English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ E ] / Evet var

Evet var traducir español

22,924 traducción paralela
Evet var.
Lo eres.
Evet var.
Sí.
Evet var.
Sí, sí lo es.
Evet var.
Hago.
Evet, senin arkadan da var.
Sí. También hay algo para ti.
- Evet, bir sorun var.
Sí, ese es el reto.
Evet, şöyle bir durum var. Buna ölüm havuzu diyorlar.
Llaman a esa cosa apuesta mortal.
- Evet, biraz var.
- Sí, solo algunas.
Evet, silahları olan adamlar var ama aşağıda başka birisi daha var.
Sí, los hombres tienen armas, pero hay alguien más abajo.
Evet, ödül var.
Sí, hay una recompensa.
- Evet, var. Kız kardeşinin yanına.
Al lado de tu hermana.
Evet, malesef... acaba bunu daha ucuza mal etmenin bir yolu... var mıdır?
Sí, desgraciadamente...
Evet ama bunun bir sebebi var.
Sí, bueno, hay una razón para ello.
Evet, halletmem gereken birkaç şey var.
Sí, solo tengo unas pocas cosas de qué encargarme primero.
Evet, evet, tanıdıklarım var.
Sí, sí. Tengo... tengo gente.
- Zaman kapsülün mü var? - Evet.
- ¿ Tienes una bóveda del tiempo?
Evet, şey... Atlantis'te bize yardım edebilecek ailemiz var.
Sí, nosotros... tenemos familiares en Atlantis que nos pueden ayudar.
Evet, evet, var.
Sí, he venido a eso.
- Evet, ama ne yazık ki başka yerlerde, diğer işlerim var. Artık bir düzene girmeliyim.
Sí, pero lamentablemente... tengo otros asuntos en otro lugar que tengo que poner en orden.
Evet, hastanede doktorların geçişi için bir erişim noktası var, uzun hikaye.
Sí, hay una línea de acceso en el hospital para los médicos... es una larga historia.
- Evet, biraz kuru meyvemiz de var.
- Si, también algo de fruta seca.
Evet, sadece ben varım.
Sí, bueno, solo me tienes a mí.
- Evet, biraz araya ihtiyacımız var.
Sí, lo que necesitamos en un descanso.
Evet. - Biraz vaktin var mı?
- Escucha, ¿ tienes un segundo?
Evet, var. İyi misin?
Sí, sí que lo hacen.
Evet, az önce de dediğin gibi. Lindsay Denton cinayeti sırasında evde olduğuna dair tanıklık edecek, konuşabileceğimiz herhangi biri var mı?
Ya lo dijo. ¿ Hay alguien, alguien, con quién podamos hablar, que sea testigo del hecho de que usted estuviera en casa en la hora en que Linsay Denton fue asesinada?
Evet? Efendim, Fairbank'in Dale Roach'a karşı yapılan çocuk istismarı suçunu örtbas ettiğini iddia eden bir tanığımız var.
- Señor, tenemos un testigo que declara que Fairbank invalidó una acusación contra Dale Roach de la violación de un niño.
Evet, başka yeni ne var?
¿ Si, que mas es nuevo?
Evet, görebiliyorum. Burada ne işi var?
Si, ya veo eso ¿ Que esta haciendo eso aqui?
Evet. 8 ve 10 yaşlarında iki çocuğum var.
Sí. Tengo dos hijos, uno de ocho y otro de diez años.
Bana söyleyemeyeceğin şeyler var. Evet.
- Hay cosas que no hablas conmigo.
- Böyle bir şey var mı? - Evet.
- ¿ Eso existe?
Evet, var.
Oh! Lo tengo.
Evet. Sence hatuna benzer bir tarafın var mı?
Sí, pero dime que notas la diferencia.
Evet ama bir geçmişimiz var.
- No, pero tenemos una historia.
Evet ama oy pusulasında silahlar konusundaki tutumumuzu dengelemek için senin ismine de ihtiyacım var.
Sí, pero su candidatura equilibra nuestra postura con las armas.
Evet, Quantums ve Hacks devriye gezdiğim günlerden beri aralarında kan davası var.
Sí, los Quantums y los Hacks llevan en guerra desde que yo era policía.
Evet, bununla ilgili bir broşür var, buralarda bir yerde.
Sí, tenemos un folleto sobre eso en algún lado.
Evet, Yüzbaşı'nın bunu araştıran bir timi var.
No. El capitán tiene un equipo que busca en ella.
Evet, onun niye silahı var?
Sí, ¿ por qué tiene él un arma?
- Evet ama küçük bir sorun var.
Lo logramos. - Sí. Oye, abuelita.
Evet efendim ama benim işitme sorunum var.
Sí, bueno, señor, veo, es duro de oído.
- Evet var.
Sí, así es.
Belki kendi cinsiyet yanlılığının kurbanı olmasaydın ki evet, sen de dahil tüm erkeklerde bu var Dr. Reid, tüm stratejinin yanlış bir detaya dayandığını görebilirdin.
Quizá si no hubieras caído en la trampa del sesgo por tu género y, sí, todos los hombres tienen sesgo por género, incluso tú, Dr. Reid, hubieras notado que toda tu estrategia está basada en un detalle que es defectuoso.
Ama şirin bir tarafı var. - Kanepemin yerini tutmaz tabii. - Evet.
- Tiene encanto, sin embargo, y no es mi sofá sin embargo, siempre estará disponible para vos.
Evet, var.
Sí, así es.
GGTAM'daki Danışmanlar Kurulundayım ve evet, Eloise'in üzerinde veya yakınlarında DNA'mın bulunması gibi bir ihtimal var.
Estoy en la junta de asesores del CIAFA, así que, sí, es posible que mi ADN pudiera encontrarse en o cerca de Eloise.
Evet, elimde bir şey var.
Sí, tengo algo.
Evet ama umutsuz insanlar için organ almanın başka yolları da var.
Sí, pero hay otras maneras de conseguir un órgano para la gente desesperada.
Evet, Rachel'ın harika göğüsleri var ve üstelik doğal.
Sí, Rachel tiene un gran par, y son naturales, también.
Evet, duvar kağıdında ne sorun var?
Sí, ¿ qué le pasa al papel?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]