Nerede o zaman traducir portugués
974 traducción paralela
Nerede o zaman?
Então está onde?
Nerede o zaman?
Então, onde está?
- Elbiselerin nerede o zaman?
- Então onde estão as suas roupas?
Herkes nerede o zaman?
Onde estão todos?
Ne olursa olsun, nerede olursan ol... her zaman yanında olduğumu bil.
Mas aconteça o que acontecer, estejas onde estiveres, fica sabendo que estarei por perto.
O zaman Golyat nerede?
Onde está o Golias?
Tören ne zaman ve nerede olacak?
Onde e quando será o casamento?
Son seferin nerede, ne zaman ya da kiminle olduğunu söyleyemem... ama ne olduğunu söyleyebilirim.
Posso dizer-lhe o que foi a última vez, mas não onde, quando, nem quem estava presente.
O babamı ne zaman, nerede öldürdü, günahları bahar çiçekleri gibi açmışken. Allah bilir, ne hesapları vardı verilecek.
Ele matou o meu pai com pecados ainda frescos, que só o Céu sabe como estão as suas contas.
O zaman, o nerede?
Mesmo assim... onde estara ele?
- O zaman nerede?
- Então onde está ele?
O zaman kuvvetlerin nerede? Nasıl çarpışacaksın onunla?
Onde está então tua força para o atacares?
O hançerle nerede ve ne zaman karşılaşacağım, dostum?
Quando e onde encontrarei essa adaga, amigo?
Hipodromun yolunu altı farklı yerden hesaplamıştı... ve tam olarak ne zaman nerede olması gerektiğini biliyordu.
Eles tinham cronometrado a viagem para o hipódromo, uma meia dúzia de diferentes ocasiões... e ele sabia precisamente em que ponto devia estar precisamente a que horas.
O zaman bu panik nerede başladı, nerede bitti?
Ora, onde é que começou esse pânico e onde acabou?
Kim, ne, nerede, ne zaman, nasıl, niye?
Quem, o quê, onde, quando, como e porquê?
Ne, Niçin, Ne zaman, Nasıl, Nerede ve Kim "
O quê, Porquê, Quando, Como, Onde e Quem "
Bay Gallagher ne, ne zaman, nerede, kim, neden... ve nasıl sorularına yanıt vermekle kalmayıp, bunları... belli bir sırayla anlatıyor. Böylece, sıradan bir haber... kısa bir öykü etkisi yaratıyor.
O Sr. Gallagher não só responde ao o quê, quando, onde, quem, porquê e como, mas aplica-os numa tal sequência... que uma notícia vulgar assume todo o impacto... de um pequeno conto.
Ancak Sör Henry'nin ne zaman ve nereye geleceğini ve nerede kalacağını biliyordu.
Ele sabia onde e quando o Sir Henry ia chegar, e onde ficaria hospedado.
"Kim, ne, nerede, ne zaman" ı yeterince söylemiş gibiydin.
Parece que já teve a sua dose de "quem, o quê, quando, onde".
Nerede saklayacağız, o zaman?
Onde o escondemos?
O zaman silahın nerede?
E onde está a sua arma?
O zaman Richard'ın nerede olduğunu söyleyerek yardım edin.
Pode me ajudar dizendo onde está Richard.
O zaman nerede olduğunu biliyorsun... Viskinin.
Então sabes onde está o whisky...
Söz verdiğin yemeği ne zaman ve nerede yiyeceğimizi söyle.
Quero o horário daquela comida que nos prometeu.
Nerede ve ne zaman olacağına ben karar veririm.
Eu é que decido quando e onde o farei.
İyi de o zaman, kelle nerede?
Mas, que caramba, onde está a torta?
Pekala, o zaman nerede bu adam?
Então está bem. Onde está ele?
O zaman sen nerede olursun?
Então, onde estaria?
O zaman benimki nerede?
Onde está a minha?
kızıma sarkmaya başladıkları zaman, senin nerede olduğun bilseydim, söylerdim.
Quando o fizerem à minha mulher se eu soubesse onde estavas, contava-lhes.
Peki, o zaman, senin araban nerede?
Então, onde está o seu carro?
- O zaman fıkranın komikliği nerede?
- Então, qual é a piada?
'Neden'le ilgilenmem. Sıklıkla'Ne zaman', bazen'Nerede'her zaman da'Ne kadar'terimlerini düşünürüm.
Não me interessa o "porquê", mas o "quando", às vezes "onde"
O zaman bana Mabet'in nerede olduğunu söyle.
Então diga-me onde é o Santuário.
Denize ne zaman ve nerden açıldığını, ilk rotasını da biliyoruz, fakat nerede buluşacaklarını ve daha Neleri değiştireceklerini bilmiyoruz.
Sabemos quando e donde ele largou amarras, conhecemos o curso original, mas não sabemos onde se encontram e o que ainda vão alterar.
O zaman nerede olduğun fark etmez.
Isto é, não importa onde se está.
- Nerede ve ne zaman, efendim?
- O que achas? Senhor, onde e quando me devo apresentar?
Olacağını sandığımız şeyi biliyoruz. Nerede ve ne zaman.
Sabemos o que vai acontecer e sabemos onde.
- O zaman nerede o?
- Então onde ele está?
"O zaman nerede olacağımı bilmiyorum," dedi...
"Não sei onde estarei nesse momento", disse ele...
Belki, o zaman sadece... nerede oturduğunu... düşünebilirsiniz.
Talvez então possa apenas... pensar onde ele mora.
Zaman tüneli nerede biliyoruz.
Sabemos onde está o buraco do tempo. Vamos embora daqui.
Asıl soru ; Nazi emrinin nerede ve ne zaman gerçekleşeceği?
A pergunta fatal para o comando nazi deve ser onde e quando será a invasão.
acemi çocuk yere düşerken ihtiyara seslenmiş ne isterse istesin, ne zaman olursa, nerede olursa olsun, sadece bağır.
O miúdo verde fica aflito e diz ao velho que tudo o que quiser, seja o que for, quando for, basta pedir.
Sendika toplantısı nerede, ne zaman olacak?
Onde e quando se vão reunir para o sindicato?
Yoldaş Pribluda, silahı ne zaman alacağım ve onu nerede vuracağım?
O camarada Pribluda. Quando é que recebo a arma e onde é que eu o mato?
Ama, nerede veya ne zaman bir savaş çıkarsa çıksın... İngiliz Ordusu'nu İngiliz Ordusu yapan, her zaman için... subay sınıfının soğukkanlı liderliği olmuştur.
Não importa quando ou onde decorriam as batalhas, foi sempre a calma liderança da classe dos oficiais... que tornou o Exército Britânico naquilo que é hoje.
O zaman belki bundan sonra fazla nüfusun kim olduğunu ve nerede yaşadığını anlayana kadar çeneni tutarsın.
Sim, para que no futuro tenhas tento na língua até descobrires quem é a sobrepopulação e onde está.
Bu ufak ibre, ben nereye gidersem gideyim, sürekli kuzeyi gösterir,... bu yüzden tam olarak, nerede olduğumu, her zaman bilirim.
a agulha pequena aponta sempre para o norte, não interessa onde vá como tal, sei sempre onde estou.
Size ne zaman nerede olmanız gerektiğinizi söyleyenden... hah, CASIO Ajanda.
O tipo de coisa que organiza nossa vida no dia a dia. Uma agenda eletrônica.
nerede oturuyorsun 94
nerede o 1480
nerede olduğunu biliyor musun 136
nerede olursam olayım 17
nerede oldu 20
nerede oturuyorsunuz 30
nerede olursan ol 30
nerede olduğunu bilmiyorum 143
nerede olduğunu biliyorum 70
nerede olduğunu söyle 43
nerede o 1480
nerede olduğunu biliyor musun 136
nerede olursam olayım 17
nerede oldu 20
nerede oturuyorsunuz 30
nerede olursan ol 30
nerede olduğunu bilmiyorum 143
nerede olduğunu biliyorum 70
nerede olduğunu söyle 43
nerede olduğunu biliyorsun 22
nerede olduğunu 16
nerede oturuyor 46
nerede olduğunu bilmiyoruz 24
nerede olduğunu biliyor musunuz 49
nerede olursa olsun 20
nerede olduğunu sanıyorsun 19
nerede olduklarını bilmiyorum 18
nerede onlar 42
nerede olacak 26
nerede olduğunu 16
nerede oturuyor 46
nerede olduğunu bilmiyoruz 24
nerede olduğunu biliyor musunuz 49
nerede olursa olsun 20
nerede olduğunu sanıyorsun 19
nerede olduklarını bilmiyorum 18
nerede onlar 42
nerede olacak 26
nerede olabilir 67
nerede olabilir ki 22
nerede olacaksın 16
nerede olduğumuzu biliyor musun 22
o zaman 2152
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
nerede olabilir ki 22
nerede olacaksın 16
nerede olduğumuzu biliyor musun 22
o zaman 2152
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16