English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / The cake

The cake traducir turco

3,840 traducción paralela
They always throw out the cake, but they keep the tray.
Keki hep atarlar ama tepsiyi bırakırlar.
No, I'm thanking you for the cake you had delivered today.
Hayır, bugün pasta söylediğin için diyorum.
The cake you sent from Sammy's for my sober birthday.
Sammy'den alkolsüz doğum günüm için gönderdiğin pasta.
Hey, what do you say we skip the cake and slip out of here?
Pastayı es geçip buradan sıvışmaya ne dersin?
Mahoney - - after - - after he anviled that guard, he started freaking out, and then you showed up, and then the cake blew in the day room, and then he lost it.
Mahoney o adam ezildikten sonra çok korktu ve siz geldiniz sonra pasta patladı o da kendini kaybetti.
I mean, we ate the cake, yeah.
Tamam, keki yedik.
Apparently, if you eat the cake a year later, it's supposed to bring you luck.
Görünüşe göre, eğer pastayı bir yıl sonra, yıldönümümüzde yersek, bize şanş getirirmiş.
Well, first, we celebrate, then we cut the cake, then we go out and destroy everyone's Christmas decorations.
Önce kutlama yapıyoruz, sonra pastayı kesiyoruz, sonra da dışarı çıkıp milletin Noel dekorasyonlarını parçalıyoruz.
Man, you really are into this project if the only thing you noticed is the cake.
Dostum, dikkatini bir tek pasta çektiyse anlaşmaya gerçekten sıcak bakıyor olmalısın.
Last night's dress, no flowers, the cake from the doughnut shop down the street.
Akşamdan kalma elbise, çiçek yok, sokağın aşağısındaki donut dükkanından alınmış pasta...
- What's with the cake?
Pasta ne için?
One visitor said you could have opened a flower, fruit and wine shop with all the stuff stacked up in there, and Hitler began to become rather fat from all the chocolates and the cake.
Bir ziyaretçi odasında biriken onca eşya ile çiçek, meyve veya şarap dükkanı açabilirsin diye söyledi, ve Hitler o kadar çikolata ve kekden dolayı kilo almaya başladı.
And icing on the cake- -
Bu da ekstrası...
Thank you for the cake.
Kek için teşekkürler.
I brought the cake that you like.
Sevdiğin kekten getirdim.
Is that why you're buying the cake?
Bu yüzden mi pasta alıyorsun?
- and can you bring the cake cutter?
-... pasta bıçağını getirebilir misin?
Icing on the cake.
Pastanın kreması.
-'Cause you ate the cake!
- Çünkü pastayı yemişsin!
'Cause you ate the cake!
Çünkü pastayı yemişsin!
About the cake.
Pastaları diyorum.
I got all the cake I want right here.
Benim istediğim pasta tamda burada.
Is that how you cut the cake?
Pastayı böyle mi kesiyorsun sen?
I shall cut the cake.
Pastayı keseyim.
Do you like the cake?
Pastayı sevdin mi?
Fine, just, cake went down the wrong way.
İyiyim, kek yanlış yerden gitti.
I'm gonna go upstairs and change and eat a pill the size of a cake.
- Ben de çok heyecanlıyım. Yukarı çıkıp üstümü değiştirip kek büyüklüğünde bir hap içmeliyim.
Now I hate to bother you with this, but we cannot find the box for this cake knife that Shula Whitaker brought over.
Seni sıkmam istemem ama Shula Whitaker'ın getirdiği şu kek bıçağının kutusunu bulamıyoruz.
So, you might want to be on the lookout, just in case she's not going to slice a cake and you're her target.
Yani eğer hedefi sensen ve kek kesmeyecekse gözünü dört açsan iyi olur.
It's extreme enough for me when they smear the wedding cake on each other's faces.
Yüzlerine düğün pastası fırlatmaları benim için yeterince aksiyonlu bir şey olacak zaten.
The only cure to loneliness is cake.
Yalnızlığın tek çaresi pastadır.
I'd like to order the three-Berry cake with chocolate swirl.
Üç tane vişneli, üzerinde çikolata dalgalı pasta dilimi istiyorum.
The US under martial law, with you sitting on a Hamptons throne somewhere letting the peasants eat cake?
ABD sıkıyönetim altında, sen bir yerlerdeki Hamptons tahtında köylülerin pasta yemesine izin vereceksin yani?
The ropes course is a piece of cake.
Halat kursu bir parça pasta.
Is that our wedding cake from the freezer?
O bizim buzluktaki düğün pastamız mı yoksa?
How did you get cake before the ceremony?
Törenden önce nasıl pasta yiyebildin?
Aw, by then, everybody was pretty soused from the "drink when Mike eats cake" game.
Aaa, sonrasında, herkes kafayı çekti ben her pasta yediğimde içme oyununu oynadılar.
And also, while I was in the States, you kept sending Yun oppa cake on my behalf, ( Oppa - Older brother, boyfriend ) provided me with news and even sent pictures.
Hem ayrıca, Amerika'dayken benim namıma, Yoon abiye pasta göndermiştin sürekli beni haberdar edip resim bile yollamıştın.
If you want privacy, go diddle a bundt cake in the bathtub, but don't have a camera crew record you while you're doing it and then whine when it gets leaked.
Özel hayat istiyorsan, banyoya şekilli kek at ama bunu yaparken ortalıkta kamera olmamasına dikkat et yine de internete sızarsa zırlarsın.
As in the mini version of regular cupcakes, which is already a mini version of cake?
Zaten kekin küçük versiyonu olan kapkekin mini versiyonu olan bir kek mi alacağız?
You need to hit the streets, shake your cake maker, and show people your goods.
Caddeye çıkıp kek çırpıcılarınızı sallayıp insanlara mallarınızı göstermelisiniz.
I have to deliver a cake, so watch the store.
Neden kapıyı çalmıyorsun?
Is a patissier someone who just takes it easy the day before his cake comes out?
Haklısın.
The day before the new cake was delivered, he would look at the cake and do an all-nighter.
Birini pasta yaparken izlemeyeli yirmi yıl oldu.
The best-selling author of "I was told there'd be cake".
"Pasta var dediler, geldik" in çok satan yazarı.
It's, like, my TV wife opens the fridge, andis, Hke, "What happened to the birthday cake?"
Dizideki karım buzdolabını açıp "Doğum günü pastam nerede?" diyor.
I mean, the entire control room is like a group of six-year-olds whose birthday is next week, you know, and there's going to be cake, and there's going to be presents, and all their friends are going to be there,
Demem o ki tüm kontrol odası haftaya doğum günü olan bir grup altı yaş çocuğu gibiydi. Ve pasta olacak, hediyeler olacak, tüm arkadaşları da o gün orada olacak ve onlar sadece müthiş olacağını biliyorlar.
To you, this cake is the country.
Sizin gözünüzde bu kek bir dövüş sanatları birliği.
Angel Cake's the fireworks.
Angel Cake havai fişekleri.
Where the fuck is my cake fork?
Pasta çatalım nerede lan?
On the other hand, you must say that a cake fork is... Is a rather practical tool.
Ama düşününce, pasta çatalının aslında pratik bir araç olduğunu söyleyebilirsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]