English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bir daha söylesene

Bir daha söylesene traducir español

187 traducción paralela
Sıkıysa bir daha söylesene?
Repítanlo de nuevo.
Bir daha söylesene şunu.
Repítamelo.
Bir daha söylesene.
Repite, repite lo que dijiste.
Bir daha söylesene.
Repite eso.
- Bir daha söylesene, evlat? - Hayır, Pop.
- ¿ Algún otro comentario, hijo?
Şunu bir daha söylesene.
Dime otra vez eso...
Bir daha söylesene.
¿ Cómo era?
- Bir daha söylesene.
- Puedes decir eso de nuevo.
Bunu diğer ikisinden daha çok sevdim Bir daha söylesene.
Me gusta más que las otras dos.
Bir daha söylesene.
Dilo otra vez,
Bir daha söylesene.
Dimelo otra vez.
Ne dediğini bir daha söylesene Marcel.
Dime otra vez lo que has dicho, Marcel.
Bir daha söylesene.
Espera, dímelo otra vez.
Bir daha söylesene?
¿ De nuevo?
Bir daha söylesene!
Dilo otra vez.
Şunu bir daha söylesene George.
Yo aún diría más, George.
- Bir daha söylesene. Hadi!
- Di las palabras. ¡ Vamos!
Bir daha söylesene...
Y que lo digas.
Bana Lawrence demen hoşuma gitti. Bir daha söylesene.
Me encanta cómo me dices Lawrence.
Bir daha söylesene.
Puedes decir eso de nuevo.
Şunu bir daha söylesene.
¿ Qué estás diciendo?
Bekle, şunu bir daha söylesene?
Un momento, repite eso.
- Bir daha söylesene.
- ¿ Qué cosa?
Bir daha söylesene.
Repite lo que dijiste.
Disneyland deyişine bayılıyorum. Bir daha söylesene.
Me encanta la forma en que dice Dis - Dilo otra vez.
- Şunu bir daha söylesene?
- ¿ Dilo de nuevo?
Ne olmuştu, bir daha söylesene?
Ayúdame aquí. ¿ Qué ocurrió?
Bunu bir daha söylesene
Dilo otra vez. ¿ Qué puedo decir?
Bekle, bekle, bir daha söylesene şunu?
- Un momento. Repite eso.
Grace, bir daha söylesene. Neden bu yoldan gidiyoruz?
Grace, me puedes decir de nuevo ¿ Por qué estamos en este camino?
- Şunu bir daha söylesene.
- Ni que lo digas.
Şu neydi bir daha söylesene.
Dilo una, una vez más, cuando tú...
Bir daha söylesene.
Otra vez
Şu akıllı Norman gibi şeyleri bir daha söylesene.
Cuenta de nuevo lo brillante que es Norman.
Söylesene, bir adamı öldürmek masum birinin hayatını kurtarmaktan daha mı önemli senin için?
Dime, ¿ para ti es más importante matar a un hombre... que salvar la vida de uno inocente?
Söylesene, "Bir daha asla gülümsemeyeceğim" şarkısını sen mi yazdın?
Dígame, ¿ usted escribió la canción "No volveré a sonreír"?
- Bunu daha önce de duydum. - Yeni bir şey söylesene.
Ya escuche eso, ¡ por que no me decis algo nuevo!
Esslin, söylesene, sadece bir şey daha soracağım.
Tengo otra pregunta.
Yani söylesene, niçin bir anlığına gerçekliği algılamak yerine Everest Dağı'na bir seyahati talep ederiz? Yani Everest Dağı, New York'tan daha mı gerçek?
¿ Es necesario que vayamos al Everest... para percibir un trozo de realidad?
- Adını bir kez daha söylesene.
- Dime tu nombre otra vez.
Söylesene, hangimizin ahlak kurallarıyla ilgili daha büyük bir sorunu var?
Así que dime, ¿ Quién de nosotros crees que tiene un mayor problema ético?
Daha büyük bir aşk yoktur. Sebebini söylesene.
No existe amor mayor. ¿ Por qué lo haces?
Çok şeker. Bir daha çıkmak istemediğini söylesene. Tüm bu yaptığımız konuşmadan sonra.
Dime que no quieres volver a salir conmigo... después de la conversación que acabamos de tener.
Kardeşim hakkında bir kelime daha söylesene, kancık.
¡ Calla, puta!
İnsanların isteklerine kulak vermek, zevklerini belirlemek... benim görevimdir. Pekala, söylesene daha önce bir deneyimin oldu mu?
Dime, ¿ has experimentado alguna vez con realidad virtual?
İngilizce'de habis kelimesinden daha ağır bir kelime söylesene.
Díme si hay una peor palabra en el idioma Inglés que "Maligno."
Söylesene Dr. Richardson, bu bu onu bir daha asla göremeyeceğim anlamına mı geliyor?
Dígame, Dr. Richardson. ¿ Significa eso que no la veré más?
Söylesene neden daha iyi bir araba çalmadın?
¿ Por qué no has robado otro coche?
Söylesene Tom, bebek doğdu, daha büyük bir ev bakıyor musun?
Dime, Tom, ¿ comprarás una casa más grande... ahora que tuvieron su bebé?
- Bir daha söylesene.
- ¿ Qué?
Bunu basit bir emniyet kalkanı için beş dolar daha harcamayan sen ve sadece kâra bakan insanlar yüzünden kolu kopan işçiye de söylesene!
¿ Sí? ¡ Dile eso al pobre tipo que pierde un brazo porque tú y los directores no gastan cinco dólares en un protector de seguridad!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]