English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Biliyoruz

Biliyoruz traducir inglés

31,194 traducción paralela
Evet, harika bir baba ve bu çok zor bir iş, ayrıca başına ne çok şeyin geldiğini de biliyoruz.
I mean, yeah, he's a great dad, and this is an impossible job, and we know how much tragedy he's had.
Düşünmen gereken çok şey olduğunu biliyoruz, ama yönetim yarına kadar bir cevap istiyor. Anladım.
Everyone knows you have a lot to consider, but the brass needs an answer by tomorrow.
İstatistikleri biliyoruz.
We all know the stats.
Onun kartelini ele geçirdiğinde babasını öldürdüğünü biliyoruz.
See, we know that you killed his father when you took over his cartel.
Ne yaptığını biliyoruz.
We know what you're doing.
Bunların üzerinde işe yaramayacağını ikimiz de biliyoruz.
We both know that never works with these guys.
- Hepimiz senin hatan olmadığını biliyoruz.
We all know you're in the right.
İkimiz de biliyoruz, yangın kendiliğinden başlamadı.
We both know that fire didn't start itself.
Biliyoruz Darin.
We know, Darin.
Marjorie'ye karşı olan kinini biliyoruz.
We know about your beef with Marjorie.
Son on senenin büyük bir kısmını kadının kariyerini bitirmek için harcadığını da biliyoruz.
We also know that you spent the better part of the last decade trying to destroy her career.
Aranızdaki argümanlar olduğunu biliyoruz, Fiziksel kavgalar.
We know there were arguments between you, physical altercations.
Kardeşinin bir kitap yazdığını biliyoruz.
We know that your brother was writing a book.
Siz ikiniz birlikte ülkeye uçtuğunuzu biliyoruz. birkaç ay önce.
We know that you two flew into the country together a few months ago.
Pilotlandığını biliyoruz Bennett Nealy için başkasının lisansı kullanıyor.
We know you piloted for Bennett Nealy using someone else's license.
Porscha ise buradaydı ve ateş edenin de şurada olduğunu biliyoruz.
Porscha was right here, and now we know whoever fired the gun was over there.
Ama ikimiz de biliyoruz ki uzaktayken işler biraz karışabiliyor, değil mi?
But we both know things get a little complicated out there, don't they?
Bunu biliyoruz.
We know that.
Birlikte biraz kaliteli zaman geçirmeyi iple çektiğinizi biliyoruz.
We all know you two are looking forward to some quality time together.
İkimiz de çok daha uzun bir süre geçtiğini biliyoruz.
We both know it's been a whole lot longer than that.
Ve üvey baba Joe Hurley'nin o grubun başında olduğunu... biliyoruz, tamam mı?
And we do know that your stepfather, Joe Hurley, ran that group, right?
Ve senin Joe'ya zarar vermeye çalıştığını biliyoruz. yani senin yaşında bir kız için çok büyük bir nedenin olmalı... ve bu yüzden bilmem gerekiyor...
And we know that you tried to harm Joe, so for a girl your age, there had to be a really big reason, and I just need to know...
Bunu ikimiz biliyoruz.
You know that. I know that.
Brad Weston'ın ABD'ye çalıştığını biliyoruz.
We both know Brad Weston is a U.S. asset.
Bu işe dâhil olduğunu biliyoruz, o iş yalan.
Well, we know he's mixed up in this, so there goes that.
Artık niye o uçağa binmediğini biliyoruz.
We now know why he didn't get on that plane.
Kirkman'ın ayakta kalamayacağını ikimiz de biliyoruz.
We both know Kirkman can't get out of his own way.
Thompson hakkında ne biliyoruz?
What do we know about this Thompson?
- Neyse ki artık düzenini biliyoruz.
But the good news is we know his pattern.
- Hakkında ne biliyoruz Garcia?
Garcia, what have you got on him?
Haklarında ne biliyoruz Garcia?
What do we know about them, Garcia?
Babanın sana ne yaptığını biliyoruz.
We know what your father did to you.
Aslında ikinizden birinin köstebek olduğunu biliyoruz.
The fact is, we know that one of you sitting here is the mole.
Kim olduğunu biliyoruz.
We know who you are.
Süreç'in çok stresli olabileceğini biliyoruz.
We know the Process can be quite stressful.
Çünkü biz, insanların arasında sadece tek bir fark olduğunu biliyoruz :
Because we know there is only one difference between people :
İkimiz de bunun doğru olmadığını biliyoruz, değil mi?
We both know that's not true, don't we?
En azından daha kızağa çekilmediğimizi biliyoruz.
Well, at least we know we haven't been benched just yet.
Bize yalan söylediğini biliyoruz, bunca zaman FBI'a çalıştığını.
We know you've been lying to us, that you've been working for the FBI this whole time.
Dr. Borden sayesinde Roman ile çalman gerekiyorken mikroçipteki bilginin bir kısmını Patterson'a attığını biliyoruz.
Well, thanks to Dr. Borden, we knew you sent part of the microchip intel to Patterson while you and Roman were supposed to be stealing it.
Ve ikimiz de bunu benden öğrenmediğini biliyoruz.
And we both know that you didn't learn that from me.
Büyük bir fırsat ve Paige de ben de nerede olmam gerektiğini biliyoruz.
It's a great opportunity and Paige and I both know it's where I should be.
Yalnız iocane tozunun hayali olduğunu biliyoruz.
Except that iocane powder is fictional.
Hayır, çünkü senin bir sandalyeyi bir top mermisine çevirebileceğini biliyoruz, ya da- -
No, because you would figure out how to turn that chair into a cannon, or a...
Bak Mac, ikimizde senin neler yapabileceğini biliyoruz, bu yüzden küçücük bir ataça kadar her şeyi almak zorundayım.
Look, Mac, you and I both know what you're capable of, so I've had everything removed, down to the last paper clip.
Biz de onun tam olarak nerede olduğunu biliyoruz.
And we know exactly where he is.
Evet şimdi neyle uğraştığımızı biliyoruz.
All right, now we know what we're dealing with.
Jeremy Ramos'un yanında olduğunu biliyoruz, iki dakika sonra sınıf arkadaşlarını vurmaya başlayacağız ve de senin kızınla başlayacağız.
We know you have Jeremy Ramos. Bring him to us in two minutes or I begin shooting his classmates. And I'll start with your daughter.
Bunu biliyoruz, tamam mı?
We got this, okay?
Bu salgın hakkında çok az şey biliyoruz.
We know very little about this disease.
Ama Cherry'nin kaçırılırken mücadele modunda olduğunu biliyoruz.
But we do know she was in fight-or-flight mode when he caught her.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]