Neredeyse vardık traducir francés
272 traducción paralela
Crespo Adası'na neredeyse vardık.
Nous sommes presque à l'île de Crespo.
Neredeyse vardık, biraz inansan.
Nous y sommes presque. Ayez confiance.
Hedefe neredeyse vardık.
Zone de largage.
Eve neredeyse vardık sayılır.
On est presque arrivés.
Umarım Wilby mesajımı almıştır çünkü neredeyse vardık.
J'espère que Wilby a eu mon message, on est presque arrivés.
sonunda neredeyse vardık
Nous sommes presque arrivés au monastère.
Gördün mü şu koca şeyi? Dostum sorunlarla kaybedecek vakit yok, neredeyse vardık.
C'est pas le moment... on est presque arrivés.
- Neredeyse vardık.
- On y est presque.
Neredeyse vardık.
On y est presque.
Neredeyse vardık.
Nous y sommes presque.
Neredeyse vardık.
Equipe de secours.
MacGyver, neredeyse vardık!
MacGyver, on y est presque.
Neredeyse vardık sayılır.
On est presque à la maison.
Neredeyse vardık.
Nous y sommes presque
Neredeyse vardık!
Nous y sommes presque.
Neredeyse vardık!
On y est presque.
Haydi, neredeyse vardık.
Viens, on y est presque.
Neredeyse vardık dostum.
Nous y sommes presque, mon ami.
Neredeyse vardık.
On y est presque. HOPITAL DE TABLERS VIRGINIE-OCCIDENTALE
Neredeyse vardık, baba.
On est presque arrivés, papa.
Neredeyse vardık!
on est partis.
- Neredeyse vardık!
- On y est presque!
Neredeyse vardık.
On est presque arrivés.
Tamamdır Wesley, dayan. Neredeyse vardık, tamam mı?
Ca va aller, tiens bon.
Neredeyse vardık.
On y arrive.
Ajan Doggett, neredeyse vardık.
Agent Doggett, on y est presque.
Neredeyse vardık, neredeyse vardık.
Presque arrivés.
Neredeyse vardık.
On y est presque!
Buradan gelin. Neredeyse vardık.
Venez, on y est presque.
Neredeyse vardık.
Ça y est, on y est presque.
Neredeyse vardık. Endişelenme.
On arrive, pas d'inquiétude.
Neredeyse vardık.
On est presque arrivé.
- Ne yazık ki. Onun neredeyse her şeyde parmağı vardır.
Aucune chance, elle est partout :
Neredeyse Inoda'ya varmıştık, ama sonra her yerde polis vardı.
On est allés jusqu'à Inoda, mais là-bas, on nous attendait.
Adamın Doutanuki kılıcı vardı bu yüzden iyi eğitimli olduğunu düşünmüştüm ama eski sake kasesi hilesini neredeyse yuttuğunu görünce...
Il a un sabre anti-cavalerie. Je le croyais fort, mais... Il ne distingue pas une coupelle d'un couteau.
Kırmızı şarap ve Fransız ekmek ve peyniriyle ilgili eski bir hikaye vardır, düşündüğümde, neredeyse duygulu bir hikaye.
Vous pouvez regarder.
Neredeyse hedefe vardık.
On est pratiquement dessus.
Baba! Buradayım! Neredeyse şehir meydanına vardık.
Papa, je suis là À la grand place.
Peki, madem bu kadar ısrar ediyorsunuz, söyleyeceğim. Sorumlu adam sakallıydı, uzun ve neredeyse kır saçları vardı.
Bon ben puisque, puisque vous insistez, je vais vous le dire Le mec était barbu, cheveux longs, plutot gris...
Âşık olduğu adam neredeyse kör olmuştu. Ve Claire'e ihtiyacı vardı.
L'homme qu'elle aimait était presque aveugle, et il avait besoin d'elle.
Tamam, biraz hata payı vardı, ama bu hata, neredeyse bir ışık yılı boyutunda.
Soit, il faut tenir compte de la marge d'erreur, mais celle-là fait une année-lumière de large!
- Neredeyse eve vardık.
- On arrive à la maison.
Evvel zaman içinde New York yakınındaki Long Island'ın kuzey kıyılarında, neredeyse bir şato kadar büyük bir köşk vardı ve orada Larrabee ailesi yaşıyordu.
Il était une fois, sur la côte Nord de Long Island, non loin de New York, un très, très grand manoir, presque un château, où vivait une famille du nom de Larrabee.
Evvel zaman içinde, New York yakınındaki Long Island'ın kuzey kıyılarında, neredeyse bir şato kadar büyük bir köşk vardı.
Il était une fois, sur la côte Nord de Long Island, non loin de New York, un très, très grand manoir, presque un château...
Bir kadına benziyordu ama kollarında ve ellerinde her tarafında kıllar vardı kopkoyu, neredeyse siyah kıllar.
Vous savez un genre de sensation surnaturel. C'était comme une femme. Seulement elle avait des poils sur ses bras et ses mains.
Güvenlik sisteminde açık vardır diyeceğim ama bunun olması neredeyse yüzde sıfır.
Il peut y avoir une faille dans le système de sécurité... mais la probabilité est presque de zéro.
Ama artık öldü diye, harika bir ruhu vardı diye neredeyse bir de şiir yazacaksın.
Maintenant, tu chantes ses louanges. C'est de l'hypocrisie.
Ona sürekli Heloise diyen biri vardı. - Kızla neredeyse kavga edecektim.
La fille qui n'arrêtait pas de l'appeler Héloïse.
Neredeyse tepeye vardık!
On est presque au sommet!
Hoş bir teni ve küçük memeleri vardı. Ama neredeyse saçmalık derecesinde, narindi.
Elle avait une jolie peau, et des petits seins, mais elle était... si fragile, c'est idiot.
Neredeyse eve vardık sayılır.
On est presque à la maison. Et voilà.
vardık 38
nerede yaşıyorsun 103
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
neredesin sen 33
nerede 4371
neredeyiz biz 73
nereden 256
nerede kalmıştık 239
nerede yaşıyorsun 103
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
neredesin sen 33
nerede 4371
neredeyiz biz 73
nereden 256
nerede kalmıştık 239
neredeydin 834
neredesiniz 293
nereden biliyorsun 934
nereden geliyorsun 129
nerede o 1480
neredeyim 174
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse bitti 135
neredeyse 363
neredesiniz 293
nereden biliyorsun 934
nereden geliyorsun 129
nerede o 1480
neredeyim 174
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse bitti 135
neredeyse 363