You weren't ready traducir turco
215 traducción paralela
You weren't ready for it.
Hazïr degildin.
As a matter of fact, he's the only one who said you weren't ready... the only one who tried to stop it, but he was overruled.
Aslında senin hazır olmadığını söyleyen bir tek o vardı. Bir tek o bunu durdurmaya çalıştı ama reddedildi.
I thought you weren't going to get married till you were good and ready.
Kendini hazır hissedene kadar evlenmeyeceğini sanıyordum.
I didn't say that you weren't ready to have a baby. I said that you wanted to wait.
Bir bebeğe hazır olmadığını söylemedim, tek söylediğim beklemeyi tercih ettiğindi.
We weren't quite ready for you, if you want to know the truth.
Doğrusunu söylemek gerekirse senin için pek hazırlanamadık.
- You weren't ready to die yet.
- Çünkü henüz ölmeye hazır değildin.
She's ready to swear you weren't in the woodpecker suits during the robbery.
Soygun esnasında ağaçkakan kostümündekinin sen olmadığına yemin ediyor.
If you didn't write it before, you weren't ready.
Yazmadığına göre, hazır değildin.
I realize you weren't ready at all, so I sit back down.
Ve senin hazır olmadığını anlıyorum. Ve yeniden oturuyorum.
Jenny tried to bully us... into going over there for dinner tonight... but I said you weren't quite ready for it.
jenny bizi oraya bu akşam, akşam yemeğine götürmek için ısrar ediyor akşam yemeğine götürmek için ısrar ediyor. fakat bunun için daha hazır olmadığını söyledim.
I had the feeling you weren't going to be ready.
Hazır olmayacağını düşünmüştüm.
I told Razik you weren't ready.
Razik'e senin hazır olmadığını söylemiştim.
- I thought you weren't ready to kill.
- Öldürmeye hazır olmadığını sanmıştım.
I did love you, but you weren't ready.
Ben seni sevdim, ancak hazır değildin..
- At least you knew you weren't ready.
- İyi ki hazır olmadığını biliyordun.
And we weren't ready for you yet.
Senin için daha yeterince hazırlanmamıştık.
I told him you weren't ready.
Ona söyledim. Hazır değildin.
Maybe you weren't ready yet.
Belki daha hazır değildin.
Maybe she figured you weren't ready for the truth.
Belki annen bu gerçeğe hazır olmadığını düşünmüştü.
I knew you weren't ready. But maybe you could guide me. I am ready.
Hayır, hazırım.
He wanted to ask you out last year, but you weren't ready.
Geçen sene sana çıkma teklif edecekti ama sen o zaman hazır değildin.
Didn't I say you weren't ready to get married?
Sana evliliğe hazır olmadığını söylemiştim.
You just weren't ready.
Sadece hazır değildin.
- You weren't ready?
- Hazır değil miydin?
No, Jack, I'm sorry. You clearly weren't ready for this.
Buna hazır olmadığın belliydi.
You fuckheads would be ready if you weren't partying all night.
Eğer bütün akşam parti olmasaydı siz şimdi hazırdınız değil mi?
They wouldn't have given it to you if you weren't ready.
Hazır olmasaydın vermezlerdi.
- When we were together, you said you weren't ready.
Olmaz. Birlikteyken bebek istediğimde hazır olmadığını söylemiştin.
I g--I guess I just- - I think I just had this idea that this was all supposed to go a certain way or that maybe we weren't ready but what I realized is that the part of me that's been telling me those things is the exact part that you make me feel like I don't want to listen to anymore
Ben düşünmüştüm ki kesin bir yolda gitmemiz gerektiğini veya veya hazır olmadığımızı düşündüm ama içimden bir parçanın artık dinlemek istemediğimi hissettiren asıl parça olduğunu anladım.
See? You weren't ready.
Gördün mü, hazır değildin.
It's as if you've reached the unreachable and you weren't ready for it. "
Sanki ulaşılmaz olana ulaşmış ama buna hazırlıksız gibisin. "
But I heard that you weren't ready to meet, So I forgot all about it
Ama buluşmaya hazır olmadığını duydum. Bu yüzden unut gitsin.
It's as if you've reached the unreachable and you weren't ready for it. "
Ve sanki ulaşılmaza ulaşmış gibi hissediyorsun Ve buna daha hazır olmadığını. "
Neither did I. I just thought that maybe we weren't ready to get married and you felt it too.
Ben de öyle. Sadece, belki de evlenmeye hazır değiliz diye düşündüm, ve sen de öyle hissediyorsun sandım.
I said that we should leave but you said that you weren't ready.
Ben gitmemiz gerektiğini söylemiştim ama sen hazır olmadığını söylemiştin.
That I was ready for something real, and you weren't... and that is just not really true.
Gerçek bir ilişki için benim hazır olduğum ve senin olmadığın... doğru değil.
That's what you felt when you touched those sentinels, but you weren't ready for it.
O Nöbetçi'lere dokunduğunda hissettiğin buydu, ama buna hazır değildin.
You should be dead, but apparently you weren't ready for that either.
Ölmüş olmalıydın, ama açık ki ama buna da hazır değildin.
l know we've only dated for a few weeks and I know you weren't ready in the beginning but I really want this.
Yalnızca bir kaç haftadır çıktığımızı ve başlangıçta hazır olmadığını biliyorum ama bunu gerçekten istiyorum.
You weren't ready.
Hazır değildin.
When you were little, you weren't quite ready for the first grade.
Sen küçükken birinci sınıfa henüz hazır değildin...
He just said that you weren't ready for a relationship.
Senin bir ilişkiye hazır olmadığını söyledi.
It is exactly that kind of ignorant homophobia that made me know that you weren't ready.
İşte tıpkı böyle homofobik yaklaşımların yüzünden...
And I thought you weren't ready, kid!
Hazır olmadığını sanıyordum evlat.
Oh. Well, I'm sorry it's such late notice, but, well, we weren't sure that you and your father were ready for any kind of social engagement yet, but, we're sort of throwing it in your mother's honor.
Bu kadar geç haber verdiğim için özür dilerim ama sizin sosyalleşmeye hazır olup olmadığınızdan emin değildik.
Debra, you just weren't ready to receive that message.
Debra bu mesajı almaya hazır değildin.
I told you, you weren't ready to receive it.
Sana söyledim mesajı almaya hazır değildin.
Well, obviously, you weren't ready for this step.
- Belli ki hazır değilmişsin.
- Obviously you weren't ready for this step.
- Belli ki hazır değilmişsin.
That's right, because I knew that you weren't ready.
Çok doğru, çünkü hazır olmadığını biliyordum.
You said you weren't ready so I'm trying to respect that.
Bana hazır olmadığını söyledin. Ben de buna saygı göstermeye çalışıyorum.
you weren't invited 19
you weren't 353
you weren't wrong 17
you weren't kidding 58
you weren't to know 25
you weren't there 258
you weren't yourself 17
you weren't here 82
you weren't the only one 17
you weren't supposed to see that 18
you weren't 353
you weren't wrong 17
you weren't kidding 58
you weren't to know 25
you weren't there 258
you weren't yourself 17
you weren't here 82
you weren't the only one 17
you weren't supposed to see that 18
you weren't listening 16
you weren't even there 25
you weren't answering your phone 25
ready 6018
ready or not 106
ready when you are 132
ready as i'll ever be 16
ready to order 18
ready to go home 19
ready and waiting 18
you weren't even there 25
you weren't answering your phone 25
ready 6018
ready or not 106
ready when you are 132
ready as i'll ever be 16
ready to order 18
ready to go home 19
ready and waiting 18
ready to roll 40
ready to go 350
ready for lunch 19
ready now 19
ready for what 105
ready for this 33
ready to fire 23
you will be 199
you well 16
you want some tea 39
ready to go 350
ready for lunch 19
ready now 19
ready for what 105
ready for this 33
ready to fire 23
you will be 199
you well 16
you want some tea 39
you were right 3267
you want me to come 17
you won't be alone 42
you will be dead 18
you want to see me 30
you will see 125
you will regret it 32
you won't believe it 101
you want to die 96
you won't get away with it 31
you want me to come 17
you won't be alone 42
you will be dead 18
you want to see me 30
you will see 125
you will regret it 32
you won't believe it 101
you want to die 96
you won't get away with it 31