English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ A ] / Anlıyorsunuz değil mi

Anlıyorsunuz değil mi traducir español

229 traducción paralela
Anlıyorsunuz değil mi?
Lo entiende, ¿ no es cierto?
- Anlıyorsunuz değil mi?
- ¿ Entendido, señora?
Yine de anlıyorsunuz değil mi? Zavallı Edwin çok hassastır.
¡ Su tío es muy susceptible!
Anlıyorsunuz değil mi?
Lo comprende, ¿ verdad?
- Anlıyorsunuz değil mi?
¿ Lo ha comprendido?
Anlıyorsunuz değil mi?
Una casa deshecha.
Anlıyorsunuz değil mi? Teşekkür ederim.
¿ Lo comprende?
Şimdi anlıyorsunuz değil mi, hepimiz birbirimize çok yakındık.
Era algo muy familiar.
- Anlıyorsunuz değil mi?
Ya me comprende. Sí, claro.
Arzulu bir İspanyol. Anlıyorsunuz değil mi?
Un español apasionado, ¿ sabe?
Anlıyorsunuz değil mi? Mrs Kennicut, "Hayır, kocama her şeyi anlatacağım" dedi.
Ella dice : "No, le contaré a mi esposo".
Olabilir, ama ben kurallara uyarım. Anlıyorsunuz değil mi?
Incluso así insisto en ocupar la vacante.
Anlıyorsunuz değil mi?
¿ Me estoy haciendo entender?
Herkese bağışta bulunduğumuzu anlıyorsunuz değil mi?
Comprenda que hacemos contribuciones a todos.
Paranın hırsızlık için kullanıldığından emin olamam, anlıyorsunuz değil mi?
No estoy... segura de que el dinero se usara en el asalto, ¿ entiende?
Ben kendimi korurum, kendim de beni korur, anlıyorsunuz değil mi?
Yo cuido mi espalda y mi espalda cuida de mí. Capisci?
- Ne demek istediğimi anlıyorsunuz değil mi?
- ¿ Entiende lo que le digo? - No, señor.
Keşif uçağı gönderemiyoruz. Görevin gizliliği açısından, anlıyorsunuz değil mi?
No podemos ir a buscarles para no alertar sobre la misiòn, ¿ comprende?
Nasıl olduğunu anlıyorsunuz değil mi..
Así se hicieron las cosas.
Sakla samanı, gelir zamanı demişler. Anlıyorsunuz değil mi?
Vamos a estar despiertos toda la noche ¿ verdad?
Bayan Apgar, bu oturumun amacını anlıyorsunuz değil mi?
Sra. Apgar, ¿ Entiende el propósito de esta audiencia?
Bir cumartesi gecesi dışarıya çıktığınızda yanınıza sadece bir muşta almanız yeterliydi ya da küçük bir odun parçası veya boru, anlıyorsunuz değil mi.
Lo único que encontraba un sábado en la noche era a un tipo con navajas, nada más. Y a veces con un trozo de madera, un pedazo tubería, ya sabes lo que quiero decir.
- Anlıyorsunuz, değil mi?
- Entienden, ¿ verdad?
Anlıyorsunuz, değil mi?
Lo entiende, ¿ verdad?
Beni anlıyorsunuz, değil mi?
¿ Me compenden... no?
Anlıyorsunuz, değil mi?
¿ Me entiende?
- Nasıl olduğunu anlıyorsunuz, değil mi?
- Usted entiende.
- Anlıyorsunuz, değil mi?
¿ Lo entiende, verdad?
- Bunun değerini anlıyorsunuz, değil mi?
- ¿ Se da cuenta? - Sí, creo que sí.
- Arabalardan anlıyorsunuz, değil mi, Bay Donely?
- Usted sabe de coches, Sr. Donely.
- Beni anlıyorsunuz, değil mi?
Usted me comprende, ¿ verdad?
Beni anlıyorsunuz, değil mi?
Me sigue, ¿ no?
Bu iş burada bitmeyecek, anlıyorsunuz, değil mi?
Aquí no terminará, ¿ entiende?
Anlıyorsunuz, değil mi?
Puede verlo, ¿ verdad?
- Beni anlıyorsunuz, değil mi?
¿ Me comprende? Claro.
Anlıyorsunuz, değil mi?
Se da cuenta, ¿ verdad?
Bunu anlıyorsunuz, değil mi?
Espero que lo comprenda.
Ne demek istediğimi anlıyorsunuz, değil mi?
¿ Saben a lo que me refiero, no?
Neden Sheraton'da çalışmak istediğimi anlıyorsunuz, değil mi?
Ahora entiende por qué quiero el trabajo en el Sheraton.
Anlıyorsunuz, değil mi?
Entonces puedes, me figuro.
Anlıyorsunuz, değil mi Bay Caul?
Lo comprende, ¿ verdad?
Ne demek istediğimi anlıyorsunuz, değil mi?
Me comprende, ¿ no?
Bana mı dediniz? " Çünkü zor durumda kalmak acı verir, anlıyorsunuz, değil mi?
Porque duele sentirse avergonzada, ¿ sabe?
General, kurmay başkanlarından gelen talimatların sınırlarını anlıyorsunuz, değil mi?
General, entiende las restricciones de la directriz... de la Junta de los Jefes del Estado Mayor?
- Ne kastettiğimi anlıyorsunuz, değil mi?
- Saben a lo que me refiero?
Anlıyorsunuz, değil mi?
¿ Lo entiende?
Anlıyorsunuz, değil mi?
Entiendes, ¿ no?
Ne demek istediğimi anlıyorsunuz, değil mi? Ona...
Si entiende lo que quiero decir, necesitaría...
Burada olup biteni anlıyorsunuz, değil mi?
Entienden lo que sucede aquí, ¿ verdad?
- Anlıyorsunuz değil mi?
- ¿ De veras?
Emniyetinizi garanti edemeyeceğimi anlıyorsunuz, değil mi?
- No puedo garantizar su seguridad.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]