O değil mi traducir español
27,061 traducción paralela
O, burada değil mi?
Está aquí, ¿ verdad?
Önce o mu, değil mi emin olayım.
Deje que me asegure que se trata de él.
Ama bu aslında çalmak sayılmaz, değil mi?
Eso no es técnicamente robar, ¿ o sí?
Protestonun işe yarayacağını düşünmüyorsun, değil mi?
Espera, no creerás que esa protesta va a funcionar, ¿ o sí?
Ya da küçük bir köyde seviştiğin kızı boğuyorsun çünkü ailesi zaten onu öldürecek, değil mi ama?
O tal vez estrangulas a una chica con la que tuviste sexo en una aldea porque su familia la matará de todos modos.
- Bence garip değil. -... yoksa, yoksa siz bilgisizliği uzaklaştırıyorsunuz falan mı? Yani, sanki kendini benden koruyorsun öyle mi?
- ¿ Están, o sea, están como ahuyentando la ignorancia?
Demek istediğim, bunu yaparsan... kim bilir, değil mi?
O sea, si pudieras hacer eso, pues quién sabe, tal vez puedas, ¿ no?
Taylor Shaw mı, değil mi?
¿ Es Taylor Shaw o no?
Kovulur veya gözden düşersem o zaman gerçekten hamleni yapabilirsin, değil mi?
Si me despidieran y cayera en desgracia, entonces tendrías vía libre, ¿ verdad?
Taylor kaybolduğunda onun yaşlarındaydın, değil mi?
Tiene más o menos la misma edad que tenías cuando Taylor desapareció, ¿ no?
Ve o akşamki olayları çok net hatılıyorsunuz değil mi?
- ¿ Recuerda los eventos con claridad?
Hala o kabusları görüyorsun değil mi?
Usted todavía tiene esas pesadillas, ¿ verdad?
Bu yüzden o rüyaları yeniden görmeye başladın değil mi?
Es por eso que usted ha estado teniendo esos sueños otra vez, ¿ no?
Babası o ahırda, değil mi?
Su padre está fuera en ese granero, ¿ no?
O kemerde bir iskambil destesi olduğunu düşünmeyeyim, değil mi?
¿ puedo suponer que tienes un paquete de cartas guardadas por ahí, ¿ no?
Kristal küreden çocuğunu göstermesini istedin, değil mi? - O halde...
Le pediste a la bola de cristal que te mostrara... a tu hijo, ¿ verdad?
Ne yani o muhbir değil mi?
Por lo tanto, él no es un soplón?
Bakın biliyorum hiçbiri mantıklı değil ama başka seçeneğimiz yok, değil mi?
Mira, sé que no tiene sentido, pero no tenemos otra opción, ¿ o sí?
O kardeşim, değil mi?
Es mi hermana, ¿ no?
Club Neo'da aradığımız kız değil mi o?
¿ No es la que buscábamos en el Club Neo?
Ve semptom gösteren en genç denek o, değil mi?
¿ Y es la más joven en mostrar los síntomas?
- Adım o değil artık.
- Ese ya no es mi nombre.
Yoksa umurumda değil mi?
¿ O no te importa?
- Karım değil o benim.
No es mi esposa.
- O da sana karşı boş değil mi?
¿ Ella siente lo mismo por ti?
O kadar da sert değilsiniz artık, değil mi?
No sois tan valientes ahora, ¿ eh?
O adamı tanıyorsun, değil mi?
Lo conoces, ¿ verdad?
Hayalet mi değil mi kendi gözlerimle görmem lazım.
Da igual si él es un fantasma o no, solo necesito verlo con mis propios ojos.
O maske yüzünden beni ısıramazsın, değil mi?
Apuesto que no puedes morderme a través de esa máscara, ¿ puedes?
Ama o bot da bu yata ait, değil mi?
Lo que pasa, es que la lancha pertenece a este yate, ¿ no?
Gerçekten ölü değiller değil mi?
No están realmente muertos, ¿ o sí?
Yoksa sadece kız olduğu için mi komik değil?
o no es graciosa por que es una chica?
Yani bunlar minimum hızlar değil mi?
O sea, estas son velocidades mínimas, ¿ no?
O kitabın seni geri yollayabileceğini biliyorsun değil mi?
Sabes que ese libro puede enviarte de regreso, ¿ verdad?
Haklarını öğrenmek için değil, değil mi?
No buscarás tus derechos, ¿ o sí?
İstesek de istemesek de bu olacak değil mi?
Esto va a pasar nos guste o no, ¿ verdad?
- O sidik değil, değil mi?
Eso no es pis, ¿ verdad?
Ama o- - değil mi...
Pero él... no está...
_ Bu tamam, benim İngilizce, aynı zamanda o kadar iyi değil Ama çok kötü değil.
Está bien, mi español no está tan bien, pero tampoco tan mal.
O zaman muhabirin götünü ateşlemem lazım değil mi?
Entonces habrá que prenderle fuego a la periodista.
Bir dakika, alışılmadık bir durum değil mi?
Espere, no es raro... O sea que...
O zaman platformu değiştirmemiz lazım, değil mi?
Entonces solo debemos cambiar la plataforma, ¿ no?
Anne ve babacığın boşanmasını istemezsin, değil mi?
¿ No quieres que mami y papi se divorcien, o sí?
Kyle gibi olmak istemezsin, değil mi?
¿ No quieres ser como Kyle, o sí?
Tamam, çok aptalcaymış, ama devam et. Tamam, tamam, bak. Yapmaya çalıştığın şey sadece herkesin ya kötü ya da boşboğaz olduğunu ispatlamak, değil mi?
Ok, es tonto pero continuemos Ok, Ok, mira solo intentas probar que todos somos unas malas personas o unos fisgones, verdad?
O'Brien sosyal çevremi genişletiyorum dediğinde bu işi seninle birlikte yapacağını düşünmüştün değil mi?
Cuando O'Brien dijo que estaba expandiendo socialmente, que tipo de pensé que sería con usted, ¿ verdad?
Bir sürü koltuk var. Ama o kadar klima yok, değil mi?
¿ Pero no hay aire acondicionado, no?
Yani, bir açıklaması var, değil mi, Rebecca?
O sea, hay una explicación. ¿ Verdad, Rebecca?
O kapıyı mühürleyen adam kahramandır, değil mi?
El hombre que cierra la escotilla es un héroe, ¿ verdad?
Ve onu kaybettiğimde işler işte o zaman rayından çıktı değil mi? Peki sen kimi kaybettin?
Y cuando la perdí, bueno, ahí es cuando las cosas se desmadraron. ¿ A quién has perdido tú?
O zamanlara kodunda bir hata olduğunu düşündüm ama Arnold hata yapmazdı değil mi?
Por aquel entonces, pensaba que era un error en tu código, pero... Arnold no comete errores, ¿ no es así?
o değil 411
o değildi 47
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
o değildi 47
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi jack 21
değil mi hayatım 33
değil miyiz 24
değil mi kaptan 17
değil mi oğlum 33
değil mi beyler 17
değil mi efendim 66
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi jack 21
değil mi hayatım 33
değil miyiz 24
değil mi kaptan 17
değil mi oğlum 33
değil mi beyler 17