English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ E ] / Eğlenmek için

Eğlenmek için traducir español

1,051 traducción paralela
Ona göre bir kızla yatağa girebilmek için... 700 bin liret harcayan biri bunu eğlenmek için yapar, sıkıntıdan değil.
Para él alguien que gasta 700.000 liras en acostarse con una zorra... lo hace porque se divierte... ¡ No para aburrirse, desde luego!
"Ama kalçamı salladığımda bütün erkekler eğlenmek için çığlık atıyorlar"
Y yo, y yo, meneo las caderas. Meneo, qué locura, las caderas.
Ne de olsa hepimiz eğlenmek için buradayız.
Estamos aquí para divertirnos.
- Sadece eğlenmek için.
Por los viejos tiempos.
Yani, eğlenmek için.
Quiero decir, para entretenerse.
Palermo'ya eğlenmek için gelen bir tanıdığım gibi değildim.
¡ No como cierto pariente mío que fue a divertirse a Palermo!
Eğlenmek için insanlar sanatçıları yakından görmek isterler.
Para divertirse la gente quiere ver de cerca a los cantantes.
Eğer bu sadece biraz eğlenmek için olsaydı, olurdu.
Si lo nuestro fuese solo un poco de diversión... por qué no.
Söylediğim gibi, eğer sadece biraz eğlenmek için olsa, hemen kaçardık. Hiç tereddüt etmezdim.
Como te dije, si lo nuestro fuese solo diversión, de acuerdo, adelante No lo dudaría.
Şeyy, gördüğünüz gibi..... eğlenmek için fazladan bir gözüm yok.
Bien, veamos... No tengo mucho ojo para la mayoría de los entretenimientos.
Büyük büyük babam Lukas, her gün bir şişe rom ve iki paket tütün aldı. Evde oturmak yerine, çok çalışan işçilerle eğlenmek için onları görmeye gitti.
El bisabuelo Lucas cuando salia a comprar el ron y el tabaco se iba a ver... a la gente que estaba trabajando, y se burlaba de ellos.
Hey, siz buralarda eğlenmek için ne yaparsınız?
¿ Cómo se divierte uno por aquí?
Eğlenmek için. Müzik gibi, böyle... Kim?
A ver cómo suena, ¿ quién es?
Taşra şehrinde sıkıntıdan beraber kağıt oynayıp eğlenmek için biraraya gelen bekarlardık.
Solo un grupo de solteros en una pequeña y aburrida ciudad. Nos juntábamos para jugar a las cartas y bromear juntos.
Bak, buraya eğlenmek için geldik, aynen sizin gibi.
Entienda, nosotros estaremos aquí durante un tiempo bien largo, igual que usted.
Eğlenmek için sizi öldürebilirim.
Imagine que le mato sólo para divertirme.
Sevgili dostum, oyun oynamak ve eğlenmek için gelmedik buraya.
Querido amigo, no estamos aquí para luchar y divertirnos.
Eğlenmek için zaman ayırmayı
Sólo parando para descansar
Söylesene Harold, eğlenmek için ne yapıyorsun?
Dime, Harold, ¿ qué haces para divertirte?
Sırf eğlenmek için bir Porshe'la yarışmak çok anlamsız.
Sería demasiado correr contra un Porsche sólo por diversión.
Şovda eğlenmek için bilet aldım.
Compre la entrada para disfrutar del show.
Çünkü oldum olası o iş eğlenmek için yapılır değil mi şekerim?
Porque ya se me ha pasado la edad de hacerlo por gusto, verdad chicos
Bu kayalıklara eğlenmek için gelmedik.
No hemos venido al acantilado para divertirnos.
O parayı yemek, içmek, ve eğlenmek için kullanabiliriz.
Podemos usar el dinero para comer, beber y ser felices.
- Sadece eğlenmek için.
- Solo por divertirme.
Bir gece eğlenmek için dışarı çıktı.
Una noche, que salió a divertirse...
Kimseyi eğlenmek için öldürme, tamam mı?
No le hagas daño a nadie sólo por divertirte, ¿ vale?
- Yani biraz eğlenmek için bizim sıramız şimdi.
- Es hora de divertirnos un poco.
- Eğlenmek için gitmedik oraya.
-... nos hemos divertido juntos.
Bizden ayrılmayın, çünkü biz bütün gün bilet dağitacağız, bütün gece gönlümüzce eğlenmek için, haydi bebeğim!
No te vayas, regalaremos entradas todo el día, para que podamos bailar toda la noche. ¡ Venga, cariño!
Bugün hepimiz buradayız, biraz eğlenmek için.
Estamos aquí para divertirnos.
Biz, hepimiz bugün eğlenmek için buradayız.
- ¡ Déjalo ya! Estamos aquí para divertirnos.
Bunu eğlenmek için yapmıyoruz.
No Io hacemos por diversión.
Şikâyet etme, eğlenmek için gidiyoruz.
No te quejes, nos vamos a divertir.
- Eğlenmek için.
- ¡ Qué divertido, tío!
Ve birdenbire, hiç de antik olmadığı dalgacı birinin arkeologları kandırdığı anlaşılıyor. Sadece eğlenmek için.
Y, de repente, resulta que no es una antigüedad que alguien aun más inteligente ha engañado a los arqueólogos sólo para divertirse.
Eğlenmek için ne yaparsın?
Qué haces para entretenerte?
Pekala, Jo, beni geç, ama millet, eğlenmek için üç, beş km öteden geliyorlar.
Bueno, Jo, yo tampoco, pero después de todo, hemos recorrido 2 o 3 millas para pasar un buen rato.
Eğlenmek için yaşlandım sanırım.
Estoy demasiado viejo para esto.
Bizler, tatildeki iş adamlarıyız. Bu küçük eski tekneyi Bombay'dan kiraladık, eğlenmek için Goa'ya doğru seyrederek sarhoş kafayla Ehrenfels'e çıktık.
Somos hombres de negocios en vacaciones arrendamos este bote en Bombay, navegamos hasta Goa para divertirnos y estando ebrios, abordamos el Ehrenfels...
Bilmem ki, mesela eğlenmek için ne yapıyorsun?
- ¿ Crees que no? No lo sé. ¿ Qué haces, por ejemplo, para divertirte?
Neden eğlenmek için kalmıyorsun, geldiğimde kaldığımız yerden başlarız, tamam mı?
¿ Por qué no te quedas a divertirte un poco y mañana festejamos juntos?
Eğlenmek için.
Para divertirte.
Halkımızın eğlenmek için başka derneklere gitmesine izin veremeyiz.
No podemos permitir... que nuestros jóvenes se vayan a bailar a otros locales.
Eğlenmek için tuttuğum birisin sen.
Tenía razón.
Eğlenmek için.
Porque sí.
Ben buraya eğlenmek için gelmedim.
No vine aquí a divertirme.
Yeni insanlarla tanışmak ve eğlenmek için.
Para conocer gente nueva y divertirme.
Ve dinlendiğim için, canım çok eğlenmek isteyecek.
Y tendré una necesidad muy fuerte... de relajación... diversión.
Benim için en önemli şey eğlenmek.
A mí lo único que me importa es divertirme.
Sadece benimle eglenmek için. Çünkü sen bir alçaksin.
Para ridiculizarme, porque usted es un cerdo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]