English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Y ] / Yaka

Yaka traducir portugués

549 traducción paralela
Gorillerini yollayıp beni yaka paça nikah dairesinden... kaçırtmak da mı taktikti ha?
Era estratégia mandar aqueles gorilas tirar-me à força... do Governo Civil?
Belki öteki yaka güzeldir.
Talvez seja bonito do outro lado.
"Yüksek, sïkï, eski moda, katï bir yaka."
"Antiquados colarinhos com goma."
" işçi yaka kartı takan dört kişi...
" todos com crachás de trabalhadores,
- V yaka bluzlu bir kızıl.
- Ruiva com um suéter largo.
Elmas yaka, altın kollar.
Colar de diamantes, mangas a ouro.
Kollarını kısaltmam gerekecek, bir kuşağa ihtiyacım olacak, fırfır, yaka için bir şeyler...
Tenho de encurtar as mangas, preciso de uma faixa, um folho de renda, uma gola...
- Beni yaka paça içeri getirdi ve...
- Ele agarrou-me e levou-me para dentro e...
Yaka düğmesi.
O botão...
Bakın : Fallon'un yaka düğmesi.
Eis o botão da camisa do Fallon.
McGovern yaka düğmesini almış.
Clint Fallon foi morto, em um duelo. McGovern assistiu tudo.
- Sen de kanıt olarak yaka düğmesini aldın.
E você tem o botão do colarinho prá provar, não tem?
Sen de büyük bir yaka takmışsın bayım.
Você tem um pescoço enorme, Sr.
Nehrin Sol Yaka'sında..... Sağ Yaka'sında... .. ve ortasında.
Namargemesquerda... namargemdireita... e no meio.
Yani aperatif. Sol Yaka'da öyle derler.
O aperitivo, como dizem namargem esquerda.
Ama bu kıza dönersek, genç hanım Sol Yaka'da yaşıyor.
Mas, voltando a esse caso, elamoranamargem esquerda.
Şu frak gömleğinin yaka düğmelerini takar mısın?
Importa-se de pôr os botões de punho nessa camisa?
İşte, bu hoş yaka iğnesini bu gece bana verdi.
Ela deu-me este lindo broche, esta noite.
Hem de sana güzel yaka iğnemi verdikten sonra...
E depois de lhe ter dado o meu lindo broche.
Bu fareleri asılmaları için yaka...
Estava a ponto de prender estes ratos e enforca-los
Bana bak, yaka düğmelerinden dolayı bana borçlusun bu yüzden işi ben seçerim martavalını okuma bana.
Ouve, tenho-te pelos colarinhos, por isso não me digas o que é, ou não é para ti.
Sarışındı, bir yaka kürkü vardı.
Era loura e levava um casaco com o colarinho em pele,
Dünyada, siz yaka iğneli, beyaz ayakkabılı siyah kolejlilerden daha meşgul birilerini tanımıyorum.
Ninguém no mundo é täo ocupado quanto universitários negros...
Çık git buradan, yoksa seni yaka paça dışarı atarım.
Se não for embora, dou um jeito em você.
Yaka diyorum.
Gola.
" kabul etsem mi onu Yoksa atsam mı yaka paça?
" Aceitá-la-ei de volta Ou atirarei o traste fora?
Yaka numaram 2-2-1.
O meu número é 2-2-1.
ABD Hava Kuvvetlerinden Kaptan John Christopher, yaka numaram 4857932.
Capitão John Christopher, Força Aérea dos Estados Unidos. Número de série 4857932.
Hizmetçilerimi amazonlar gibi giydirdim. Şam'a kadar yaka bağır açık, at sırtında gittim.
Vesti as minhas alas de amazonas e meio nua cheguei a Damasco.
- O yaka geldiği kadar kolay gidiyor.
Esse colarinho sai tão facilmente como se põe.
Bilirsiniz, o, yönetirken bir yaka çiçeği takmayı sever.
Ele gosta de usar uma flor na lapela, quando conduz a orquestra.
Üzgünüm, o isimde yaka kartı yok.
Desculpe-me, não tenho nenhum crachá em seu nome.
Eunice Burns için yaka kartı yok.
Eu não tenho crachá para Eunice Burns.
O yaka yapılacak.
Cobre aquela vala.
- Çok güzel... eski çorba tenekeleri, kırık dökük araba... çöp kutuları, döşekler, süpürgeler... ve altta da şık bir yaka ve kravat.
- Mas está muito bom. Latas velhas, um carro avariado, latas de lixo, colchões, aspiradores e uma gravata por baixo.
Ona bir yaka çiçeği mi alacaksın?
Vais dar-lhe uma flor para a lapela?
Yaka işlerine bayılıyorum.
Adoro o que fez no decote.
New York'lu bir "beyaz yaka" için cesursunuz.
Tenho de reconhecer que para nova-iorquino tem muita coragem.
Eğer beni kovmak istiyorsan, departmanımdaki bütün adamlarımla beraber hepimizi yaka paça dışarı atmak zorunda kalacaksın.
Se você quer que eu saia daqui, terá que me arrastar e a toda a Divisão de Notícias.
İçinde mikrofon olan yaka iğnesi nerede?
Onde está o alfinete que tinha com o microfone escondido?
Şu andan itibaren açık yaka giyiniyorum.
A partir de agora só colarinhos abertos.
Yaka düğmem kırıldı.
A presilha do meu colarinho partiu-se.
Kim cebinde fazladan yaka düğmesi taşır ki!
Mas ninguém traz uma no bolso.
Aziz en güzel Pazar kıyafetlerini giymiş, ama yaka düğmesini takmayı unutmuş.
Aziz estava com roupa de domingo, mas sem presilha no colarinho.
Orada seni kaldırımın kenarında yaka uçları kırmızı olan, koyu siyah palto giymiş bir arabacının sürdüğü küçük bir araba bekliyor olacak.
Aí vai encontrar um pequeno carro fechado â sua espera, perto da curva, com um condutor com um sobretudo preto, com um colarinho debruado a vermelho.
Bana bir iyilik yap ve buradan toz ol yoksa seni yaka paça dışarı atacağım!
Por isso, faça-me um favor, desande daqui ou põem-no lá fora a chuto.
Yaka balinası olduğunu düşünmemiştim tatlım.
E não o tomei pela pila de uma baleia, querida.
- Evet Percy, yeni yaka mı?
O quê? Eles entram em palco, senhor, e saltam.
Zavallı şey. Bir defasından iki tane sol yaka yapmıştı ve neden ilikleyemediğini merak ediyordu.
Uma vez fez dois lados esquerdos e não sabia porque não abotoava.
Yaka düğmesini gösterirsin.
Deixe-me ver a cor, McGovern...
Sol Yaka'da öyle deniyor.
- Não é.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]