English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Başaramayacak

Başaramayacak traducir inglés

400 traducción paralela
Korkarım başaramayacak.
I'm afraid he won't do.
Ayaklarım başaramayacak kadar ağrılı... -... ama Galbraith kendi başına gidebilir.
My feet were so sore I couldn't make it but Galbraith went on up by himself.
Nasıl olsa başaramayacak.
But he'll never make it.
Görevi başaramayacak olan ekip yahut uçak kaderine terk edilecek.
And the man or the ship that fails will be dropped.
Onu başaramayacak bir şansı var mı?
Is there any chance they won't make it?
Asla başaramayacak.
He'll never make it.
Ama bunu başaramayacak.
But it will always elude them.,
Asla başaramayacak.
She'll never get it.
Bugüne kadar hiç kimse beni yenmeyi başarmadı.Bundan sonrada başaramayacak.
I can whup my weight in wildcats and drink my belly full.
Hiçbirimiz başaramayacak.
None of us are gonna make it.
Asla başaramayacak.
He never will.
Gunthorpe'ın ayaklar sağlam, ama asla başaramayacak.
Good legs, Gunthorpe, but he's never gonna make it.
Arkadaşım ama başaramayacak.
And just as afraid she won't succeed.
Profesör Marchand benim araştırmalarımın sonuçları olmadan başaramayacak.
Without the results of my research, Professor Marchand cannot achieve a break-through.
- Asla başaramayacak.
- He'll never make it.
Tek korkum onu görmeyi başaramayacak olmak
I only fear we might not be able to see him
Başaramayacak.
He'll never make it.
Hiç kimse almayı başaramayacak.
No one will be able to take it away.
Ve ben başaramayacak olursam bir başkasını yollasın.
Send someone else if I don't make it.
Başaramayacak, iddiasına var mısın?
Cold drink he don't make it.
Kimse bizi değiştiremeyecek, Lincoln, "büyük azad edici" bunu hiçbir zaman,... başaramayacak.
Nobody'll ever make us change, not even this Lincoln, our emancipator.
Başaramayacak.
We're having a problem now.
Ben de başaramayacak diyorum.
And I'm telling you he won't.
Bu bölük bunu başaramayacak olursa başaracak birini bulurum.
Put fire into this battalion, or I'll get somebody who can.
Hiç biri bayrağa ulaşmayı başaramayacak nasılsa
I don't think any of those kids'll make it anyway
Adamlar başaramayacak.
They are not lasting.
Umut yok, başaramayacak!
Hopelss, he can't win.
kasanın şifresini dinleyerek kırmaya çalışacaksın, başaramayacak ve dinamit kullanmak zorunda kalacaksın.
Safebreakers, for the use of. The theory is, you tried to pick the lock of the safe... By listening to the tumblers - you failed and had to resort to dynamite.
Şehvet başaramayacak. Ve hepiniz lanetlenmiş... olarak öleceksiniz!
Desire shall fail and ye shall all die accursed!
Ama başaramayacak.
But she won't succeed.
- Başaramayacak, değil mi?
He's not gonna make it.
Asla başaramayacak.
It will never get off the ground.
Başaramayacak!
She won't take it!
- Asla başaramayacak. - Başarmalı!
- He'll never break through.
Beni kandırıp buraya gönderdi. Ama o da başaramayacak!
He tricked me into going this way, but he'll do no better.
Başaramayacak gibi olursan, perdeyi indirin işareti ver, anladın mı?
If it becomes too impossible, you ring down the curtain. Understand?
Umut yok, başaramayacak!
Hopeless, he can't win.
- Başaramayacak.
- He ain't gonna make it.
Başaramayacak.
He's not going to make it.
Zayıf olanlar dayanamayıp tırmanmayı başaramayacak.
The weaker ones will get burned off and won't be able to make the climbs.
Profile başaramayacak.
Profile is never going to make it back.
İki milyonuna bahse girerim başaramayacak.
I bet two million he couldn't.
- Başaramayacak.
- He'll never do it.
Başaramayacak, tasması patlayacak.
He's not gonna make it. That collar's gonna blow.
Aslağa başaramayacak biliyorsun.
He'll never make it, you know.
Başaramayacak!
She's not gonna make it!
Allice başaramayacak!
Alice will not triumph!
Nasıl olsa başaramayacak.
He ain't gonna make it.
Şuna bak, asla başaramayacak!
Look at him!
- Başaramayacak.
- I'll make it.
Bakalım. Başaramayacak.
He's not gonna do it.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]