And your eyes traducir turco
3,952 traducción paralela
You'd open her shirt, see her breasts and your eyes would explode.
Bluzunu açıp göğüslerini görürsün ve gözlerin patlar.
Go in there right now and verify with your own eyes.
Hemen oraya git kendi gözlerinle gör.
close your eyes, stick it in, and think of baseball.
Kapat gözlerini, sok içine ve beysbolu düşün.
♪ Lady looks in your eyes and it's suddenly spring
# Prensesim gözümün içine baktı ve birden cennet her yer cennet oldu.
Like, if you just shut your eyes and listen to it, suddenly you're somewhere else. That's the beauty of it.
Güzelliği de burda.
You just got to grab on and pray to God it doesn't get in your eyes or your mouth.
Sıkıca tutup ağzına yüzüne gelmesin diye dua etmekten başka yapacak bir şey yok.
I highly doubt they fucking taught you to fucking close your eyes and fucking cum wherever you want!
Gözlerini kapatıp nereye istersen boşalabileceğini öğrettiklerini pek sanmıyorum!
The rest of you get on the fucking perimeter and keep your eyes on each other!
Kalanlar bölgeye dağılın ve gözleriniz birbirinde olsun.
You can just shut down all the systems... turn out all the lights... and just close your eyes and tune out everybody.
Tüm sistemleri kapatabilir... ışıkları söndürebilir... gözlerini kapatıp herkesi aklından çıkarabilirsin.
Here, hold this. And keep your eyes closed.
Al, tut bunu ve gözlerini kapalı tut
- Open your eyes and ears, Earl. My father taught me to prepare for something you did not expect.
- Yine gözün üzerilerinde olsun
You buy someone a cup of coffee and suddenly, they're your best friend. Do I need my eyes done?
Gözlerimi halletmem gerekir mi?
- You know, while you were off getting your eyes done over the weekend, paul flew me to martha's vineyard to show me this house, and it wasn't one of those stupid cape cod houses the tourists love.
Biliyor musun, sen hafta sonu gözlerini halletmek için izindeyken, Paul beni Martha'nın üzüm bağına bağ evini göstermeye götürdü. Hem öyle turistlerin sevdiği aptal Cod burnu evlerinden de değildi.
Now as your eyes and mind travel to where you cannot, I want you to agonise.
Şimdi aklın ve gözlerin senin gidemeyeceğin yere giderken, acı çekmeni istiyorum.
Just keep your eyes on me and you'll be fine.
Gözlerini benden ayırma, yeter. Hiçbir sorun çıkmayacak.
I suggest you keep your eyes on your precious spiders. And your god damned nose out of my business.
Gözlerinizi değerli örümceklerinizin üzerinde tutmanızı ve burnunuzu işime sokmamanızı öneririm doktor.
On the count of three, open your eyes and tell me what you see.
Üç deyince gözlerinizi açın ve bana neler gördüğünüzü söyleyin.
Bang on my door one more fucking time and I'll claw your fucking eyes out.
Bir kez daha kapımı çalın gözlerinizi oyarım sizin.
And open your eyes.
Ve aç gözlerini.
I'm so happy I get to be next to you and look at the world through your eyes.
Yanında olup dünyayı senin gözlerinden görebildiğim için çok şanslıyım.
So keep your eyes and ears open.
Gözlerini ve kulaklarını dört aç.
- And uh... close your eyes.
Ve.. .. gözlerini kapat
And I want you to close your eyes.
Ve gözlerini kapat.
So I'd Iike you to close your eyes and imagine you're in an elevator.
Pekala, gözlerini kapat ve bir asansörde olduğunu hayal et.
And as your eyes become heavier and the elevator begins to go down you realize that this is the elevator of relaxation.
BAŞIN BELADA MI? Gözlerin yavaşça kapandıkça asansör aşağı inmeye başlıyor ve bu asansörün seni rahatlattığını fark ediyorsun.
I need to see that in your eyes and then I'll leave you alone.
Bunu gözlerinde görürsem, peşini bırakacağım.
Relax your eyes, and stare at the center.
Rahatla ve ortaya bak.
Stop fucking me with your eyes and let's get on with this.
Beni gözlerinle sikmeyi bırak da yola koyulalım.
And also your eyes are bloodshot, you're paranoid, and the van has a skunky odor.
Ayrıca gözlerin de kanlı, paranoyaksın, ve minibüsünde acayip bir koku var.
Close your eyes and breathe in through your nose and out through your mouth.
Gözlerinizi kapatın ve burnunuzdan nefes alıp ağzınızdan verin.
You will take five breaths, and on the fifth, the clouds behind your eyes will part.
Sen, beş nefes alacak ve beşinci üzerinde, Gözlerinizi arkasında bulutlar parçası olacak.
Nell Margaret Sweetzer, on the count of five, you will let me see with your eyes and take me back to the day you first felt his touch.
Nell Margaret Sweetzer, Beş deyince üzerinde, Eğer gözlerinle beni görmeye izin verir ve bana geri almak gün önce onun dokunma hissettim.
You must close your eyes and count to ten, very slowly.
Gözlerini kapat ve yavaşça ona kadar say.
And since you cannot use your little grey cells because you do not possess them, at any rate use your eyes, your ears, your nose, if need be.
Sen küçük gri hücrelerini kullanamadığına göre, çünkü sende onlardan yok, hiç değilse gerektiğinde gözlerini, kulaklarını, burnunu kullan.
" Extemporized and thought up before your very eyes.
Gözlerinizin önünde doğaçlanacak ve tasarlanacak.
You will keep your eyes down, your mouth shut, your nose clean, and your hands off.
Gözlerinizi ve çenenizi kapatacak,... burnunuzu sokmayacak,... ve ellerinizi uzak tutacaksınız.
Yeah, so just like, close your eyes, and yeah.
Tamam o zaman gözlerini kapat.
And you... keep your eyes open.
Ve sen... gözlerini açık tut.
And we are playing for one of your eyes.
Ve gözlerinden biri için oynuyoruz.
And you know it. I did all that to open your eyes.
Ve farkındasın ki bütün bunları gözlerini açabilmek için yaptım.
"it'll be your tears, and my eyes."
Senin gözlerin, benim göz yaşlarım...
I used to wake up to that sound of your eyes opening and closing.
Gözlerinin açılıp kapanma sesini işitmek istiyorum.
Now, go, lest the prying eyes of Florence see us together and question your already compromised character.
Dikkat et de Floransa'nın meraklı gözleri bizi birlikte görüp çoktan ifşa olmuş karakterini sorgulamasın.
♪ ah, keep your eyes ahead, and don't look down ♪
* Hep ileriye bak, ama küçümseme asla *
Close your eyes, and imagine that you've won 21 crores.
Gözlerini kapat ve 21 milyonu kazandığımızı hayal et.
Close your eyes and see again.
Gözlerini kapa ve tekrar gör.
And, Inspector... when you return to your home this eve, give thanks to your God you will never set eyes upon the things I have witnessed.
Ve, Müfettiş bu akşam evinize döndüğünüzde benim tanık olduğum şeyleri gözünüz hiç görmeyecek diye tanrıya şükredin.
All those times you were staring off into space, or when you'd say your eyes were just watering and you were, like, folding laundry or something stupid, and I'd say, "Aidan, tell me." And then you'd make a joke, and that would be the end.
Boşluğa dalıp gittiğin zamanlarda, veya çamaşırları yıkarken veya saçma sapan şeyler yaparken gözlerin dolduğu zamanlarda, "Aidan, neyin var" diye soruyordum, ancak ne zaman bunu sorsam bir espriyle geçiştirip konuyu noktalıyordun.
You think you have seen the Truth with your eyes, you think you have seen Truth with your eyes and touched it with your hands, but we remain in ignorance until we have passed through this journey.
Hakikat'i kendi gözlerinizle gördüğünüzü düşünüyorsunuz. Hakikat'i kendi gözlerinizle gördüğünüzü ve ona ellerinizle dokunduğunuzu düşünüyorsunuz. Fakat bu yolculuğu tamamlamadan cehaletimiz bâki kalacak!
I mean, one minute you're in 1974, looking for ghosts but all you have to do is open your eyes and talk to whoever's standing there.
- Bir bakıyoruz 1974 yılındasın, hayalet arıyorsun ama tek yapman gereken gözlerini açıp orada kim varsa konuşmak.
So keep your eyes peeled, and stay quiet.
Gözünüzü dört açın ve sessiz olun.
and your daughter 42
and your wife 79
and your point is 28
and your father 132
and yourself 86
and your brother 50
and your friend 42
and your friends 28
and your children 18
and yours 281
and your wife 79
and your point is 28
and your father 132
and yourself 86
and your brother 50
and your friend 42
and your friends 28
and your children 18
and yours 281
and your mother 135
and your husband 51
and your sister 50
and your dad 64
and your 98
and your parents 48
and your family 44
and your name is 47
and your name 40
and your hair 20
and your husband 51
and your sister 50
and your dad 64
and your 98
and your parents 48
and your family 44
and your name is 47
and your name 40
and your hair 20
and your baby 18
and your son 52
and your mom 46
and yours is 17
your eyes 192
eyes 364
eyes on the prize 41
eyes on me 42
eyes up 51
eyes up here 21
and your son 52
and your mom 46
and yours is 17
your eyes 192
eyes 364
eyes on the prize 41
eyes on me 42
eyes up 51
eyes up here 21
eyes open 53
eyes on the road 42
eyes down 32
eyes here 16
eyes forward 43
eyes front 76
eyes on 29
eyes closed 32
eyes on the road 42
eyes down 32
eyes here 16
eyes forward 43
eyes front 76
eyes on 29
eyes closed 32