That means traducir turco
28,831 traducción paralela
Louis, if you're really the only man she's ever done this with, then that means you've got something that this other man doesn't have.
Louis eğer gerçekten bunu yaptığı tek kişi sen isen, sende diğer adamda olmayan bir şeyler var demektir.
That means he knows all about it.
- Yani her şeyi biliyor.
Okay, you know what that means, don't you?
Peki, bu ne demek biliyorsun değil mi?
You know what that means, don't you, buddy?
Bu ne demek biliyorsun değil mi?
That means his killer could still be out there.
Demek ki katili hâlâ dışarıda olabilir.
That means he knows what it looks like.
Bu da arabanı tanıdığını gösteriyor.
If she can get sick from freaks, that means we can get sick from her.
Kız yaratıklardan hastalık kapabiliyorsa, biz de ondan kapabiliriz demektir.
Good, you said no and..... that means I can go.
İyi, sen hayır dediğine göre... gidebilirim.
No, that means it's ending don't do that.
Hayır, bu bitiyor demek. Bunu yapma.
- Do you know what that means?
- Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun?
So that means that the network and production cannot knowingly provide alcohol to her.
Bu da demek oluyor ki kanal ya da prodüksiyon ekibi ona kasten alkol temin edemez.
But that means you have to go now and you can never come back because if you do, they will kill you and your family.
Ama bunun anlamı, şimdi gidip asla geri dönmemen çünkü eğer dönersen seni ve aileni öldürürler.
Unfortunately, that means I'm gonna have to put you to sleep.
Maalesef, bu seni uyutmam gerektiği anlamına geliyor.
That means we leave in six.
Yani 6 dakika içinde çıkıyoruz.
- That means yes!
- Bu evet demek!
That means asserting your strength and embracing who you really are...
Bu da gücünü savunmak ve gerçekte kim olduğunu kabullenmek demek...
Well, I think that means that whatever was stolen from Morad was either embarrassing as hell or was illegal.
Yani Morad'dan çalınan şey... ya çok utanç verici bir şeydi... ya da açık etmek istemeyeceği yasadışı bir şey.
You know what that means.
Bunu ne anlama geldiğini biliyorsun.
If he sticks to his timetable, that means he could be hunting right now.
Takvimine bağlı kalırsa şu an avlanıyor olmalı.
If you're watching this, that means Melissa's managed to escape and given you Mom's ring.
Bunu izliyorsan Melissa kaçmayı başardı ve annemin yüzüğünü sana ulaştırdı demektir.
Ginny... I don't even know what that means.
Ginny söylediğinin ne anlama geldiğini bilmiyorum bile.
That means our list of suspects just grew by only a few hundred mobsters.
Yani şüpheli sayımız sadece bir kaç yüz gangstere çıktı.
So that means we'll have the power of both holocrons too.
Yani bu bizim de iki holocronun gücünü alabileceğimiz anlamına geliyor.
Oh, wait, if my character's still alive, that means we don't have a script to shoot.
Dur biraz, karakterim hala hayattaysa, ayroca senaryo yazmamıza gerek yok demek oluyor bu.
- That means, like, "a lot," right?
- Bu çok büyük bir şey demek değil mi?
Oh! That means he has to go to the bathroom.
Bu tuvalete gitmesi anlamına da geliyor.
- If that means scary dudes doing scary things in a scary building then, yeah, black site.
Bunun anlamı, korkunç tiplerin, korkunç şeyler yaptığı korkunç bir bina ise, evet, gizli bölge. Bunu nasıl yaptın?
Uh, I think that means "step by step."
Galiba "adım adım" demeye çalışıyor.
And then, when it's over and you want to try to still be friends with him, that means you're obsessed and you can't let go.
Ne zaman bitse ve sen de onunla arkadaş olmaya çalışsan.. ... ona göre sen takıntılısın ve bir yere gidemezsin.
So, I guess that means we might not see each other again.
Bunun anlamı da bir daha görüşemeyeceğiz.
But in secret, I work with my adoptive sister for the DEO to protect my city from alien life and anyone else that means to cause it harm.
Ama öte yandan, şehrimi uzaylılardan ve zarar vermek isteyen kişilerden korumak için üvey ablamla DEO için çalışıyorum.
Whatever that means.
O ne demekse artık.
But in secret, I work with my adoptive sister for the DEO to protect my city from alien life and anyone else that means to cause it harm.
Ama gizlice, şehrimi uzaylılardan ya da zarar verebilecek her türlü şeyden korumak için üvey kardeşimle birlikte NOB için çalışıyorum.
I don't know what that means.
Bu ne anlama geliyor bilmiyorum.
So, when I tell you the suit is not ready, that means, if you go out there right now, you're going to die!
Sana kostümün hazır olmadığını söylüyorsam bu demektir ki, dışarıya şimdi çıkarsan ölürsün.!
But in secret, I work with my adoptive sister for the DEO to protect my city from alien life and anyone else that means to cause it harm.
Ama öte yandan, şehrimi uzaylılardan ve zarar vermek isteyen kişilerden korumak için üvey ablamla DEO'da çalışıyorum.
It means that we have five more days to find something we can use to get your case re-opened.
Beş gün içinde davanı yeniden açmak için bir şeyler bulmalıyız.
Didn't you say the blood moon means that some bad shit is about to happen?
kanlı ayın kötü şeylerin gerçekleşeceği anlamına geldiğini söylemedin mi?
Yeah, it means that you, uh... you call the plays.
- Evet, taktik vereceksin işte.
Now think about the shame that each of us will carry when our children and grandchildren look back and realize that we had the means of stopping this devastation but simply lacked the political will to do so.
Çocuklarımız ve torunlarımız, geçmişe bakıp bu yıkımı engelleme fırsatımız olduğunu ama bunu yapacak siyasi iradeye sahip olmadığımızı fark ettiğinde, hepimizin yaşayacağı utancı bir düşünün.
It means that whatever you're doing, we are now involved.
Şu demek oluyor, her ne yapacaksan, artık biz de varız.
This isn't the pre-mixed ready-to-use kind, which means that he went through the trouble to mix his own sand, cement, and gravel.
Beton önceden hazırlanan türden değil, yani kendi kumu, çimentosu ve çakılını karıştırmış.
Being homeless means that you are alone, you're vulnerable.
Evsiz olmak ; yalnız olmaktır. Savunmasız olmaktır.
Which means there are thousands of drugs, and chemicals, and pathogens here that can literally kill you.
Bu da demek oluyor ki, burada gerçek anlamda sizi öldürebilecek yüzlerce ilaç kimyasal ve patojenler var.
That word means something.
O kelime bir şey ifade ediyor.
Which means, the doctor's own family is ashamed to admit that their son is a therapist, a brain doctor.
Yani, doktorlar Kendi aile utanıyor Oğullarının kabul etmesi Bir terapist, beyin doktoru.
It means that I'm heading to a private beach with some of my friends to play some music.
Yani ben olduğum anlamına geliyor Özel plaja gitmek Bazı arkadaşlarımla Biraz müzik çalmak için.
Thank you, Stewie, who I can understand, and if you guys can find it in your hearts to take me back, well, then I promise that every day I'll prove to you how much the show, and how much my family, means to me.
Teşekkür ederim, anlayabildiğim Stewie. ve eğer kalbinizde hala benim için yer varsa, size söz veriyorum, her gün bu dizinin ve bu ailenin benim için ne kadar büyük anlam ifade ettiğini her gün size kanıtlayacağım.
And if I'm guilty... it means that I am the ultimate figure to fear.
Suçluysam... en korkulmasi gereken kisiyim demektir.
But on the other hand, if I'm innocent, it means that everyone's vulnerable.
Ama öte yandan, masumsam, herkes tehlike altinda demektir.
It means that I made a mistake.
Hata yapmışım demek.
that means a lot coming from you 16
that means a lot to me 54
that means a lot 142
that means nothing to me 16
that means something 38
that means nothing 33
that means no 21
that means that 18
that means you 69
means 817
that means a lot to me 54
that means a lot 142
that means nothing to me 16
that means something 38
that means nothing 33
that means no 21
that means that 18
that means you 69
means 817
means a lot to me 20
means a lot 21
means no 19
that all started with a big bang 89
that doesn't seem fair 27
that is 2872
that is so lame 16
that is the question 108
that is not 75
that is awesome 117
means a lot 21
means no 19
that all started with a big bang 89
that doesn't seem fair 27
that is 2872
that is so lame 16
that is the question 108
that is not 75
that is awesome 117
that is not fair 93
that one over there 16
that sounds good 394
that sounds great 436
that is so sweet 227
that sounds fun 130
that was close 355
that was stupid 112
that way 1811
that is weird 91
that one over there 16
that sounds good 394
that sounds great 436
that is so sweet 227
that sounds fun 130
that was close 355
that was stupid 112
that way 1811
that is weird 91
that is all 319
that is not the point 62
that is not true 434
that is good 189
that is so cool 125
that is right 117
that was quick 252
that is enough 189
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is not the point 62
that is not true 434
that is good 189
that is so cool 125
that is right 117
that was quick 252
that is enough 189
that is an order 68
that is ridiculous 146