Hiçbir şeye traducir inglés
4,663 traducción paralela
40. yaş günü partimi eğlence parkında yaptım ve patronum binilebilecek hiçbir şeye binmedi.
I, uh, I threw my 40th birthday party at Six Flags, and my boss couldn't ride any of the rides.
Bunu yaparsan bundan böyle yaptığın hiçbir şeye müdahale etmeyeceğim.
If you do, I won't interfere with anything else you do.
Hiçbir şeye dokunmayacağına söz veriyor musun?
Promise you won't touch anything?
Çünkü henüz hiçbir şeye karar verilmedi, o yüzden...
Because nothing's been decided yet, so...
Verandaya çömdün, gözlerini devirdin ve hiçbir şeye iştirak etmedin.
You just set on the porch. You roll your eyes. You don't participate in anything.
- Hiçbir şeye.
- Nothing.
Hayır, hiçbir şeye ihtiyacım yok.
No, I don't need anything.
Jafar hiçbir şeye sahip olamaz ve oyunu ben kazanırım.
Jafar will have nothing, and I win... the game.
Ben aslında... Sıkıcı olan hiçbir şeye ilgi duymuyorum.
I'm not... really into... anything heavy.
Hiçbir şey istemiyor gibi davranıyorum çünkü istediğim hiçbir şeye sahip olmadım.
I act like I don't want anything because I never got anything I wanted.
- Hiçbir şeye ta ki polisleri arayıp Lankershim ve Roscoe'nun köşesinde arabasında çıplak duran biri var diyene kadar.
Nothing, until I call the cops and tell them there's a naked guy in his car on the corner of Lankershim and Roscoe.
- Söylediğin hiçbir şeye inanmıyorum.
- I don't believe a word you're saying.
Elimizde hiçbir şeye dair kanıt yok.
We have no proof of anything.
Ama oraya gidip onunla yüzleşmek, hiçbir şeye yaramayacağı gibi gerçekleri de değiştirmeyecek.
But that doesn't change the fact that going over there to confront him is not gonna help anything.
Bu küçük robotların beyin yerine bilgisayarları var. Hayatta bir amacı var,... ileri git ve hiçbir şeye çarpma.
Control a vehicle, perhaps, directly from your brain.
Hayır, hiçbir şeye sıçtığın yok. Çünkü hiçbir şey yapmadın. Hatırladın mı?
No, you haven't ruined anything cos you didn't DO anything, remember?
Birincisi, evdeki hiçbir şeye elini sürmeyeceksin.
First, do not touch anything in this house.
Hiçbir şeye bulaşmak istemiyorum.
So I don't wanna step in anything, so...
Hiçbir şeye mi?
Nothing?
Ben hiçbir şeye köstek olmak istemiyorum ama sen sen, benden hoşlanıyorsun sanki.
I got it. I don't want to be avoiding anything, but I think you like, like..
Hiçbir şeye verilecek cevabım yok.
I have no answers for everything!
Asıl Amerika yakında hiçbir şeye sahip olmamak neymiş öğrenecek.
No, it is America that will soon know what it is to have nothing.
Golfte, beş numaralı sopan varsa başka hiçbir şeye ihtiyacın olmaz.
In golf, if you have a five iron, you don't need anything else.
- Hiçbir şeye Omar.
Nothing, Omar.
Hiçbir şeye...
D...
Hiçbir şeye dokunmayın.
Don't touch anything.
Hayır, hiçbir şeye benzemiyor.
No it could look like anything.
Yok, hiçbir şeye dokunmadım.
No, I didn't touch anything.
Hayır, hiçbir şeye başlamıyoruz...
No, we're ot going anywhere...
Hiçbir şeye izin verme.
Don't let it be none of what it is.
Şimdi hiçbir şeye inanmayanlar kendi amaçlarına ulaşmak için seni yıkmalı ve seni yok etmeli.
Now, those who believe in nothing must bring you down, must destroy you to achieve their own goals.
Hiçbir şeye ihtiyacı yoktu.
Everything figured out, she didn't need anything...
Bu yüzden, dikkatinizi çekerim beyler kariyerinize bir acemi olarak başladığınızda duyduğunuz hiçbir şeye inanmayın gördüklerinizin ise sadece yarısına inanın.
Thus, I caution you all, gentlemen, as you embark on your careers as alienists, believe nothing that you hear and only one half of what you see.
Duyduğunuz hiçbir şeye inanmayın gördüklerinizin ise sadece yarısına inanın.
Believe nothing that you hear and only one half of what you see.
# Senden başka hiçbir şeye ihtiyacım yok #
I don't need anything but you!
# Şimdi senden başka hiçbir şeye ihtiyacım yok #
- Now I don't need anything but you
# Senden başka... # #... hiçbir şeye... # #... hiçbir şeye #
I don't need anything - Anything - Anything
# Senden başka hiçbir şeye ihtiyacım yok #
I don't need anything but you
- Hiçbir şeye bakmayacağız.
We're not getting in the shit!
Hiçbir şeye ihtiyacım yok.
I just need nothing.
Bir şeye ihtiyacın var mı yoksa hiçbir şeye ihtiyacın yok mu?
Do you mean you need something, or that you don't need anything?
Hiçbir şeye ihtiyacım yok.
I need nothing.
Burada hiçbir şeye ihtiyacım yok.
The nothing that is here.
Daha önce gördüğüm hiçbir şeye benzemiyordu.
It was like nothing I'd ever seen.
- Kıza ya da hiçbir şeye dokunmadım.
- I didn't touch her or anything.
Hiçbir şeye dokunma.
Just don't touch anything.
Daha önce gördüğün hiçbir şeye benzemez bu.
It's like nothing you've seen before.
Hiçbir şeye.
Nothin'.
Eğer Bayan Hutchins söyleyeceğimiz herhangi bir şeye inanacaksa ondan hiçbir şey saklamadığımızı bilmesi gerek bunun anlamı da, durumu ona senin açıklaman demek.
If Ms. Hutchins is going to believe anything we say, she needs to know we're not hiding things from her. Which means you explaining the situation.
Hiçbir şeye.
Nothing.
Bildigim kadariyla kimseye, hiçbir seye çarpmadim!
For all I know, I never hit anything or anybody!
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbir şeye dokunmayın 33
şeye 35
şeye benziyor 18
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbirşey 492
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbir şeye dokunmayın 33
şeye 35
şeye benziyor 18
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbirşey 492
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey olmuyor 60
hiçbiri 122
hiçbir şey söyleme 96
hiçbir şey hissetmiyorum 56
hiçbir şeyin yok 23
hiçbir şey bilmiyorum 160
hiçbir şeyim yok 92
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey olmuyor 60
hiçbiri 122
hiçbir şey söyleme 96
hiçbir şey hissetmiyorum 56
hiçbir şeyin yok 23
hiçbir şey bilmiyorum 160
hiçbir şeyim yok 92