English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Başaramayacağım

Başaramayacağım traducir inglés

507 traducción paralela
Asla başaramayacağımızı düşündüğüm anlar oldu.
There were times I thought we'd never make it.
Hiç başaramayacağımızı sanmıştım.
I thought we'd never make it.
İçim rahat olmadıkça asla başaramayacağımı bilirsin.
You know I'm never any good unless I have my peace of mind.
- Başaramayacağımı mı düşünüyorsun?
- You think I can't make it?
Bazen hiç başaramayacağımızı düşündüğüm zamanlar oldu.
There was times I thought we was never gonna make it.
Bunu asla başaramayacağımızı sana söyledim.
I told you we'd never make it.
Zaman zaman başaramayacağımızı düşündüğüm oldu.
Yeah. Sometimes I thought we wouldn't.
- Başaramayacağımı biliyorsun.
- You know I can't.
Eğer Bay Anaheim'ın beni eve götürmesine izin verseydim bunu başaramayacağımı hissettim bir şekilde.
I feel somehow if I had permitted Mr. Anaheim to see me home... I wouldn't have achieved that purpose.
Başaramayacağım.
Can't shove off.
Tam da asla başaramayacağımı düşünürken.
Just when I was beginning to believe I'd never achieve it.
# Asla başaramayacağım # # mükemmel bir gelin olmayı #
Man found them in ordinary things such as wood.
Başaramayacağım.
Can't make it.
Eğer birbirimize destek olursak, başaramayacağımız şey yok.
If we support each other, then I'm sure we can succeed
Asla başaramayacağımı biliyorum.
I knew I could never scale them.
Şimdi eve dönersem, asla başaramayacağım.
If I go back home now, I'll never make it.
Asla başaramayacağım.
I'll never make it.
Bir an başaramayacağımızı düşünmüştüm. Sadece sen mi?
You know, for a while, I didn't think we were gonna make it.
Başaramayacağım.
I'm not going to make it.
- Başaramayacağım, Michael!
Michael, I can't make it!
Bu yükle başaramayacağımız konusunda.
About the rest of us not making it unless we travel light.
Zamanımı boşa harcıyorum, asla başaramayacağım.
Me, I'm wasting time. I won't manage anything anymore.
Asla başaramayacağım!
I'll never go through with it!
Bizim başaramayacağımız umuduyla Michealson'a Sydney'in mektubuyla izin verdi.
And he allowed Michaelson through with Sydney's letter hoping we d collapse.
Dorothy bunu asla başaramayacağımı biliyor.
Dorothy knows I'll never make it.
Neden başaramayacağımı düşünüyorsun?
And why would not succeed me?
Başaramayacağım.
I won't be able to make it.
Başaramayacağım.
I'm not gonna make it.
Daleklere karşı tek başımıza başaramayacağımızı biliyorsunuz, değil mi?
You all realise, of course, we cannot succeed against the Daleks alone?
- Başaramayacağım.
- Never make it.
Bunu başaramayacağım gibi geliyor.
Looks like I'm not gonna make it.
Çünkü sen bizim başaramayacağımızı biliyorsun.
Because you know damn well we wouldn't get through.
- Asla başaramayacağım.
- l'll never make it.
Asla başaramayacağımı düşündüm.
I thought I'd never get through
Başaramayacağım, Frank.
I can't make it, Frank.
Biz de hiç başaramayacağımızı sanmıştık.
I never thought we would make it.
Başaramayacağımı düşündüm.
( man # 6 ) I didn't think I'd make it.
Sanırım, ben başaramayacağım.
Hawk, I don't think I can make it.
Bunu başaramayacağım.
Willie, I can't deliver it.
Emma başaramayacağımı bildiğim için evlendiğimi söyledi.
Emma said I married you'cause I knew I couldn't.
Asla başaramayacağım.
I'll never get it.
Başaramayacağımı biliyordum.
Hey, I knew I wasn't gonna make it out of here.
Bunu hırsızlık yapan bir kumarbazdan aldım. Ama önce günah çıkarttırdım. ve onu kendi inancının asla başaramayacağı incilerle bezeli güzel mi güzel kutsal bir yere gönderdim.
I took it off a thieving card sharper... but first I shrived him... and sent him to the pearly gates... as nice and pretty as any from his own faith could have done.
Sana diyorum, başaramayacağız.
We won't make it, I'm telling you.
Hemen çıkalım buradan, yoksa asla başaramayacağız.
Let's get out now, or we never will.
Başarıp başaramayacağımı görmeliyim.
I've got to see it through.
Asla başaramayacağınızı anladığımda anlattım.
When I knew you'd never make it.
Başaramayacağımdan korkuyorum.
I'm afraid I won't make it.
Tanrım, başaramayacağız.
My God, we'll never make it.
Buraya gelip yardım etmezsen, başaramayacağız.
If you don't get up here and run me some interference, we ain't never gonna make it.
- Tam bir yıl. Asla başaramayacağım.
I'll never make it.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]