Savaş onunla traducir español
280 traducción paralela
Savaş onunla.
Luche..
Savaş onunla.
Luchela.
Savaş onunla!
¡ Luche!
Jesse, savaş onunla!
¡ Jesse, enfréntalo!
- Jesse, savaş onunla!
- Jesse, enfréntalo.
Savaş onunla.
¡ Lucha! ¡ Lucha!
Yani savaş onunla.
Sabes, devuelve el golpe.
- Savaş onunla Eddie, mecbursun!
- Papi? Escuche bien?
Savaş onunla.
Resiste.
Hatırla, savaş onunla.
Resiste.
- Haydi dostum, savaş onunla.
- Vamos, amigo, resiste.
O zaman savaş. Savaş onunla!
Pues lucha. ¡ Lucha!
Cüzdanıyla savaş onunla.
Desquítate cpn su cartera.
Savaş onunla, Wolverine.
Resiste, Wolverine.
Savaş onunla, Süpermen.
Resístete. Resístete, Superman.
Savaş onunla.
- Resístete. ¡ Resistíos!
Savaş onunla!
¡ Resístete!
"Şu sizin'Muhteşem Meçhul Adam'ınızın gerçek olduğuna dair... "... inandırıcı bir delil sunun bana, "ben de onunla savaşınızda müttefiğiniz olayım."
- Si usted me da una prueba convincente de las acciones de su "gran desconocido", estoy dispuesta a ser su aliada en la lucha.
Savaşın ne olduğunu o zamanlar bilmiyordum eğer yeniden yaşasaydım onunla evlenirdim.
Entonces no sabía cómo era la guerra. Si tuviera que volver a hacerlo, me casaría.
Peki o zaman onunla sen savaş!
Yo puedo decirlo.
Kardeşlerim gibi zengin olurum ve geri gelip onunla çiftlik için savaşırım.
Me haré más rico que mis hermanos y volveré para luchar por esta granja.
Bizim gibi muhafızlar savaş sırasında onunla boy ölçüşemezdi bile.
Si fueran otros tiempos, nosotros, los samurai Hatamoto, no seríamos rivales para él.
Savaş şafak sökerken başladı ve gün ağarana kadar sürdü! Her şey bittiğinde, onunla ikimiz kalmıştık.
¡ La batalla comenzó al alba y acabó de noche!
Bir asker söylenilen yere gider ve her kim söylendiyse onunla savaşır.
Un soldado va a pelear donde y con quien se le ordene.
Bir cesedin bu kadar çabuk soğumayı istemesi hiç gördüğüm bir şey değil. Onunla savaşırken aklından geçen neydi?
- ¿ Qué pensabas cuando peleabas con él?
Güvenlik onu desteklerse onunla nasıl savaşırız?
Si seguridad le apoya, ¿ cómo lucharemos contra él?
Siz onunla anlaşmaya çalışırken o ikinci bir iç savaş planı yapıyor.
Mientras vos negociás una paz con él prepara una segunda guerra civil.
Bu asker emirleri uygulamak istiyorsa, onunla tek savaşırım.
Si se empeña en cumplir su orden, yo solito me encargaré de ella.
Grady'yle ben İç Savaş'ta onunla at sürdük.
Grady y yo cabalgamos con él durante la guerra.
"Savaş, onunla yüzleşecek cesareti olanlara soylu damgasını vurur."
"La guerra pone un sello de nobleza en aquellos que tienen el coraje de hacerle frente".
Onunla pozisyonlarımız hakkında, savaş hakkında falan konuştuk.
Nos pusimos a hablar con él sobre las posiciones, la guerra y todo eso.
Onunla savaş sonrasında tanıştım.
Le conocí después de la guerra.
Onunla savaşırken ne güzel günlerdi.
¡ Buenos tiempos, luchando contra él!
Onunla yıllar önceki bir görüşmemi hiç unutmam, Bizon, kendi hokey sopasına "Savaş Baltası" dediğini açıklamıştı.
No olvidaré la entrevista que le hice hace unos años, cuando Buffalo dijo que llamaba a su stick "La gran hacha".
Savaş sırasında onunla uçmuştum.
Volé con él durante la guerra.
Bazen onunla eski seferler, İsyan, Afgan Savaşı, başbakan gibi konular üzerinde tartışırken, sanki görünmez bir el tarafından yüzündeki gülümseme birdenbire siliniyordu.
A veces, cuando discutíamos viejas campañas, la premier, el Motín, la Guerra afgana, la sonrisa a menudo se le borraba de la cara como por una mano invisible.
Cooper, kendin için onunla savaş.
Cooper. Por tu propio bien, lucha.
- Damien, onunla savaş.
- Damien, lucha con él.
Onunla kaybedenler savaşır, kaybedenler ölür.
Los perdedores luchan contra Eso y mueren.
Ya onunla savaş ya da benim yaptığımı yap.
Puedes pelear o hacer lo que yo hago.
Onunla nasıl çalışacaksın, hele savaş oyuncakları konusunda?
¿ Trabajarás con él en los juguetes bélicos? .
Onunla savaş.
¡ Debéis combatirlo!
Eğer savaş olmasaydı onunla evlenmezdi bile.
Si no fuese por la guerra, nunca se hubiera casado.
Savaş onunla, Süpermen.
Resístete, Superman.
Onunla savaşıp, hepimizi öldürmeden önce durdurmalıyız.
Debemos luchar contra él. Y detenerle antes de que nos mate a todos.
Hala onunla savaşıyorum.
Estoy luchando aún, sabe.
Onunla en büyük savaşımı yaptım ama sonunda kedicik pençelerini kırptırdı.
Le di mi mejor pelea, pero al final a la gatita le cortaron sus garras.
Onunla beraber savaşıyor olsaydık arkamızı koruması için ona güvenirdik.
Si estuviéramos juntos en batalla, confiaríamos en él para cubrirnos.
Oraya gelmeden Zeyna'nın savaştığını duyduysan, kim onunla savaşıyordu?
Si escucharon a Xena pelear antes de que llegaran allí ¿ contra quién peleaba?
BU benim onunla birlikte üçüncü savaşım.
Es la tercera guerra que paso con él.
Savaş esansında, onunla birlikte değildin.
No combatió con él.
onunla 141
onunla konuşmak istemiyorum 23
onunla git 84
onunla yattın mı 71
onunla konuştun mu 89
onunla tanışmak ister misin 19
onunla kal 64
onunla evlenecek misin 25
onunla evlenmek istiyorum 29
onunla evleneceğim 45
onunla konuşmak istemiyorum 23
onunla git 84
onunla yattın mı 71
onunla konuştun mu 89
onunla tanışmak ister misin 19
onunla kal 64
onunla evlenecek misin 25
onunla evlenmek istiyorum 29
onunla evleneceğim 45
onunla konuşacağım 108
onunla ilgilen 44
onunla tanışmak istiyorum 24
onunla konuştunuz mu 17
onunla konuştum 68
onunla konuş 63
onunla ben ilgilenirim 36
onunla konuşurum 71
onunla konuşmak istiyorum 119
onunla konuşmam gerek 31
onunla ilgilen 44
onunla tanışmak istiyorum 24
onunla konuştunuz mu 17
onunla konuştum 68
onunla konuş 63
onunla ben ilgilenirim 36
onunla konuşurum 71
onunla konuşmak istiyorum 119
onunla konuşmam gerek 31