To the house traducir turco
21,889 traducción paralela
Martha, come back to the house now.
Martha, hemen eve dön.
Martha, will you please come back to the house?
Martha, eve dönebilir misin lütfen?
Did anyone ever come to the house?
Eve gelirler miydi?
Got the deed to the house, pink slip for the car, his funeral plans, the man he decided I'm gonna marry along with the names of my kids,
Evin tapusu, arabanın ruhsatı, cenaze planları, hatta çocuklarımın isimleri bile var.
Martha, come back to the house now.
Martha, hemen eve dön. Uzak dur.
Tie... goes to the house.
Beraberlikte... ev sahibi kazanır.
Any information on visitors to the house?
Ev ziyaretçileri hakkında bir bilgi var mı?
All wagers go to the house.
Tüm bahisler eve gidiyor.
Gwen, go up to the house and get food and drink.
Gwen eve gidip biraz yiyecek ve içecek getir.
Walk with me to the house. Come on.
Eve kadar benimle yürü.
He wanted us to contact a friend of us, a woman who runs a halfway house on the Lower East Side.
Arkadaşlarından birisi ile görüşmemizi istiyor. Kadın Aşağı Doğu yakasında suçlu rehabilitasyon merkezi işletiyor.
I've returned to Lily Cooper's office at the halfway house.
Lily Cooper'ın rehabilitasyon merkezindeki ofisine geri döndüm.
We have come to search the house, Madonna!
Evi aramaya geldik, hanımefendi.
The dagger used to kill Tancredi the apothecary, it was here, in this house.
Eczacı Tancredi'yi öldüren hançer... Bu evde, burada.
I get the feeling you wouldn't be standing here in front of my cruddy house in this low-rent neighborhood offering me an obscene amount of money if you were so sure she was going to dump me when she finds out who I am.
Anlamıyorum, anlamıyorum. Bana yönetici asistanı olduğunu söyledi. Yönetici asistanı mı?
Your house is an enemy to the Protectors.
Evin Koruyucular'ın düşmanı.
- You said they can't attack the house! - They figured out how to get
- Eve saldıramazlar demiştin!
So two days ago, Jack Cruz responded to an e-mail from a potential new client asking to view a spec house he was building on the North Shore.
İki gün önce Jack Cruz, olası bir müşterinin Kuzey Sahili'nde inşa ettiği özel bir evi görme isteğine dair yolladığı e-postayı yanıtlamış.
The House will come to order.
Meclis toplantıya başlayacak.
And then we got to her house, and she showed me my room, and it had one of those beds with the curtains around it.
Sonunda evine ulaştık ve bana odamı gösterdi. Tüllerle sarılı yataklardan vardı.
But we'll need them to get to the White House.
Beyaz Saray için onlara ihtiyacımız olacak.
I traced the IP address right to your house.
IP adresini evinize kadar takip ettim.
The night before you left to New York, I went by your house.
New York'a gitmeden önceki gece senin eve uğramıştım.
I mean, when I got to your house, you were outside, in the driveway, in the pouring rain, putting your suitcases in the trunk of your car.
Senin eve geldiğimde, evinin önünde yağmur altında bavullarını arabanın bagajına yerleştiriyordun.
I'm sorry to bother you, but I think we have the wrong house.
Rahatsız ettiğimiz için kusura bakmayın ama sanırım yanlış eve geldik.
If for any reason we get separated, go to the Johnsons'house... and tell them what's going on, but don't come back in this house.
Bir şey olur da ayrı düşersek, Johnsonların evine git ve her şeyi anlat. Sakın eve dönme.
I want you to go try to get in the house, find a phone and call for help.
Eve girmeye çalış. Bir telefon bul ve yardım çağır. Bunu yapabilir misin?
They were very eager to get us out of the house.
Bizi evden yollamak için sabırsızlanıyorlardı.
I'm just saying that maybe, before you join the French resistance, you walk the 15 feet to your neighbor's house and ask her did she get your damn love letter.
Fransız direnişine katılmadan önce 15 adım uzaklıktaki komşunun evine gidip aşk mektubunun eline geçip geçmediğini sorabilirsin.
We just want to know why you called Tom a weirdo back at the house.
Evdeyken Tom'a neden ucubik dediğini öğrenmek istiyoruz.
Every day, Neil would take the bus to Mark's house and they would drive to work together.
Her gün Neil otobüsle Mark'ın evine giderdi. İşten beraber dönerlerdi.
If so, I'd like to hit the Affleck-Garner house.
Eğer öyleyse Affleck-Garner evine gitmek istiyorum.
Set fire to their house. It's the first thing they go for.
Evlerini ateşe verirsen ilk gidecekleri yer o şeyin yanı olur.
Now that the mourning period has passed for Francis, it's time to see the House of Valois in all its glory.
Francis için tutuğumuz yas bitti. Şimdi Valois Hanedanlığı'nın bütün şanını gösterme zamanı.
Maybe I cut a deal with the city to give me the rights if I offer to build an opera house uptown.
Şehrin yukarısında bir opera binası yapmayı önerirsem belediyeyle bir anlaşma yapabilirim.
Remember, take off your clothes before you come in the house and go directly to the shower ;
Unutma eve gelmeden kıyafetlerini çıkarıp doğruca duşa gireceksin.
Dave, you said that a large piece of furniture was moved to block the top of the stairs at the Brewer house.
Dave, Brewer'larda büyük bir mobilyanın merdivenlerin başına sürüklendiğini söyledin.
Hey, um... no, man, I'm on my way out to the beach house.
Hayır sahildeki eve gidiyorum.
- That's what I said. I wanted to frame it and put it up in the house,
Çerçeveletip eve asmak istedim ama izin vermedi.
When... when you brought the files to the safe house the other day, did you sign them out in the log?
Geçen gün dosyaları güvenli eve getirdiğinde, çıkışı kayıtlara işledin mi?
- Why do the FBI keep coming back to that house?
- Neden FBI sürekli bu ev için geliyor?
I tried to leave the house, but I couldn't, and then that's when I started to see them.
Evi terk etmeye çalıştım ama başaramadım. Sonra diğerlerini görmeye başladım.
A Soul Eater moves into a house, and once it does, it makes what the lore refers to as a Nest.
Ruh Emici bir eve yerleşir, yerleştikten sonra eski deyişlerde dediğine göre bunu bir yuvaya çevirir.
And the Soul Eater... closes up The Nest and moves on to the next house.
Sonra Ruh Emici yuvayı kapatıp başka bir eve gidiyor.
Then, I finished the sigil, and once I did, the house went back to normal.
Sonra mührü bitirdim, bitirince ev normale döndü.
Supposedly, he was at her house the night before you and Kevin drove to Miami.
Dediğine göre Kevin ve sen Miami'ye gitmeden önceki gece onun evindeymiş.
Barbers would make house calls and nobility.the way back to
Berberler soylu ailelerin evlerine de gidermiş.
I used to hear a little boy's laughter in the house...
Evde küçük çocuğun gülüşlerini duyardım.
I used to hear a little boy's laughter in the house.
Evde küçük çocuğun gülüşlerini duyardım.
'I used to hear a boy's laughter in the house.
Evde küçük çocuğun gülüşlerini duyardım.
Then you follow that path out of here back to Shepzoy House and you explain the situation to Mrs Appleby.
Öyleyse Shepzoy Evi'ne giden bu yolu takip et ve durumu Bayan Appleby'ye açıkla.
to them 177
to the beach 25
to the moon 20
to the airport 39
to the future 91
to the end 49
to the top 23
to the north 16
to the sea 38
to the point 24
to the beach 25
to the moon 20
to the airport 39
to the future 91
to the end 49
to the top 23
to the north 16
to the sea 38
to the point 24
to the left 221
to the hotel 25
to the kitchen 20
to the right 265
to the police 36
to the tune of 23
to the car 26
to the death 78
to the hospital 50
to the contrary 33
to the hotel 25
to the kitchen 20
to the right 265
to the police 36
to the tune of 23
to the car 26
to the death 78
to the hospital 50
to the contrary 33
to the bridge 17
to the station 29
to the wall 16
to the king 27
to the bathroom 47
to the outside world 64
to the 197
to the side 32
to the door 21
to the front 27
to the station 29
to the wall 16
to the king 27
to the bathroom 47
to the outside world 64
to the 197
to the side 32
to the door 21
to the front 27