English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / The heart

The heart traducir turco

23,336 traducción paralela
For the first time ever, you're gonna have to speak from the heart and not make it about you.
Bir kereliğine olsun yüreğinizden konuşun ve konuyu kendinize getirmeyin.
It's been a while since we've done our "total eclipse of the heart" duet.
Uzun zamandır "Kalp tutulması" şarkısında düet yapmadık.
Well, Mrs. Donaldson, I'm happy to announce that you have the heart of a much younger woman.
Çok daha genç bir kadınınki kadar güçlü bir kalbiniz var Bayan Donaldson.
Your mother can't resist an apology that comes straight from the heart... of this box.
Ne de olsa annen asla bu kutunun kalbinden gelen konuşmaya asla dayanamaz.
Our school is in the heart of what they once called The Combat Zone.
Okulumuzun bir zamanlar savaş bölgesi diye adlandırdıkları bir yerin tam kalbinde.
- At the heart of our operation.
- Operasyonumuzun kalbinde.
The heart of Azaria.
Azaria'nin kalbinde.
I should have sent the heart.
Ona kalp yollamalıydım.
I'd know it came from the heart.
Tavsiyelerinin içten olacağından eminim.
The heart of an insignificant and unemployed student has been lit up.
Hiçbir değeri olmayan işsiz bir öğrencinin yüreği aydınlandı.
I see in your eyes the same fear that would take the heart of me.
Gözlerinizde yüreğimi ele geçirmeye çalışan korkuyu görüyorum.
"The heart cannot accept this."
Kalbim bunu kabullenmiyor.
The 1.6 billion of Arabs... You are putting the knife on the heart of peace.
1.6 milyar Arap'ın kalbine bıçak tutuyorsunuz.
The Heart Bled Blue.
The Heart Bled Blue.
The Heart Bled Blue didn't get the e-book treatment, which is good, for both of us, because I spent almost $ 4,000 last night trying to find all the hard copies I could find online.
The Heart Bled Blue e-kitap olarak çok ilgi görmemiş ki bu iyi, ikimiz için de, çünkü dün gece 4.000 dolar harcayarak internette bulabildiğim tüm basılı kopyaları bulmaya çalıştım.
I don't know the ins and the outs, but suffice it to say that The Heart Bled Blue is about to become very difficult to find.
Getirisi ve götürüsü ne olur bilemem, ama yalnız şu kadarını söyleyeyim "The Heart Bled Blue" bulunması zor bir kitap olacak.
Girls get you to feel for them, make you think they're the best thing in the world, and then they leave, move on to the next thing, and you're left there, crying, with your heart covered in poop.
Kızlar onları düşünmeni ister, dünyadaki en iyi şeyler olduklarını düşünmeni isterler, ve sonra giderler, sonraki hedeflerine geçerler, ve sen yapayalnız kalırsın, ağlayarak, kalbin bokla kaplanmış bir halde.
Heart rate's through the roof.
- Kalp atışı tavan yaptı.
♪ Dr. Bell with the long golden hair ♪ ♪ you saved my heart by fixing its tear ♪
Uzun altın saçlı Dr. Bell yırtığı onanarak kalbimi kurtardın.
And, Kyle... you're the love of my heart.
Ve Kyle, sen kalbimin tek aşkısın.
Her heart's a little weak, but the babies appear to be totally fine.
Kalbi biraz zayıf düşmüş ama bebekler çok iyi görünüyor.
Giving Julian the satisfaction of ripping my heart out would have been a mistake.
Julian'a kalbimi sökme zevkini yaşatmak bir hata olurdu.
Look, it's about the effort that you put in. It's about what's in your heart.
Bak, Bunu denemeye çalışman yüreğinin olmasıyla ilgili
So check your bleeding heart at the armory and man up, agent Danvers.
Yufka yüreğine sahip çık da git biraz adam ol, Ajan Danvers.
You are my role model and you lead this city with such strength and grace, and underneath that prickly exterior, ahem, you have the biggest heart of anyone I know.
Örnek aldığım kişisiniz şehri büyük bir güçle ve merhametle çekip çeviriyorsunuz ve bu aksi görünüşünüzün altında tanıdığım en büyük kalbe sahip kişisiniz.
Like you said, I'm gonna carry it here, in my heart, and my heart is full of the...
Dediğin gibi, ı'm olacak burada taşımak, Kalbimde ve kalbim doludur.
Mom, from the bottom of my heart, I just got to tell you...
Anne kalbimin derinliklerinden geçenleri sana söylemem lazım.
It's a cold heart that can meddle with the dead.
Ölülerle uğraşan adamın vicdanı yoktur.
My heart goes out to the widowed Queen Mother and her two daughters in their grief.
Dul kalan Ana Kraliçe'ye ve kederli iki kızına en içten dileklerimi iletiyorum.
There is also a brief moment before the Coronation where you might also mobilize Cabinet support for the one other thing that has eluded me and gnaws away at my heart.
Ayrıca Taç Giyme Töreni'nden önce Kabine'den destek isteyebileceğiniz başka bir konu daha var. Bu halledemediğim ve beni içten içe yiyip bitiren bir hadise.
It's the first time feeling my heart heat up so much.
İlk defa kalbimin böyle kaynadığını hissediyorum.
I know your heart was in the right place when you didn't tell me about Jodi.
Jodi olayını söylemediğinde kalbinin doğru yerde olduğunu biliyordum.
I was happy from the bottom of my heart.
O kadar mutlu oldum ki!
I was happy... from the bottom of my heart!
O kadar mutlu oldum ki!
You know, right after I jump-started his heart with the epi pen.
İlaç ile kalbini yeniden çalıştırdıktan sonra.
My father says that God will stop the bleeding if I have a pure heart.
Babam eğer kalbimizi temiz tutarsak kanamanın duracağını söylüyor.
And by the time I got home, I thought I was having a heart attack, really.
Eve gelene kadar tam anlamıyla kalp krizi geçirdiğimi sandım.
"Don't ask... about the condition of my heart... beloved."
Sorma bana kalbimin durumunu sevgilim.
The day you hug him, all broken strings of your heart, will be mended.
Bir gün ona sarıl, kalbinin bütün kırıklıkları düzelecektir.
"My heart fell in the captivity of memories."
Kalbim esaret anılara hapsolmuş hissediyor.
Why can't you just be Ana? Because the last time I was Ana with someone, I got my heart broken.
- Çünkü en son birine Ana gibi davrandım ve kalbim kırıldı.
At its heart, the festival is a religious celebration, correct?
- İngilizce biliyor musun? - Evet.
I come from the loving space of my heart, and I know that love opens new possibilities.
Kalbimin sevgi dolu diyarından geliyorum ve biliyorum ki o sevgi yeni fırsatlar yaratacak.
He said, when it came time to do the mission, he had a change of heart.
İş uygulamaya gelince fikrini değiştirmiş.
For us to be seen in the world as a Movement with heart, soul, and vision.
Bizlerin dünyada kalbi ruhu ve vizyonu olan bir Hareket olarak görülmesi için.
You should keep the precious memories buried in your heart.
Kalbinize gömdüğünüz değerli anılarınızı saklamalısınız.
My heart was fluttering the whole time.
Kalbim küt küt atıverdi.
You said your heart was fluttering the whole time.
Kalbinin küt küt attığını söyledin.
An answer. "The day I met you" heart was from the one on the left or right side - who wrote it?
Cevap. Kalple "Shi Jin oppayla tanıştığımız gün" yazısını kim yazdı? Sağdaki mi yoksa soldaki mi yazdı?
The type that would get me locked up in your heart?
Kalbinde saklanmamı sağlayacak tip ne?
He filled out the release, but no sooner had the needle gun started up than he had a change of heart. He chickened out.
Feragat formunu doldurmuş, ama iğne tabancası çalışmaya başlar başlamaz, fikrini değiştirmiş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]