altında zehirli kertenkele yok.
Пусть я лгу и там нет никакого ядозуба.
Yalan söylemeye hiç ihtiyacım yok.
Все как в аптеке.
Sürekli yalan söyleyerek yaşanmaz... neyin gerçek neyin sahte olduğunu senden başka bilen yok.
Нельзя жить, скрывая от других что правда, а что ложь.
Yalan söylemesinin bir anlamı yok.
Незачем нас обманывать.
Kulağa delice geliyor ama sana yalan söylememiz için bir sebep yok.
Да, я знаю что это звучит как фантастика, но у нас нету причин врать тебе.
Görüyorsun bana yalan söylemenin bir anlamı yok.
Видете, совершенно бесполезно для вас лгать мне.
Yalan söylemeyin, zaten gerek de yok.
Не лгите. В этом нет необходимости.
Onu kendim yok ederdim. Sana hiç yalan söyledim mi?
Я тебе когда-нибудь лгал?
Yalan söylemek yok.
- Только ничего не выдумывайте.
Faydası yok. Yalan söylüyorsun.
Ты лжешь.
Bir motel, bar veya yalan makinesi okulu açardın. Yakında 46 yaşına basacağım... hala kalemimle cesetlerin kafatasında kurşun mu arayacağım? - Motel açmakta bir şey yok.
Возьмите половину моей зарплаты- - полиграфическую школу... чтобы нарываться на пулю?
Bunları düşünecek vaktim yok. Yalan söyleme.
- Не успеваю и подумать об этих вещах.
Size yalan söylemem için bir neden yok.
Да. Зачем мне вам лгать
- Yalan söylemek için sebebi yok.
У него нет причин лгать.
Yalan söyleyecek göt yok bu bebede.
- Этот парень пиздец как напуган чтобы врать.
Param yok. - Yalan söylüyorsun.
У меня нет денег.
Bay Worf, burada sana ihtiyacımız yok deseydim yalan söylerdim.
Мистер Ворф, если бы я сказал, что мы не нуждаемся здесь в вас, я бы солгал.
Yalan için zaman yok, Jamie!
Не то время, чтобы лгать, Jamie.
Yalan yok beyler.
Правда.
ama yüzüne bakarak yalan söylemek aldatmayı düşünmek- - Bu tür şeyler konusunda pek deneyimim yok.
Но наглая ложь, преднамеренный обман - с этим у меня немного опыта.
Çünkü seni kaçıran tek şeyin azmış hormonların olduğunu anlamak için yalan makinesine ihtiyacım yok, serseri!
Мне не нужен детектор лжи, чтобы сказать, что у тебя просто разыгрались гормоны, панк!
Saçmalama. Yalan söylemek için bir nedenim yok ki.
Я готов сражаться за плавильню вместе с вами.
Yalan söylediğini anlamam için seni taramama gerek bile yok, Zack.
Мне не нужно быть телепатом, чтобы видеть, что вы кривите душой, Зак.
Yalan söylemene gerek yok.
Тебе не нужно врать.
İyi yalan diye bir şey yok.
Очевидно, что ложь не может быть во благо.
Yalan söylemek yok ama. Baban için herşeyi yaparım.
Только не ври, ради твоего отца я сделаю всё.
Artık hile yok, Helen'e yalan söylemek yok. Hepsi bir hataydı.
Больше не надо обманывать Хелен, это была ошибка.
Yalanın lüzumu yok.
то бы ещЄ так покрасил?
Kimsem yok benim. Yalan söyledim.
У меня никого нет.
Yalan ya da düzenbazlık yok mu, dumanlar ve aynalar?
Никаких обманов и хитрости, дыма и зеркал?
Hayal yok, yalan yok.
Без выдумки и лжи.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65