Yolu yok translate Russian
2,131 parallel translation
Sadece yoğun temasla geçebiliyor. İkinci bir aktarım yolu yok.
Он распространяется только через крупные капли... без вторичной передачи.
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok. Az önce Bryan Travers'la görüştüm.
Я только что говорил с Брайаном Треверсом и...
Ona ulaşmamın bir yolu yok. Buna özellikle dikkat ettim.
Ты должна знать, что у меня нет доступа к ней.
Ama başka bir yolu yok.
Но всё именно к тому и идёт.
Cidden, başka bir yolu yok mu?
Другого выхода нет? А ты как думаешь?
Başka yolu yok.
Другого выхода нет.
Başka yolu yok.
Это единственный выход.
Yani hangisiyle ilgilendiğini öğrenmenin bir yolu yok?
Так что нет способа сказать, какая ее интересовала
Metronun kameraları bozulmuş, o yüzden emin olmanın yolu yok.
Ну, камеры в метро были сломаны, так что никто на самом деле не может сказать наверняка.
Mona'nın başka kimlere söylediğini öğrenmenin bir yolu yok.
Мы не сможем узнать, кому еще Мона об этом рассказала.
Olanları düzeltmenin yolu yok.
Как ты разговариваешь с хозяином вечеринки?
Bize önceden bir cennet vaat edilmişti. Bunu bilmenin bir yolu yok.
Нам обещали рай, но ни в чем нельзя быть уверенным.
O ilişkileri düzeltmenin bir yolu yok artık.
Былую дружбу уже не вернуть.
Ama ölü kişinin kim olduğunu ayırt etmenin bir yolu yok.
Но невозможно отличить ходячего мертвеца от живых.
Olan oldu ve bunu geriye döndürmenin bir yolu yok.
Ущерб был причинен, и ничего не исправить.
Bu durumu düzeltmenin bir yolu yok.
Никак нельзя все исправить.
Onunla temasa geçmenin başka yolu yok mu?
Разве нельзя по-другому связаться?
Lynne! Buradan başka çıkış yolu yok mu?
Эй, Линн, какие отсюда есть выходы?
Kuantum fizik diplomanız yoksa bunu onarmanın bir yolu yok.
И если кто-то из вас имеет степень по квантовой физике, нет способа это исправить.
- Ondan kurtulmanın yolu yok.
- Шансов на спасение не будет.
Riskli olduğunu biliyorum ama Vincent'a ulaşmamın başka bir yolu yok.
Ладно, я знаю, что это рискованно. Просто, у меня нет другого способа связаться с ним.
Ama bunu sona erdirmenin başka yolu yok.
Но иначе никак с этим не покончить.
Öğrenmenin bir yolu yok mu?
Есть возможность это выяснить?
Çi-Bozucularla baş etmenin daha iyi bir yolu yok. Zırhlarımız saldırılarına karşı en iyi korumayı sağlıyor.
Мы не допустим проникновения блокираторам Чи, и у них не будет возможности атаковать.
Onun için bir çıkış yolu yok.
У него нет выхода.
Klimayı tamir etmenin bir yolu yok.
Кондиционер здесь безнадежен.
Emin olmamızın hiçbir yolu yok.
Никогда не узнаешь заранее.
Eğer röntgen cihazımız olsaydı içinde neler olduğunu öğrenebilirdim ama elime çalışan bir makine geçmeden bunu bilmenin hiçbir yolu yok.
Если бы у нас был рентген, я бы могла выяснить, что происходит внутри. Но пока его у нас нет, мы не можем ничего узнать.
İçimde ne olduğunu bilmenin hiçbir yolu yok gibi.
Нет способа узнать, что происходит внутри меня..
Bunu dolaylı olarak söylemenin bir yolu yok, Sam.
Это не обходного пути, чтобы сказать это, Том.
Evet ama ona ulaşmanın hiç yolu yok.
Да, только нет никакого доступа к ней.
- Merak etme. Savunma matrixinden geçmelerinin hiç bir yolu yok.
Не волнуйся, они не смогут пройти через защитные матрицы.
Bu bir canavar. İçeriye görülmeden girmemizin bir yolu yok.
Нам ни за что не пробраться незамеченными.
Peki, bunu bensiz çekmenizin hiç bir yolu yok.
Ну, ты точно с этим не справишься без меня.
Başka yolu yok mu?
А есть варианты?
Başka yolu yok.
Нет другого способа!
Uzaktan bilgisayarlarına sızmanın bir yolu yok mu?
Удалённо в неё нельзя проникнуть?
Hiçbir yolu yok.
По-другому никак.
- Söylememizin bir yolu yok mu?
И ты никак не можешь ей это передать?
Kaçmasının yolu yok. Onu bu sefer yakalayacağız.
На этот раз ему точно не уйти.
Nasıl olsa, başka yolu yok.
Ни за что.
Git! Bombayı oradan etkisiz hâle getirmenin yolu yok.
Нет никакого способа разоружить бомбу на территории
Yolu onunla kesişmiş olabilecek biri yok mu?
Может, кто-то пересекался с ним?
- Kurtarmanın yolu yok mu?
и его не остановить?
Silahları Romeo'dan geri almamızın bir yolu da yok.
Забрать назад оружие у Ромео мы точно никак не можем.
Bildiğin gibi, Güzin abla, kasırga Tanrı'nın mülkleri ve insanları yok etmesini bir yolu.
Хорошо, как знаешь, Тетя Пчелка, торнадо - это путь Господа разрушать собственность и убивать людей.
- Yukarı çıkmanın yolu yok.
Мы под огнем, Сэм.
Hava kuvvetleri gücünü yok etmenin en iyi yolu, onu patlatmak.
Лучший способ обезопасить себя с воздуха... взорвать эту штуку.
Durdurmak için hiçbir şey yok mu? Evet, önceden de söylediğim gibi kötülüğü durdurmanın tek yolu usturlabın etkisini tersine çevirmek.
И его никак нельзя остановить? Да, единственный способ, каким можно предотвратить появление этого зла на свет, отменить то, что было сделано с помощью астролябии.
Onları yok etmenin tek yolu bu.
Это единственный способ уничтожить их.
Lakin biz bizim tarafımızı yok eder yolu kesersek solucan deliğine koydukları her şey oraya yük yapacak.
Однако, если мы закроем проход с нашей стороны, всё, что они туда отправят, продавит его. И образуется вакуум, который начнет вбирать в себя энергию и материю.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65