Everyone's waiting for you traducir turco

Come and greet him, everyone's waiting for you

Gelin de karşılayın, herkes sizi bekliyor.

You'll adore the step that everyone's been waiting for

Herkesin heyecanla beklediği bu dansa bayılacaksın

Everyone's waiting for you.

Herkes seni bekliyor.

Everyone's waiting for you in the plaza!

Herkes meydanda seni bekliyor!

Everyone's waiting... for you to go back on stage I should head back I'm fine

iyiyim!

- Get in, everyone's waiting for you.

- Gir içeri, herkes seni bekliyor.

- Very well. Everyone's ready, and we're waiting for you, as usual.

... Her zamanki gibi sizi bekliyoruz.

Everyone's waiting for you.

Herkes sizi bekliyor.

Everyone's waiting for you, Kes.

Herkes seni bekliyor, Kes.

- Everyone's waiting for you.

- Herkes seni bekliyor.

Come outside. Everyone's waiting for you.

Dışarı gel, herkes seni bekliyor.

But this town, it's like living under a microscope. Everyone here's waiting for you to screw up.

Ama bu kasabada yaşamak, mikroskop altında yaşamaya benziyor.

Hurry up, everyone's waiting for you.

Hadi acele edin, herkes sizi bekliyor.

Everyone's waiting for you in the conference room at Viztrax.

Herkes sizi Viztrax'te toplantı odasına bekliyor.

Everyone is waiting for you at the opening-night party.

Herkes sizi açılış gecesi partisine bekliyor.

Everyone's waiting for you, for the meeting

Herkes seni bekliyor, toplantı için.

Everyone's waiting for you at the assembly hall.

Herkes, karşılama merasimi için kongre salonunda.

everyone's waiting for you!

Çünkü bizi bekleyenler var.

So everyone's waiting for you.

Herkes seni bekliyor.

And everyone's waiting for you to give her the first orgasm of her life. You think you could do it?

Ona ilk orgazmını yaşatırken herkesin izlediğini bir düşünsene.

Everyone's waiting for you in the conference room.

Herkes konferans salonunda seni bekliyor.

Everyone's waiting for you!

Herkes seni bekliyor!

- Dad, everyone's waiting for you at the reception.

Baba, herkes tören için seni bekliyor.

Oh. We just got the reports back from the east side construction sites, Mr. Walcott, and everyone's waiting for you in the staff meeting.

Oh. az önce batı yakasındaki inşaatlardan evraklar ulaştı, Mr. Walcott, ve herkes sizi toplantıya bekliyor.

Everyone's waiting for you in the conference room.

Herkes seni konferans odasında bekliyor.

Everyone's waiting for you.

- Millet seni bekliyor.

Hey, come on, Rajiv, everyone's waiting for you.

Hadi, Rajiv. Herkes seni bekliyor.

Everyone's waiting for you.

Herkes bizi bekliyor.

Everyone's been waiting for yöu... where did yöu disappear?

Herkes seni bekliyordu... nereye kayboldun?

Can you guess what everyone's waiting in line for?

Bu insanlar niye kuyrukta bekliyorlar?

and it's the VMMORPG that you and everyone else has been waiting for!

Ama SAO NerveGear bağlayıcısı... Antrenmana gidiyorum. ... Kayaba Akihiko tarafından geliştirilen ve herkes tarafından beklenilen GYDRYO.

I can't leave you alone on New Year's Eve, even though everyone's waiting for me to come back.

Seni yılbaşı öncesinde yalnız bırakamam. Her ne kadar herkes benim dönmemi bekliyor olsa da.

Everyone's waiting to eat dessert and is very embarrassed for you.

Herkes tatlı yemek için bekliyor ve bu senin için çok utanç verici bir durum.

- Everyone's waiting for you.

Herkes seni bekliyor.

Everyone's in the car waiting for you.

Herkes arabada seni bekliyor.

Come on, everyone's waiting for you.

Hadi, herkes seni bekliyor.

Do you just get to the point where it's all about ailments, and medications, and funerals, and who's being diagnosed with what, and everyone's just waiting around for the end.

Hemen konuya girsen hani şu hastalıkların, ilaçların ve cenazelerin olduğu hastalık teşhisi konan ve etrafındaki herkesin sonunun gelmesini beklediği konuya.

Everyone's waiting for you in the conference room.

Konferans salonunda herkes seni bekliyor.

Everyone's waiting for you.

Herkes seni bekliyor yahu.

I just feel like everyone's kind of waiting for you to come back.

Herkes senin geri gelmeni bekliyormuş gibi bir his var içimde.

Everyone's in there waiting for you.

Herkes içeride seni bekliyor.