English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Biliyorlar

Biliyorlar traducir inglés

6,521 traducción paralela
George'u biliyorlar.
They know about George.
Nerede olduğunuzu biliyorlar, kiminle konuştuğunuzu biliyorlar. Emin olun, kiminle seviştiğinizi bile biliyorlar.
They know where you are, they know who you're talking to, and trust me, they know who you're fucking.
Nasıl savaşacaklarını bilmiyor olabilirler ama tartışmayı iyi biliyorlar.
They may not know how to march, but trust me, they know how to argue.
Adamlar işin kaymağını kimden alacaklarını biliyorlar.
The men know where their next distribution is coming from and it isn't you.
Varolduğunu nası biliyorlar?
How do they know he exists?
Benim dediklerimi biliyorlar.
They know what I said.
Urca altının peşine düşeceğimizi biliyorlar.
They all know that we're headed back for the Urca's gold.
Altını koruyanların zayıf noktalarını biliyorlar.
They all know that its defenses are weakened.
Beni biliyorlar zaten.
They all know about me anyway.
- Ne yapmak istediklerini biliyorlar.
- They know what they want to do.
Yani ne istediğimizi biliyorlar.
They know where we stand.
Sanırım bunu biliyorlar.
I think they know that.
- Biliyorlar mı?
- Do they know?
- Ne olduğunu biliyorlar mı?
They know what happened to him?
Ölü olduğunu biliyorlar mı?
They know he's dead?
Senin kim olduğunu biliyorlar Peter.
They know who are you, Peter.
Benim de kim olduğumu biliyorlar.
And they know who I am.
Ve boşandığımızı da biliyorlar.
And they know that we're divorced.
Onu zaten biliyorlar.
They all know him already.
Onlarla savaşmayın, bizim için en iyi olanı biliyorlar.
Don't fight them, they know what's best for us.
Dışarıda bir terslik olduğunu biliyorlar. Ve bunu durdurmak için senin ve Cat'ın yardımına ihtiyaçları var.
They knew there was something out there, and they knew they'd need yours and Cat's help to stop it.
- Galán'ın kazandığını ve suçlu iadesini destekleyeceğini biliyorlar. Bu yüzden burada oturup Amerika'ya yollanmayı bekleyecek değiller.
- They know Galán's gonna win and they know that he'll support extradition, and they're not gonna sit around and await being sent back to the US.
Zaten gizlice yardım ettiğimizi biliyorlar.
They know we've been helping.
Onlar Malcolm'un yerini biliyorlar.
They'll know where Malcolm is.
Ruth ve Paige'in burada olduklarını biliyorlar mı?
Do they know Ruth and Paige are here?
Nerede olduğumuzu biliyorlar değil mi?
They know where we are, right?
Ne biliyorlar?
What do they know?
- Ne biliyorlar?
- What do they know?
Nereden biliyorlar bunları yahu?
How do they even know?
Fakat şimdi, biliyorlar.
But now, they know.
İyi nereden biliyorlar?
How do they, uh, know about the job?
Yahudi olmadığımı nasıl biliyorlar?
How they know I ain't Jewish?
Biliyorlar.
They know.
- Benim seksi olduğumu nereden biliyorlar?
- How do they know I'm sexy?
Kolonist olabilirler ancak silah nasıl ateşlenir, iyi biliyorlar.
They may be colonists, but they still know how to fire a gun.
Onlar bu iki çanta arasındaki tek farkın onu kimin taşıdığı olduğunu biliyorlar.
They know the only difference... between these two bags... is the person rocking them.
Tom ve Howard ne yaptıklarını biliyorlar.
Tom and Howard know what they're doing.
Kötü haber, insanlar, bu sayede seni izliyor. ve tam olarak nerede olduğunu biliyorlar.
it's a way for people to track you and know exactly where you are.
Paranızı biliyorlar.
Jimmy : [Muffled, distorted] They know about your money.
Para... Paranızı biliyorlar!
The money... they know about the money!
Paranızı biliyorlar.
They know about your money.
Kapınızı çalıp evinizin ederinin iki katı teklif sunuyorlar. Sizin bilmediğiniz bir şey biliyorlar ki böyle bir işe kalkışıyorlar.
They offer you twice what your home is worth and they do it because they know something you don't.
Söylediklerimi zaten biliyorlar. Seni aptal ot kafa.
All I'm saying is what they already know, you a stupid meth head.
Granderson için çalışan askerler... Onun Olympia'da ne yaptığını biliyorlar mı?
And the troopers that work for Granderson, they know what she's doing at Olympia - -
Hasta insanları katledip yakıt olarak kullandığını biliyorlar mı?
Leading the sick to the slaughter and burning them for fuel?
Ne olduğunu biliyorlar.
They know what she is.
- O zaman nasıl biliyorlar?
~ How else would they know?
Parayı nereden bulduğunu biliyorlar Teddy.
They know where you got the money, Teddy.
Yerini biliyorlar.
They all know where it is.
Bu köylüler de eğlenmesini biliyorlar ama çalışıyorlar da.
These villagers know how to have fun..
- Elimizde kanıt yok, biliyorlar.
They also don't know how much they can trust each other. - They know we've got squat.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]