English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / The term

The term traducir turco

3,507 traducción paralela
So that scraping process or washing, that's where we got the term "brainwashing."
Bu kazıma ya da yıkama sürecinden "beyin yıkama" terimi ortaya çıktı.
The term "short and sweet" is a meaningless phrase to you, obviously, but continue.
Belli ki "kısa ve öz" deyişi senin için bir şey ifade etmiyor ama devam et.
Why I hate the term "single mom."
- "Yalnız anne" lafından niye nefret ettiğimi.
You're going to try to get the amendment passed in the House of Representatives before the term ends?
Değişikliği, Temsilciler Meclisinden geçirmeye çalışacaksın. İlk başkanlık dönemin bitmeden mi?
Well... Who came up with the term douche bag anyway?
Dallama lafını da nerden buldun ki?
We prefer the term "Caster."
Biz "Caster" terimini tercih ediyoruz.
I don't know the term for this, but I saw it on television somewhere, where the... the victim starts to sympathize with the captor.
Buna ne deniyor bilmiyorum ama televizyonda görmüştüm şey kurban kendisini esir alan kişiye yakınlık duymaya başlıyor.
It seems just a blink ago I was sentenced to kitchen duties for the term of my natural life, and then you spotted me.
Bir tık önce, günlük yaşamımın içerisinde... bir mutfak mahkümuydum, ve siz beni birden nereye getirdiniz.
You won't be a father in the traditional sense of the term!
Klasik anlamda bir baba olmayacaksın.
"You won't be a father in the traditional sense of the term."
Klasik anlamda bir baba olmayacaksın.
I believe the term "shitty" was used.
"Boktan" kullandığı sözcüktü sanırım.
I'll tender my resignation at the end of the term.
Adli yarıyılın sonunda istifamı vereceğim.
Brittany S. Pierce, in her last term, accomplished absolutely nothing, except plan a dinosaur-themed prom and ban the use of hair gel.
Brittany S. Pierce bir önceki döneminde dinozor temalı bir balo düzenlemek ve saç jölesini yasaklamak dışında hiçbir şey yapmamıştır.
Cheap and cheerful, just for the short term. Or... We can use the gift certificate
Ya da Charlotte'ın güzel bir bebek mağazasından bize gönderdiği hediye çekini kullanır ve odayı bir güzel döşeriz.
Scientists have discovered neuroplasticity - a term which conveys the idea that the physical wiring of the brain changes according to the thoughts moving through it.
Bilimadamları nöroplastisite denen şeyi keşfetti : beynin fıziksel şebekesinin, içinden geçen düşüncelere bağlı olarak, değiştiğini belirten bir terim.
I get that surgery, the department doesn't like how it looks, I go on long-term disability.
Bu ameliyatı olduktan sonra birim durumu beğenmezse uzun süreli iş göremez olacağım.
That's... It's sweet... If it didn't mean the end of your political career, because you won't make it to a second term.
Bu tatlı düşüncen siyasi kariyerinin sonu olacak çünkü ikinci kez seçilemeyeceksin.
It is the correct term, "fuck buddy"?
Bu doğru terim mi? "Fuck buddy."
It's always like this at the end of term.
Dönem sonunda hep böyle oluyor.
You wanna spend the rest of your term tryin'to get him to play ball?
Döneminizi onu yola getirmeye çalışarak mı geçireceksiniz?
The baby's full-term.
Bebek, son döneme girdi.
Then came the short term service. You even cried about that. You cried like women, you fags.
Ulan, kısa dönem çıkarttılar, ona bile ağladınız be, karı gibi zırladınız ibneler.
But the accommodation office said it's not a summer term priority.
Ama konaklama ofisi, yaz vadeli bir dönem olmadığını söyledi.
Unfortunately, "know" is a relative term, when it comes to the Internet.
Maalesef internet söz konusun olunca "tanıyor" göreceli bir kelime oluyor.
We all remember the pyramids and pharaohs, but advances which were, in the long term, just as significant were being made behind humbler walls.
Hepimiz pramitleri ve firavunları biliyoruz, ama gelişmeler, bir o kadar... önemli olan mutevazı duvarlardan başlıyor.
Who's the father to your son - you weren't pregnant for the whole term?
Erken doğan oğlunun babası kim?
I can't let harm come to the child. * * * familiar term speech * * *
Oğlumu tehlikeye atmam
No matter what, he is the prince of the late king. * * * familiar term speech * * * You will die because of that one reason.
Ne olursa olsun, o eski kralın prensi bu nedenle ölecek
Concentrate on your study so that on the mid-term that's coming up, we can stop placing the last, at least.
Çalışmaya odaklanın, ara sınavlar gelmek üzere, en azından sonuncu olmaktan kurtulabilirsinizt.
The scenes that James and I have together are- - I mean, for lack of a better term, they're very much cat and mouse.
James'le benim bir arada olduğumuz sahneler yani, nasıl desem, daha çok kedi - fare gibiler.
Tomorrow, you will engage in the last major exercise of this term.
Yarın, bu dönemin son büyük sınavıyla karşı karşıya geleceksiniz.
"at the end of which term the principal will revert to him."
Bu sürenin sonunda mülklerin sahipliği ona geçecek.
Perhaps that is why your constituents did not re-elect you to the coming term.
Belki de bu yüzden ikinci kez seçilemedin.
Since most of the patients we have here are long term patients...
Hastaların çoğu uzun dönemli hastalar.
When you're dealing with something that is a long-term project... and the LHC is a long-term project.
Bu türden uzun süreli bir projeyle uğraşırken... Ve BHÇ de uzun süreli bir proje.
... gay, I think the fashionable term for it is these days.
Gey değilse, sanırım artık böyle söyleniyor.
The hate I bear thee can afford no better term than this :
- Romeo! Sana duyduğum nefret bundan daha öteye gidemez
They perform a short play at the end of every term.
Her dönem sonunda kısa bir oyun sahneliyorlar.
It would be good to decide on the readings before the end of term.
Dönem sonundan önce okumalara karar vermek iyi olurdu.
I'm sorry, it's the drugs they've been feeding me, it's my short-term memory. The drugs they've been feeding... Something that's meant to keep us peaceful, I suppose, or harmless!
Kısa dönem hafıza kaybım var, ilaçlar bizi huzurlu ve sanırım zararsız tutmak için.
We are winning an information war... which goes beyond any short-term alliance we have with the mainstream media... and you want to throw it all away because you fear... that some U.S. Government informant might come to harm?
Herhangi kısa zamanlı müttefikliğin ötesine geçen bir bilgi savaşını kazanıyoruz. Ana medya örgütleri bizim yanımızda ve sen tüm bunları Amerikan muhbirlerine zarar gelir diye korktuğun için bir köşeye atıyorsun.
I think the politically correct term is "ocularly impaired."
Sanırım doğru kelime "çift gözü gelişmemiş".
I think the politically correct term is "ocularly impaired."
Sanırım doğrusu "çift gözü gelişmemiş" olacak.
They've asked for a day or two to consult the powers that be, but what this means in the short term is that I need you here, ready to jump when they say jump.
Bir iki gün danışıp konuşma için müsaade istediler, Fakat bu senin biraz daha burada kalmanı gerektiriyor, Zıpla dediklerinde Zıplayabilmen lazım.
What Aboriginal term meaning'waterhole'is also the name of an Australian surf clothing company?
"Su birikintisi" anlamına gelen hangi eski terim aynı zamanda bir Avustralyalı sörf kıyafeti firmasının adıdır?
I'm proud to present, fresh from another down-home authentic prison term, the universe's greatest folk singer,
Otantik bir hapishaneden daha yeni çıkmış evrenin en iyi folk şarkıcısı...
We have no idea what the long term affects will be.
Uzun sürede yan etkilerinin ne olacağını bilemeyiz.
In the short term, that may work.
Kısa vadede, işe yarayabilir.
But in the long term, people might lose respect for you.
Ama uzun vadede, insanlar saygılarını kaybedebilir.
Larry left at the end of last term.
Larry geçen adli yarıyılın sonunda ayrıldı.
If by some miracle you were to conceive, the faculties are too damaged to carry a baby full term.
Mucize eseri hamile kalsan bile, organların bebeği sonuna kadar taşıyamayacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]