English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ N ] / Ne diyeceksin

Ne diyeceksin traducir francés

1,544 traducción paralela
Peki siyah ceset torbalarına ne diyeceksin?
Et pour ceux qui reviennent dans des sacs?
Ne diyeceksin ki? Ben ile bitirdiğimi söyleyeceğim.
- Tu vas lui dire quoi?
Pearson'ın yanına çıksan ne diyeceksin?
Bon, tu lui dirais quoi à Pearson?
Sana neden onu bıraktığını sorduğunda ona ne diyeceksin?
Que vas-tu lui dire quand il demandera pourquoi tu l'as abandonné?
Altı yıl önceki tutuklanmana ne diyeceksin peki?
Et cette arrestation il y a six ans?
Bu konuda ne diyeceksin?
Qu'est-ce que t'en dis?
Khalid, sen ne diyeceksin?
Khalid, qu'en dis-tu?
Han, ya buna ne diyeceksin?
Han, qu'est-ce que tu dis de ça?
Ha? Şimdi ne diyeceksin bakalım, ha?
Tu la ramènes moins, là, hein?
Kendiniz için ne diyeceksin?
Qu'est-ce que vous avez à dire?
Buna ne diyeceksin?
Et qu'as-tu à dire au sujet de ça?
Ne diyeceksin ki?
Qu'avez-vous à dire?
Peki, bu ahalide çıkacak dedikodunun günahına ne diyeceksin ha?
Et le péché des cancans qui parcouriront le village?
Teşkilat ne olacak? Onlara ne diyeceksin?
Que diras-tu à la CIA?
Şişmiş dudağına ne diyeceksin?
Et cette lèvre enflée?
Sofie'ye ne diyeceksin?
Tu vas dire quoi à Sofie?
Çünkü bu utangaç küçük gelinine, parayı borçlu olduğu goril, babasını yemeklik hindi gibi doğrayınca ona ne diyeceksin merak ediyorum?
Car que vas-tu dire à ta petite mariée rougissante quand son gorille de créancier tailladera son papa - telle une dinde?
Buna ne diyeceksin?
- À quoi ça rime? - C'est moi qui aie besoin d'aide.
- Bak sana ne diyeceğim Taylor. - Bana ne diyeceksin?
- Écoutez-moi.
Ne diyeceksin, ha?
Qu'en dites-vous, hein?
Onlara ne diyeceksin?
Alors qu'est-ce que vous allez leur dire?
Bu konuda ne diyeceksin?
Qu'est-ce que t'en dis, bordel?
Köşedeki yarı ölü şişmana ne diyeceksin?
- Et ce gros à moitié mort dans le coin?
Öğretmenlerin bu kızarıklıkları sorarsa, ne diyeceksin onlara?
Si ton prof te questionne à propos des bleus, qu'est ce que tu lui diras?
Kekeleyen kuzenin Odell'i Nicholas Nickleby'nin bilinen en kötü prodüksiyonunda izlemek zorunda kalmamıza ne diyeceksin?
Et la fois où on a dû voir ton cousin bègue Odell dans la pire production de "Nicholas Nickleby" qu'on ait jamais connue?
Peki, anneme ne diyeceksin?
Que diriez-vous à ma mère?
Peki, Afrika'da imha edilen ucuz menenjit ilaçlarına ne diyeceksin?
Et les médicaments pourris contre la méningite dont ils se débarrassent en Afrique?
Buna ne diyeceksin?
Qu'est-ce que tu dis de ça?
Ne? Ne diyeceksin?
Qu'est-ce que tu veux dire?
- Ne diyeceksin?
- Tu diras quoi?
Ona ne diyeceksin... Hayatını önüne koyup, sana günahlarını okuduğu zaman
Que Lui diras-tu quand Il ouvrira ton livre et lira tes péchés?
- Zıpla dediğimde, sen ne diyeceksin?
- Je dis : "Saute", tu dis quoi?
O zaman olay mahalinde bulduğumuz kanlı toynak izlerine ne diyeceksin?
Alors comment expliquez-vous Les marques de sang de sabots trouvés sur les lieux?
- Seni aradığında ona ne diyeceksin?
Qu'est-ce que tu lui diras quand elle appellera?
Buna ne diyeceksin?
Qu'avez-vous à dire?
Rhea Reynold's için ne diyeceksin?
Et pour Rhea Reynolds?
Onlara ne diyeceksin?
Qu'est-ce que tu vas lui dire?
Ona ne diyeceksin?
Que vas-tu lui dire?
Peki ya evliliğin feshi için o kağıtları imzaladığın güne ne diyeceksin?
Et qu'en est-il du jour où t'as signé ces papiers d'annulation?
Diyeceksin ki "şeytanın bacağını kır"
C'est tabou, je ne suis pas fou Quelle est la phrase adéquate?
Buna ne diyeceksin?
Je me demande pourquoi.
Ne zaman beğenmedim diyeceksin?
Diras-tu jamais : "Ça ne me plaît pas?"
Şimdi ne diyeceksin Ajan Dixon?
Qu'est-ce que vous avez à dire maintenant, agent Dixon?
Harika. "Eşine ihanet etme" mi diyeceksin?
"Ne pas trahir son épouse"?
Peki buna ne diyeceksin?
Et ça?
Bayan Boland'ın aldığı aşk mektuplarına ne diyeceksin?
Je la connaissais à peine.
Ne diyeceksin annene? Kaçtık.
On est partis.
Buna ne diyeceksin?
Et toi?
Ne diyeceksin?
Pour lui dire quoi?
"O çapulcunun şeyi çaldığına tanık oldum" diyeceksin. Ne çalmıştı?
Tu dis : " Oui, j'ai assisté au vol crapuleux... de quoi déjà?
Akşam yemeği için, ne diyeceksin?
Je pensais...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]