English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ H ] / Hiç şüphesiz

Hiç şüphesiz traducir español

749 traducción paralela
Hiç şüphesiz, giyen kişi.
El que lleva puesto, sin duda.
Hiç şüphesiz : Bir devrimin ayak sesleri.
Sin duda : es un motín revolucionario.
Hiç şüphesiz hatırlayacaksınız efendim, Bayan Crosbie'nin belirttiğine göre o ölümcül geceye kadar birkaç hafta boyunca kurbanla hiçbir iletişimi yoktu.
Sin duda recordará, señor, que la Sra. Crosbie ha dicho que hasta esa noche, ella no se había comunicado con el fallecido durante varias semanas.
Hiç şüphesiz.
Sin ninguna duda.
Seni son gördüğümden bu yana, biraz büyümüşsün galiba. - Hiç şüphesiz.
Estás un poco más avejentada que la última vez.
- Hiç şüphesiz.
- De eso no hay duda alguna.
Hiç şüphesiz.
Sin duda.
Hiç şüphesiz, genç bir avukat olarak kimi bulursan onu müşterin yapmak zorundasın ama...
Como joven abogado tienes que captar clientes en donde puedas, pero ahora...
Ama dürüsttüler, hiç şüphesiz?
- Pero honrados.
Bu arada Candy, şu bahsettiğin kız, ona güvenebilir miyiz? Hiç şüphesiz, efendim.
Por cierto, ¿ la chica de que nos habló es de confianza?
Hiç şüphesiz açıklayabilirsin.
Seguramente podrás explicarlo.
Hiç şüphesiz kendine güvensizdi.
Sin duda, le faltaba decisión.
Hiç şüphesiz.
No cabe duda.
Hiç şüphesiz ortakçıdırlar.
Granjeros, sin duda.
Hiç şüphesiz aşk hikayeleridir.
Bellas historias de amor, sin duda.
Evet, siz çok ünlüsünüz ve hiç şüphesiz ki size başvuran zor durumdaki biri için yeterince zenginsiniz.
Sí, Ud. Es famoso y rico, sin duda alguna. Por eso un hombre acorralado acude a Ud. Con sencillez.
Tanınmayan bir yazar, hiç şüphesiz.
Y desconocido, sin duda.
Hiç şüphesiz Tung cesurdur.
Tung es desde luego valiente.
- Hiç şüphesiz.
- Ya lo veo.
O sesin bana söylediğinin doğru olduğunu hiç şüphesiz ki biliyordum. Korkunç gerçek.
Sabía sin duda alguna que lo que decía la voz era verdad... una terrible verdad.
Çok mutlu ve şen olacak, hiç şüphesiz.
Será muy feliz y muy alegre, seguro.
Unutmayın, hiç şüphesiz geliyor.
Recuerden : No hay ninguna duda.
Uzun yıllardır bu sporla ilgilenirim ve diyebilirim ki, siz hiç şüphesiz çok hızlısınız.
Estoy en los deportes desde que puedo recordarlo y usted es, sin duda, lo que yo llamo rápida.
Ama Brutus muhteristi, diyor. Brutus'sa şerefli bir insandır hiç şüphesiz.
Pero Bruto dice que era ambicioso, y él es un hombre honrado.
Hiç şüphesiz talih ikinci defa işe yaradı.
El destino vuelve a intervenir en balde.
Kadın hiç şüphesiz okuyabilir.
Lo habrá leído en alguna parte.
Hiç şüphesiz bir bardak dolusu bundan içilmiş.
Es evidente que ya se había servido un vaso de esta jarra.
Hiç şüphesiz Lou.
- Debe hacerlo, Lou.
- Hiç şüphesiz.
- Exacto.
Hiç şüphesiz Örümcek Ormanı'ndaki kötü ruh geleceği bildi.
Ciertamente el espíritu del bosque predijo la verdad.
Cape Town Afrika'da, bir Boer tarafından hiç şüphesiz gökyüzündeki benzer bir parlamayı rapor etti.
Y en Ciudad Del Cabo, África, un Boer, sin duda reportó un ráfaga similar en el cielo.
O da hiç şüphesiz bir sürü yalana ve yalancıya... katlanmak zorunda kaldığım için olmuştur.
Seguro que se ha irritado con tanta mentira y mentiroso... como he tenido que aguantar aquí.
Hiç şüphesiz, Almanlar bizi engellemek için çabalarını yoğunlaştıracaklar.
Los alemanes multiplicarán sus esfuerzos para interceptarnos.
Hiç şüphesiz.
De eso no hay duda.
Hiç şüphesiz.
Ninguna duda.
Senin kadar küstah ve modern olmayan diğer kızlar hiç şüphesiz bir dakika bile geç kalsa bunu sorun ederler.
Otras jóvenes menos audaces, menos modernas, sin duda... se inquietarían al llegar un solo minuto mas tarde.
Hiç şüphesiz!
¡ Sin lugar a dudas!
- Hiç şüphesiz büyük bir başarı.
- Un triunfo sobre la duda y la disensión.
- Hiç şüphesiz.
- Por supuesto.
Hiç şüphesiz kör adamın inadından.
El despecho de un ciego, indudablemente.
Motome Chijiiwa'ya gelirsek -... onu buraya sürükleyen koşullar hiç şüphesiz oldukça karmaşıktı. Ama harakiri yapmak istediğini kendi ağzıyla ifade etti.
Es posible que Motome Chijiwa fuera víctima de varias circunstancias, pero no obstante fue él mismo quien vino pidiendo morir.
Ve hiç şüphesiz cehaletlerinin tüm avantajlarından yararlanacaksınız.
Y, sin duda, ustedes aprovecharán su ignorancia.
Bayan Moneypenny, hiç şüphesiz dinlediğinize göre, bu telgrafı alır mısınız?
Señorita Moneypenny, ya que está escuchando, ¿ quiere tomar este cable?
Hiç şüphesiz!
¡ Seguro!
Bana öyle geliyordu ki buradaki varlığım çarpıtılmış ve alacakaranlık anılara ve hiç şüphesiz, berbat bir yazgıya doğru adım adım ilerliyordu.
Sentía que mi existencia aquí estaba convirtiéndome en una distorsionada y vaga memoria y sin ninguna duda, en un destino terrible.
Anlayacağın üzere diğer üçü olmadan... her parça kullanışsız kalıyor ve şüphesiz bu bilim adamlarının hiç birisi diğerini tanımıyor.
Cada una de las partes es inservible sin el resto. Naturalmente ninguno de esos científicos conoce al resto.
şüphesiz hepsini inkar ediyorum, çünkü hiç birisi doğru değil, bir kelimesi bile.
Claro que lo niego, porque no es cierto, ni una palabra.
Hiç şüphesiz!
¡ El mejor!
Hiç süphesiz Ay'ın yansıması olmalı.
Obviamente fue el reflejo de la luna.
Başka türlü o halde... imdat! Hiç şüphesiz.
Sin duda.
Şüphesiz özel haberciler ve ilk olarak antik Yunanlılar ve Mısırlılar tarafından kullanılmış olan duman ile haberleşme vardı. Kızılderililerin bunu onlardan nasıl aldıklarının hiç bir önemi yok.
Por supuesto, había mensajeros, y señales de humo, usadas por los antiguos griegos y hebreos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]