Biliyor traducir inglés
187,872 traducción paralela
Sağlıklı yaşıyoruz ve ilk ne yapacağız biliyor musun?
- We're getting healthy, and you know what we're gonna do first?
Ne oldu biliyor musun, evde oturuyordum ve sonra, senin patronum olmadığını hatırladım.
Oh, yeah, you know what, I was sitting at home, and then I remembered you're not my boss.
Biliyor musun, bunu ona hiç sormadım.
You know, I never asked him that.
Ne oldu biliyor musun?
Oh! Okay, guess what?
Ne yapacağız biliyor musunuz?
Okay. All right, you know what we are doing?
Biliyor musunuz?
You know what?
Yedi dili ana dili gibi biliyor ayrıca kamuflaj ve saklanma konusunda çok iyidir.
He speaks seven languages like a local and he's a master in the art of camouflage and concealment.
Asıl cezan ne, biliyor musun Leonard?
No!
Neyi seviyorum biliyor musun Titus?
You know what I love, Titus?
Felicia'nın kaybolduğunu şu an sadece iki ülke biliyor, ama yerine yedeği geçince herkes sorulara başlayacak.
- Felicia's disappearance is only known by the two countries at the moment, but if Felicia isn't found soon, her understudy will have to step in, and then the world will start asking questions.
- Hayır. - Yerini biliyor musun?
- Do you know where she is?
Yöntemini çok az kişi biliyor ve çoğu da öldü.
Only a small group knew his M.O., and most of them are now dead.
Şüpheli Deşici hakkında ne biliyor olabilir ki?
How can suspect know anything about Ripper?
Niye kucağıma düştün biliyor musun?
Do you know why you fell into my lap?
- Takdir edilesi bir içgüdü, ama Reid bunun ne kadar zor olacağını biliyor mu?
The instinct is admirable, but does Reid have any idea how difficult that's gonna be?
Demek ki yakalanacağını biliyor ve şimdiden nihai bir planı var.
It means he's resigned himself to being caught eventually and already has an end game in mind.
O ilaçları almak için ne kadar uğraştığımı biliyor musun anne?
Do you have any idea what I went through to get that medicine, Mom?
- Bryce'ın şu anki yerini biliyor muyuz?
Do we know where Bryce is now?
O ilaçları almak için ne kadar uğraştığımı biliyor musun?
Do you have any idea what I went through to get that medicine?
Biliyor musun?
You know what?
Biliyor musun, CEO'luk yaparken, meselenin, sonucuyla beraber yaşanabilecek yanlış cevabı seçmek olduğunu fark etmiştim.
( SIGHS ) You know, when I was CEO... I found that it was more about choosing the one wrong answer that you can live with.
Bu kadar parayı başka kim umursamaz biliyor musun?
You know who walks away from that kind of money, Jian-Yang?
Bir hile olduğunu biliyor ve korkunç sonuçlarından korkuyordum.
It's a trick, I know it. And I fear terrible consequences.
- Burada olduğunu Lord Erik biliyor mu?
Does the Lord Erik know that you're here?
Ölüler bile biliyor.
Even the dead know it.
- Bunun ne olduğunu biliyor musunuz?
- Do you know what this is?
Bu kainatın sorunu ne biliyor musun? Emin ol bunu araştırdım.
You know what's wrong with this universe, believe me, I've looked into it...
- Biliyor musun?
Know what?
Nerede O biliyor ve hepimiz karanlıkta, burada öleceğim.
It knows where we are, and we'll all die here, in the dark.
Bu sesin ne olduğunu biliyor musunuz?
Do you know what that sound was?
- Orada ne olduğunu biliyor musunuz?
Did you know what was in there?
- Sen Latince biliyor?
You speak Latin?
Sana bir kin eğimli olduğunu biliyorum, bu yüzden sadece senin sırlarını yaklaşık % 10 biliyor hatırlıyorum.
I know you're inclined to bear a grudge, so just remember I know about 10 % of your secrets.
Kandırılması en zor şey ne biliyor musun?
Do you know what the hardest thing to deceive is?
Biliyor olsaydım burada olur muydum?
If I had known, would I still be in here?
Yolunu biliyor muyum?
Do I know the way out?
Kimin çaldığını biliyor musun?
You know who stole it? No.
O kişinin listesi var veya onu nerede bulacağını biliyor.
That person has the list or knows where to find it.
Benim kim olduğumu biliyor.
She knows who I am.
FBI olduğunu biliyor mu?
She knows you're FBI?
Onu biliyor musun?
You know him?
Larry, eğer öz kızın da aleyhine tanıklık ederse ne kadar kötü gözükeceğini biliyor musun?
Larry, do you know how bad it will look if your own daughter doesn't testify on your behalf?
- Bunu kim söyledi biliyor musun? Helen Keller.
Do you know who said that?
Neden çok pahalı biliyor musun Kevin?
Do you know why it's so expensive, Kevin?
Tek öldürdüğü annen değildi bunu biliyor muydun?
Your mom wasn't the only one, did you know that?
Bu kadınların kim olduğunu biliyor musun?
Do you know who these women are?
Burada bir ceset olduğunu biliyor muydun?
Do you even know there's a body out here?
Adam sadece kılıcını biliyor.
Ah, the man's just sharpening his blade.
Bu üç kadının kimler olduğunu biliyor musunuz?
You said three? Do you know who these three women were?
Neden bugün buraya gelmeni istedik biliyor musun?
Do you know why we asked you to come on down here today?
Neden biliyor musun?
Of sending out any signal of any sort, which means...
biliyorum 15888
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyorum tatlım 44
biliyorum ama 99
biliyorum canım 32
biliyorum hayatım 20
biliyor musunuz 1377
biliyorsunuz ki 33
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyorum tatlım 44
biliyorum ama 99
biliyorum canım 32
biliyorum hayatım 20
biliyor musunuz 1377
biliyorsunuz ki 33