English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Başarmışsın

Başarmışsın traducir inglés

420 traducción paralela
- Harika bir iş başarmışsın.
- You did a great job.
Çok şükür ki sen rekabet ve kıskançlık hislerinden kurtulmayı başarmışsın.
By the grace of God, you've managed to escape that poison of rivalry and jealousy.
- Bakıyorum da başarmışsın.
- I see you've managed.
Tahmin ettiğinden daha büyük işler başarmışsın.
You've done better work than you know.
Başarmışsın da, zira taşınıp gitti.
You have succeeded, because she has left.
Cesur işler başarmışsınız.
You seem to have done a number of brave things.
Burada çok büyük bir iş başarmışsınız.
You men have done a lot of work around here.
Ne güzel, başarmışsınız.
How lovely you've done it over.
İyi iş başarmışsın, Ames.
Good work, Ames.
- İyi iş başarmışsın.
Good work.
Mükemmel başarmışsın.
You've succeeded marvellously.
Biliyorsun, sen gerçekten başarmışsın, dostum.
You know, you've really got it made, buddy.
Öyleyse başarmışsın!
Then you did it!
- Güzel, başarmışsınız.
- Well, you've made it.
- Tamamen başarmışsın!
- You * ve succeeded completely!
Yine başarmışsın.
You did it again.
Yeni bir çift aldık ama sen tekini kaybetmeyi başarmışsın bile.
A new pair and you've already lost one.
Pongo, başarmışsınız.
Pongos, you've made it.
Başarmışsın!
You made it!
- Duydum ki başarmışsın.
- I hear you did very well.
Gücü geri getirmeyi başarmışsın!
The power is back!
Başarmışsın.
Beautiful work.
Malzemeleri getirmeyi başarmışsın.
You managed to bring your gear.
- Çok iyi başarmışsınız.
- I believe so, sir. - No!
- Senin için makineni test ettikten sonra cesaretini toplamayı başarmışsın.
- You do manage to find the nerve after I tested your machine for you.
- Zor olanı başarmışsın, Frank.
- You pulled it off, Frank.
Başarmışsın.
Get it together.
Anlaşılan tek başınıza üstesinden gelmeyi başarmışsınız.
Apparently, you managed to do that quite well on your own.
Hayatında bir şeyler başarmışsın.
It's like you've done something with your life.
Ve sanırım Kara büyü klanının öğretisini de... ele geçirmeyi başarmışsın!
It seems that you have acquired, the swordsmanship of the Magic Mount.
Başarmışsın!
- You got it! You got it! - Shh, shh, shh, shh, shh!
Howard, başarmışsın gibi duruyor.
Geez, Howard, it sort of sounds like you sold out.
Silver, yine kendini kurtarmayı başarmışsın.
Silver, I see you've managed to save your own neck once again.
Bence başarmışsın.
Well, I think you have it made.
- Başarmışsın! - Evet.
- You made it!
Başarmışsın, tatlım.
You got it, honey.
Başarmışsın.
You did it.
- Başarmışsın.
- You succeeded.
Öyleyse... başarmışsın.
So... you pulled it off.
Ee, Old Chen, nihayet başarmışsın.
So, Old Chen, you finally made it.
Kaçmayı da başarmışsın, her zamanki gibi.
You managed to flee, as usual.
- Başarmışsın?
- You made it, huh?
Tebrikler, başarmışsınız!
Congratulations, you did it!
Sizin örnek bir siciliniz var. Terfi etmişsiniz üstelik torpil kullanmamışsınız. Sadece çalışkanlığınızla başarmışsınız.
You've worked your way up through the ranks... without a patron or connections, just through hard work.
Ona Kaptan Andy'den et aldıysan, bir şeyleri başarmışsın demektir.
You could've just taken him to Captain Andy's Surf and Turf.
Jesus, herşeyi buraya koymayı başarmışsın.
Jesus, you could put together almost anything here.
İyi işler başarmışsın.
You done good for yourself.
Görünüşe göre iyi iş başarmışsınız.
Looks like the answer to a prayer.
Gerçekten güzel işler başarmışsın.
You've really pulled it off here.
İyi işler başarmışsın.
You've done well.
Bu, iki cinayetin birbiriyle bağlantısı var demek. Tamam, iyi iş başarmışsın.
So now the two killings are related.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]