To the wall traducir turco
3,526 traducción paralela
We need to get back to the Wall.
Duvar'a geri dönmeliyiz.
We'll never make it to the Wall.
Yoksa Duvar'a ulaşamayız.
Today, I found my... dead son... nailed to the wall, like... like a rat.
Bugün oğlumu ölü buldum sıçan gibi duvara çakılmıştı.
You three, to the wall.
Siz üçünüz, duvara yaslanın.
So while the girls are playing sitting duck, I'm ready to circle the pond and... nail her psychotic butt to the wall.
O yüzden, kızlar oturup hedef olurken, ben olayları çözüp... onun psikopat kıçını tekmelemek istiyorum.
But he was an intelligent man, and with his back to the wall, he was a genius.
Ama çok zeki bir adammış. Sırtını dahi bir şekilde duvara vermiş.
We're now rounding the southwest corner of this wall and as we come around, I want you to look at the giant stones built into the wall.
Şu anda bu duvarın güneybatı köşesini dönüyoruz. Burayı döndüğümüzde, duvara örülen devasa taşlara bakmanızı istiyorum.
Sorry, I misunderstood your intention when you pushed me to the wall.
Çok pardon, siz beni duvara dayayınca niyetinizi yanlış anladım.
Please, do not tell me that my father did not have you with your ear pressed to the wall on such matters.
Lütfen... Babamın bu tür şeyleri dinlemeni istemediğini söyleme şimdi bana.
But if you really want to blow him - away, you know the wall issue that everyone is talking about?
Ama onu cidden perişan etmek istiyorsan herkesin konuştuğu duvar meselesi var ya?
- Yeah? Yeah, I'll talk to him about the wall.
Evet, onunla duvar hakkında konuşurum.
I can't do this unless you promise to be against the wall.
Duvara karşı olacağına söz vermezsen bunu yapamayız.
A wall to keep out the Mexicans.
Meksikalıları dışarıda tutacak bir duvardan bahsediyorum.
It leads through the Wall right down into the Nightfort, if one knows how to find it, which, it just so happens, I do.
Duvar'ın içinden geçip direkt Gece Kalesi'ne çıkıyor. Tabii nasıl bulacağını biliyorsan şansa bak ki, ben biliyorum.
Our father used to tell us that no wildling ever looked upon the Wall and lived.
Babamız eskiden bize Duvar'a bakan hiçbir yabaninin yaşamadığını söylerdi.
Brandon the Builder gave all this land south of the Wall to the Night's Watch for their sustenance and support.
İnşaatçı Brandon, Duvar'ın güneyindeki tüm bu araziyi, yardım ve destek için Gece Nöbeti'ne vermiş.
How are we going to get past the Wall?
Duvar'ı nasıl geçeceğiz?
Even Hodor's not strong enough to climb the Wall with me on his back.
Hodor bile, sırtında ben varken Duvar'a tırmanacak kadar güçlü değil.
You grow up north of the Wall, you learn the proper way to handle game.
Duvar'ın kuzeyinde büyüdüğün zaman işleri halletmenin doğru yolunu öğreniyorsun.
Guess you don't learn how to do that north of the Wall.
Onu Duvar'ın kuzeyinde öğretmiyorlar herhalde.
Or don't they teach you to say thank you north of the Wall?
Yoksa Duvar'ın kuzeyinde teşekkür etmeyi de mi öğretmiyorlar?
Used to be you couldn't find a tree within a mile of the Wall.
Eskiden buralarda ağaç bulman mümkün değildi.
Bran needs to find the raven beyond the Wall.
Bran Sur'daki kuzgunu bulmalı.
The charges shook Wall Street to the core as nearly 14 billion dollars invested with Michov are unaccounted for.
Suçlamalar çekirdek için Wall Street salladı yaklaşık 14 milyar dolar olarak yatırım Michov ile hesaba olan için.
He told me that the same kind of twist happened to a wall during an exorcism.
Bir şeytan çıkarma ayini sırasında aynı tarz bir bükülmenin duvarda olduğunu söylemişti.
Where's the Pete Russo who knew how to throw a punch when his back was against the wall?
Köşeye sıkışınca yumruk savurmayı bilen Pete Russo nerede?
Brown shag carpet on the wall - that's the kind of thing that you would do to your van.
- Duvarda kahverengi tüylü halılar vardı... bu tam karavanınıza.. .. döşeyeceğiniz türden bir şeydi.
- Oh, it's a term one of the wags in the laboratory devised to define our more conceptual efforts, as in we throw something against the wall and see if it sticks.
- Bu, laboratuvarımızdaki... gevezelerden biri tarafından daha kavramsal çabalarımızı tanımlamak için uydurduğu bir söz. Yani duvara bir şeyler fırlatıp tutunacak mı bakıyoruz.
On Wall Street the tech titan Apple went public this morning, to incredible market interest, as four point six million shares of its IPO were sold within an hour of the opening bell.
Wall Street'te teknoloji devi Apple bu sabah, inanılmaz bir piyasa geliriyle hisselerini halka açtı. Açıklanan ilk verilere göre hisselerinin 4.6 milyonu açılıştan sonra 1 saat içinde satıldı.
He has to see the writing on the wall.
Başına gelecekleri anlamalı.
Um... Broke through the wall to get it out.
Onu çıkarmak için duvarı kırdım.
But could you try not to look scared when your face smashes against the wall?
Ama... yüzün duvara çarptığında korkmuş gibi bakmamaya çalış.
I have this tradition, to go every birthday and to put a prayer note in the wall.
Her doğum gününde buraya gelip kağıda yazdığım duayı, duvarın arasına sıkıştırmak hoşuma gidiyor.
We believe all prayers pass through the wall on their way to God.
Duvara konan tüm bu duaların, oradan Tanrı'ya ulaşacağına inanırız.
The site of Jewish longing for generations, the Western Wall is one of four walls that support the enormous stone platform where 2, 000 years ago, King Herod the Great rebuilt the temple on a scale comparable to the Great Pyramids of Egypt.
Yahudi yerleşim yeri uzun bir geçmişe sahip. Ağlama Duvarı, 2000 yıl önce Büyük Herod'un.. ... Mısır Piramitleri ile kıyaslanabilecek bir seviyede, yeniden inşa ettiği büyük taşlardan oluşan dört duvarımızdan bir tanesidir.
Today, long after the second temple was destroyed by the Roman army, Jews mourn its loss at the wall that once stood closest to it, the Western Wall.
Bugün, ikinci tapınağın Roma askerleri tarafından yok edilmesinin uzun süre ardından Yahudiler bu kayıplarının yasını, bir zamanlar ona en yakın olan Ağlama Duvarı'nda tutuyorlar.
On the Jewish High Holy Days, Jews gather at the Western Wall for the priestly blessing, said to be the same blessing given by priests in the temple
Yahudi Dini Bayramları'nda Yahudiler, 3000 yıl önce tapınaklarda yapıldığı gibi papaz tarafından kutsanma töreni için...
This ain't a dance for flowers to sprout on the wall.
Çiçeklerin duvarda filizlendiği bir dans değil bu dans.
A few hours after the Politbuto announced the opening of the Berlin border, all residents rushed to break the wall and dispose of visas, as they no longer need them.
Politbüro sözcüsü yaklaşık bir saate kadar Berlin sınırının, açılmış olacağını duyurdu vizesi, tamamlanmayanlar ve hatta hiç bir şey doldurmamış olanlar için bile...
Just got him to admit he knew it was hidden in the wall.
Sadece çantanın duvarda gizli olduğunu itiraf etmesini sağladım.
I've put up the cases on the wall, so you can choose which one to start with.
Dosyaları duvara yerleştirdim böylece başlamak için birini seçebilirsin.
Their spleens were removed so something else could be put in their place... something requiring surgical mesh to attach it to the abdominal wall, something that leaked potassium in high enough levels to kill them.
Dalakları çıkarıldı, böylece onların yerine başka bir şey koyulacaktı. Karın duvarına bağlanması için cerrahi ağa ihtiyaç duyulan bir şey. Onları öldürmek için yeterli yüksek seviyeye ulaştırarak potasyumu içine sızdıran bir şey.
I've been so busy working at the coffee shop and trying to get another wall street job that I haven't been able to have a girls'day out with Chloe... until now!
Kahve dükkanında çalışmakla ve Wall Street'te iş aramakla o kadar meşguldüm ki... Chloe'le kız kız bir gün geçiremedim şimdiye kadar.
So, what are you saying, she knocked off her hubby and scrawled something on the wall to throw us off? Yeah, why not?
Ne yani, kocasını öldürdü ve bizi atlatmak için de duvara bir şeyler mi çiziktirdi?
I lie here and I listen to the shovels and the picks against that wall there.
Burada yatıyorum ve şu duvara vurulan kazma ve kürek seslerini dinliyorum.
And that's when Gob was told to make it look like major construction had begun on the wall.
Ve Gob'a duvar hususunda büyük bir inşaat başlamış gibi göstermesi söylendi.
You should get the Chinese to build your wall.
Duvarın için Çinlileri tutmalısın.
China Garden had come through with a crew to build the wall, and with the help of a well-placed ad, he'd successfully filled all the homes in Sudden Valley.
China Garden duvarı yapmak için bir ekip bulmuştu. Ve iyi bir yere yerleştirilmiş bir reklam sayesinde Gob Sudden Valley'deki bütün evleri doldurmuştu.
Just got him to admit he knew it was hidden in the wall.
- Duvarda gizli olduğunu itiraf ettirebildim sadece.
She said Arlo asked you to go in the house and pull that bag out of the wall.
- Arlo'nun senden evine gidip... -... çantayı duvardan çıkartmanı istediğini söyledi.
Run the back wall of the anast first, toe to heel, outside in on the renal vein.
Arka duvarı çalıştırın, önce Anast dışında, topuk ayak renal ven üzerinde.
to them 177
to the beach 25
to the moon 20
to the airport 39
to the future 91
to the end 49
to the top 23
to the north 16
to the point 24
to the sea 38
to the beach 25
to the moon 20
to the airport 39
to the future 91
to the end 49
to the top 23
to the north 16
to the point 24
to the sea 38
to the left 221
to the hotel 25
to the kitchen 20
to the right 265
to the police 36
to the tune of 23
to the car 26
to the death 78
to the hospital 50
to the contrary 33
to the hotel 25
to the kitchen 20
to the right 265
to the police 36
to the tune of 23
to the car 26
to the death 78
to the hospital 50
to the contrary 33