English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ H ] / Hiçbir şeyi

Hiçbir şeyi traducir inglés

9,925 traducción paralela
Hem de sonsuza kadar. Ne kadar süreceği önemli değil. Bu tedaviyi almak hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
Forever, no matter how long that's gonna be, and taking this cure, Elena, won't change that.
Hiçbir şeyi somutlaştıramayacaklar ve o da masum rolü oynayacaktır. Nezaretteyken ağzını açarsa birinci derecede cinayetten suçlayabilecekler.
They got nothing concrete and he plays innocent till he shoots his mouth off in jail about the shooting and they charge him with first degree.
Hayır, adamım. Hiçbir şeyi alamayacağım.
No, man, I don't get to keep anything.
Faber'e benim ismimi vermen hiçbir şeyi değiştirmez.
Giving Faber my name will make no difference.
Hiçbir şeyi atlamayın.
Don't leave anything out.
Biz daha fazla kanıt sağlayabilecek hiçbir şeyi bozmayacağız.
We don't want to interfere with anything that'll continue to get us more evidence or any of that.
Ve sen hiçbir şeyi hak etmedin.
And you've earned nothing.
Pekala, Emin değilim ama hiçbir şeyi düzelteceğini sanmıyorum.
Well, I'm not sure that fixes anything either.
Hiçbir şeyi saklamam.
No holding back.
Bir adamın itibarı yoksa hiçbir şeyi yok demektir.
A man's got nothing... if he doesn't have his reputation.
Hiçbir şeyi yok Doktor!
Nothing, Doctor.
Hiçbir şeyi yoktur göreceksiniz.
She'll be perfectly fine, you'll see.
Hiçbir şeyi değişmez kılma.
"b," don't carve anything in stone.
Hiçbir şeyi yok. O yüzden parmaklıkta görüşebilirsiniz.
She doesn't have an or anything, so you've got to talk to her at the fence.
- Hiçbir şeyi açıklamıyor.
- It explains nothing.
Hayır. Hiçbir şeyi kaçırmak istemiyorum.
No, I don't want to miss anything.
O kapıyı geçtiğinde hiçbir şeyi göremeyecek ve kafası karışacak. İlk sen çıkacaksın tamam mı?
When he gets through that door and he's all blinded and confused, you get out first, okay?
Bak, Müdür hiçbir şeyi şansa bırakmaz.
Look, the Director won't take any chances.
İnsanlar bunun hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini düşünüyor. Değiştirecek.
And people act like this doesn't change everything.
Ama Sophia ile şahsen konuştuktan sonra hiçbir şeyi kabul etmeyeceğim.
But I won't agree to anything until I speak to Sophia in person.
Diğerinin ise hiçbir şeyi.
And the other one has nothing.
Hissettiğimi sandığın hiçbir şeyi hissetmedim.
I never had the feelings that you think that I had.
- Biliyorum üzgünsün, tatlım, ama ağzında kraker varken söylediğin hiçbir şeyi anlamıyorum.
- I know you're upset, sweetie, but I... I can't understand anything you're saying with the crackers.
Hiçbir şeyi değiştirme.
Don't change a thing.
- Hayır, hiçbir şeyi kanıtlayamazlar.
No. They can't prove I did anything wrong.
Hiçbir şeyi kontrol edemiyorum!
I can't control anything!
Ama geri almayı umduğun hiçbir şeyi ödünç vermemelisin.
But you should never lend anything that you actually expect to get back.
- Adına hiçbir şeyi olmayan?
- With nothing to his name?
Nasıl aldığımı hatırlamadığım bir kurşun yarası izim vardı hiçbir şeyi hatırlamıyordum.
I had a bullet scar with no recollection how I got it, no memory of anything.
Gelecek hiçbir şeyi garantilemez.
The future doesn't come with guarantees.
İstemediğin hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsin.
You don't have to do anything you don't want to.
Yaşadıklarımızın aramızdaki hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini arkadaş kalacağımızı kabul etmiştik.
We agree that what happened wasn't gonna change anything between us, that we were still just friends?
Kendimizi tekrar ediyor gibi olmamalı. Hiçbir şeyi duymadığımız yada anlamadığımız düşünülmesin. Ya da belki fikrimizi değiştirdiğimiz düşünülebilir.
You keep repeating yourself, like you think I don't hear or I don't understand or maybe you think I'm gonna change my mind.
Evet, ama sabah kahvemi içmeden önce benimle hiçbir şey hakkında konuşmayın. Çünkü kafam hiçbir şeyi kaldırmıyor.
Ugh, yeah, but don't talk to me about anything until I've had my morning coffee,'cause it's like I can't even deal.
Çünkü hiçbir şeyi yanlış yapmadım.
Because I didn't do anything wrong.
Çok seksisin, Max ama hatırladığım kadarıyla, sözlerden baksa hiçbir şeyi sevmezsin.
You're very sexy, Max, but as I recall, you're big on promises, but not much else.
Bir Colton olmadan boşluğa giremeyiz. Geleceği kurtaramayız, o yüzden seyahatin hiçbir şeyi değiştirmedi.
Without a Colton, we cannot get into the Void, we cannot save the future, so... your trip didn't change anything.
Bu hiçbir şeyi değiştirmez.
It doesn't change anything.
Hiçbir şeyi değiştirmedi.
It didn't change anything.
Son zamanlarda onunla ilgili hiçbir şeyi bilmiyorum.
I don't know much about her lately.
Fakat döndüğümden beri hiçbir şeyi durduramıyorum.
But since I've been back, I just... I can't unpause.
Silah grubunun yöneticisi olarak söylemek isterim ki hiçbir şeyi geçiştirmeyeceğiz.
As head of the Gun Group, I can assure you we will not be wanking anything.
Sen bunu oylamadan geçirirsen bir daha hiçbir şeyi fatura edemeyeceksin.
You pass this thing, you won't be billing anything at all.
Hiçbir şeyi mahvetmek istemiyorum.
I don't want any screw up.
Eğer hiçbir şeyi önemsemezsen sonun Dave gibi olur.
If you don't care about anything, you just end up like Dave here.
- Hiçbir şeyi yok.
- Everything's fine.
Sen onlar hakkında hiçbir şey bilmiyorsun ama onlar senin hakkında her şeyi bilir.
You know nothing about them, they will know everything about you.
İnsanların neden sürekli gittiğini önem verdiğimiz herkesin bizi terk ettiğini ya da hiçbir uyarı ve neden olmadan dünyamızdan koparıldığını anlamayacaklar. Küçük dükkanlarda, uçak kazalarında ya da geri kalmış hastanelerde eğitimsiz doktorların elinde. Yapmaları gereken şeyi yapmayıp insanların hayatını kurtaramayan doktorların elinde!
Why everyone you give a crap about walks away or is ripped from your world without warning, without reason, in convenience stores and plane crashes and podunk hospitals with podunk doctors who don't do what they are supposed to do,
Hiçbir şeye ait değildim ama sen her şeyi değiştirdin.
Just passing through, no connection, but... You changed all that.
İstediğin şeyi yapacağım bu akşam ve kıza hiçbir şey olmayacak.
I'm gonna do what you asked me to do, Tonight, and nothing's gonna happen to the girl.
Bu hiçbir şeyi değiştirmeyecek Hulk.
Now's your chance to do something for somebody else for a change. N'KANTU :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]