English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Başardınız

Başardınız traducir inglés

1,410 traducción paralela
Anladığınız gibi bay Jennings Bizim 3 yıldan beri yapmaya çalıştığımız şeyi siz iki ayda başardınız.
You understand, Mr. Jennings, you've done in two months what we've been trying to do for three years.
Oyunun sonuna gelmeyi başardınız!
You've made it to the end of the game!
Bunu başardınız.
You may succeed.
İiz bırakmadan içeri girip çıkmayı başardınız.
You have to get in and out of there without a trace.
Böylesine kanlı bir savaşta ağır yaralanmanıza rağmen sağ kalmayı başardınız.
You've survived such a harsh war in which you've been so badly injured.
Beni bile mezun etmeyi başardınız.
You managed to get me out.
Peki bunu nasıl başardınız?
And how the hell did you just do that?
Çok iyi bir iş başardınız.
This was really great work.
Mükemmel iş başardınız.
That's a great job.
Bu da fazla pişmiş ve soğuk, bunu nasıl başardınız anlayamıyorum.
This is overcooked and cold, and I'm not sure how that can be achieved.
Ama siz bunu da başardınız.
Lo and behold, you pulled it off.
Batının size okullarınızda, televizyonda, sinemada, ve İngiliz tutumlarıyla arkadaşlarınızın size empoze ettiği şatafatlı hayata rağmen kendinizi saf ve temiz tutmayı başardınız.
But despite all the pressures of the West's gaudy promises in your schools, on the television, in the cinema, the way your British friends behave, you have kept yourselves pure.
- Bunu nasıl başardınız, efendim?
- How'd you manage this one, sir?
İyi başardınız.
Well done.
Nasıl başardınız?
How did you manage?
Başardınız!
You made up!
Burada, Güneydoğu Afganistan'da kaç kişiyi öldürmeyi başardınız?
And how many have you actually managed to kill here in south-east Afghanistan?
Trendekini kaçırmayı başardınız.
You made the one on the train go away.
Neyi başardınız?
Did what?
Başardınız
You got it.
Güzel, iyi iş başardınız.
That's good. That's a good job.
Başardınız.
[Monica] Okay :
Başardınız! Mektubumdaki ipuçlarının şifresini çözdünüz.
You deciphered the clues in my note.
On, bana vurmayı başardınız.
Ten, you did hit me.
Karınızı görmeyi başardınız mı?
Have you managed to see your wife?
Küçük bir mucize başardınız.
You have performed a minor miracle.
Başardınız.
Get on up. Ho.
Büyük bir iş başardınız.
You did a great job.
Nerede kalmıştık? Tebrikler, ateş hattını geçmeyi başardınız!
Where were we? Congratulations, you made it past the firing squad!
Başardınız.
You've done it.
Üç saatte neleri başardınız böyle...
You guys have accomplished a lot in the last three hours.
Beni bu kadar çabuk bulmayı nasıl başardınız?
Wow, I mean
- Başardınız.
- You made it.
Başardığımız gelişmeye inanamayacaksın.
- you will not believe what progress we will have achieved.
İkiniz de suya düştünüz ama sudan çıkmayı yalnız sen başardın.
You both ended up in the water. But only you got out.
Sizinle tanışmak isteyen insanlar var, Neler başardığınızı görmek istiyorlar.
People who'd like to meet you, see what you've accomplished.
Ve eğer iyileşecek kadar şanslıysanız, emin olabilirsiniz ki ; hayatınızdaki tüm çatlakları doldurmayı başardığınız anda, yeni bir tanesi açılmaya başlar.
And if you're lucky enough to recover, you can be sure that just as you finish filling in all the cracks in your life, the next one is starting to open.
Çünkü onu bu evde yalnız bıraktığımızda küçük bir yangın başlattı ve şehirlerarası telefon servis sağlayıcımızı değiştirmeyi başardı.
! Because, Doug, when we left him alone in this house he started a small fire, and managed to change our long distance carrier. Look, OK.
Nasıl başardığınızı bilmiyorum.
- Not really. - I don't know how you do it.
Selmak bazı DNA test sonuçlarını anlayabilmeyi başardı, ve görünüşe göre Albay O'Neill'ın durumu sandığımız gibi değil.
Selmak has had a chance to digest some of the DNA test results, and it seems Colonel O'Neill's condition isn't what we thought.
"İbrahim Seçmez'in hamileler için doğum kursunu başardığını onaylarız."
"We confirm that Mr. Ibrahim Sechmez has successfully completed the prenatal course."
Bunları yalnız başardığını mı sanıyorsun?
You think you've done this alone?
Hem o, hem de aradığımız şeyin anahtarını bulmayı başardık sanırım.
There's that too, but we think we've found the key we were looking for.
Sanırım, şu an, eski meslektaşımız Tarık'ın karısıyla iletişim kurmayı başardık.
Now I think we managed to contact the wife of our late colleague, Tarek.
Çok iyi bir iş başardınız.
'Cause I'm not large with the butch.
Sonra rağmen ne Barbas inandığınız, ne olursa olsun dış etkilerin, kız her zaman sihirli korumak başardı var.
So then despite what Barbas would have you believe, regardless of outside influences, the sisters have always managed to protect magic.
Maine in altın çocuğu yine manşetlere çıkmayı başardı. Bu sefer de güya küçük bir kızı boğulmak üzereyken batan bir arabadan kurtarmış... ne inanılmaz ama.
Maine's own Johnny Smith is up to his old headline grabbing tricks this time supposedly saving a drowned little girl from a sunken car... oh really?
Bu arada.. Beni düşerken gördüğünü söylediğinde inişimin sert mi yoksa yumuşak mı olduğunu söylemedin ama en son hız sınırını aşmayı başardığımda.. Hooo!
By the way... when you told me how you saw me going out not with a bang or a whimper... but after achieving my own personal... terminal velocity..
Unutmayın, elde etmeyi başardığınız herhangi bir bilginin, buraya getirmediğiniz sürece... bize bir faydası olmayacaktır.
Remember, whatever information you gather won't do us any good... unless you bring it back.
Arkadaşınız elimizden kaçmayı başardı.
Your colleague has managed to evade us.
Irkınız bir milyon yıl sürse... başardığımız şeye yaklaşamazdı.
If your race were to endure for a million years... you couldn't begin to approach what we've accomplished.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]