For so long traduction Turc
4,553 traduction parallèle
You worked so hard for so long.
Çok uzun süredir bunun için çalıştın.
I've rolled around in the mud for so long.
Çok uzun zamandır bu çamurda oynadım.
Because it's something that you've... You've known for so long.
Çünkü, uzun zamanlardır bildiğin bir şey.
Is one kiss too much to ask for, for a man who's been alone for so long?
Uzun zamandır yalnız bir adam için bir öpücük çok mu fazla?
I don't know. I feel like I've been saying I'm gay for so long that maybe
Bilmiyorum, sanki çok uzun zamandır eşcinsel olduğumu söylüyorum.
They been fucking me for so long, man. Shit, I'll take it back, brother.
Beni, uzun zamandır beceriyorlar, artık benim de onları becerme sıram geldi.
"You've kept me at arms length for so long... "... with your distance... "... circumstances and riddles left me confused and unsure. "
Beni böylesine karışık ve eli kolu bağlı bırakan soğuk tavırların ve bilinmezliklerinle aramıza bu kadar uzun bir mesafe koydun.
We've been planning this for so long.
Bunu uzun zamandır planlıyorduk.
I have worked on this for so long.
Bunun üstünde uzun süre çalıştım.
Why's the door opening for so long?
Hey, hey, neden bir kapının açılması bu kadar uzun sürüyor?
Have we been talking about this for so long.
Biz çok uzun süre bu bahsediyoruz var,
You were on the phone for so long, you didn't hear what I said about swim shoes.
Uzun süre telefonla konuşuyordun.. .. sana yüzme ayakkabılarıyla ilgili dediklerimi duymadın.
I'd just been gone for so long it didn't really feel like home anymore.
Buradan uzun süre ayrı kalınca artık burayı evim gibi hissetmiyordum.
You were wrong to go away. To stay away for so long. I don't care why.
Bu kadar uzun süre çekip gitmek ve uzak durmakla hatalısın, neden olduğu umurumda değil.
I've just been so comfortable with her for so long.
Ben sadece cok rahat oldum Onu bu kadar uzun sure birlikte.
I have been cooped up indoors for so long.
Uzun süredir dışarı adım atmadım.
I do not see you for so long.
Seni sonsuza dek görmedim.
How stupid are you to push a plastic rocket that hard for so long?
Uzun süre dayanıklı olmayan plâstik roket kullanmak nasıl bir aptallıktır?
He's been gone for so long.
Uzun zamandır yoktu zaten.
We've been thinking about having kids for so long.
Uzun zamandır çocuk sahibi olmayı düşünüyorduk.
You've been flying solo for so long, you've forgotten that's what angels do.
Uzun zamandır yalnız başına takılıyordun. Meleklerin ne yaptığını unuttun.
I can only take her heat for so long.
Onun ateşini uzun süre tutamam.
I've chosen to do it for so long.
Uzun süredir bunu yapmayı tercih ettim.
Are you the letter I've awaited for so long, Gloria?
Sen uzun zamandır beklediğim mektup musun, Gloria?
I've been alone here for so long.
Uzun zamandır burada tek başımaydım.
I feel like I've been alone for so long, it's a relief to have found an equal.
Uzun zamandır kendimi çok yalnız hissediyordum nihayet bir yoldaş bulmak içimi rahatlattı.
I'm just following the urges I kept down for so long, cultivating them as the inspirations they are.
Sadece uzun zamandır içimde tuttuğum dürtülere uyuyorum onları verdikleri ilhama göre ekip biçiyorum.
I've studied these animals for so long... but this is the first time I've ever held one in my arms.
Uzun zamandır bu hayvanlar üzerinde çalışma yapıyorum ama ilk defa birini kucağıma aldım.
And thank you so much for talking to me for so long.
Benimle bu kadar uzun süre konuştuğun için çok teşekkür ederim.
Dad, I waited so long for Shinu.
- Baba, Shinu için çok bekledim.
Joaquin, he ain't never show up for his overnight shift, so we don't know how long he's been laying up in there, dead.
Joaquin gece vardiyasına gelmedi o yüzden ne kadardır öyle ölü halde yattığını bilmiyoruz.
It's just for now, until transfer to rehabilitation, to be reset, and suffer no consequences for being in bed so long.
Sadece reedükasyona gidene kadar. Yatağa bağlı olmanın, yan etkilerini çekmesin diye.
Plus, I'm looking for something a little more long-term, and you're, like, really old, so how would that even work?
Hem ben biraz daha uzun süreli bir ilişki için birini arıyorum, ve sen gerçekten çok yaşlı görünüyorsun, yani bunu nasıl yürütebiliriz ki?
Lewicki, as long as you work for me, I don't have to know, so please, don't ever remind me again.
Lewicki, benim için çalıştığın sürece bilmeme gerek yok. Yani, lütfen bir daha bana bunu hatırlatma.
So why are you on us so long for... for this-this... Polluted, dirty piece of earth.
Neden bu kirlenmiş, pis toprak parçasının uzun zamandır peşindesin.
- So how long are you here for?
- Burada ne kadar kalacaksın?
So that was it then. You don't have to go out to sea for a long time now.
İşte bu kadar.Artık uzun süre denize açılmak zorunda değilsin.
Oh, come on, I've waited so long for this trip. We're here and when you get there, you'll love it.
Şimdi buradayız ama varınca orayı çok seveceksin.
So how long you gonna be away for?
- Peki, ne kadar süreliğine gideceksin?
"So I said," I have long been looking for a model of the universe.
Dedim ki, " Uzun zamandır evrenin bir modelini arıyordum.
That can divert you for only so long.
Bu sizi sınırlı bir süre için oyalayabilir.
So how long has it been for you?
Peki ne kadar senin için olmuştur?
May I ask why you took so long to begin your search for a possible grandchild?
Bir torununuz olma ihtimali vardı. Neden daha önce bulmaya çalışmadınız?
So I want you to know that... You can stay at my place for as long as you need.
Şunu bilmeni isterim ki istediğin kadar benimle kalabilirsin.
I'm sorry I've kept you waiting so long, darlings, But here's some games, And the paints you asked for, cathy.
Bu kadar uzun süre sizi bekletmek zorunda kaldığım için üzgünüm, canlarım,... ama burada bazı oyuncaklar var..... ve istediğin boyalar, Cathy.
He'd been locked away so long, he never learned to fend for himself.
Öyle uzun kilitli kalmış ki kendisini korumayı hiç öğrenememiş.
So, for how long?
Ee, ne kadar süreliğine?
After I stayed so long in Barcelona for you...
Sonra, senin için çok uzun süre kaldım Barcelonada.
So, h... how long you visiting for?
Peki, N... Ne kadar süre buradasın?
Put the heart monitor on the guard so no one knew Gideon was missing, at least as long as it took for the guard to die, which wasn't long.
Kalp monitörünü korumaya takmış, bu şekilde kimse Gideon'ın kaybolduğunu, koruma öğrenene kadar öğrenememiş ki, bu da uzun sürmemiş. - Yeterince uzun sürmüş.
So, long story short, I get arrested for tampering with a crime scene.
Yani, uzun lafın kısası, ben gözaltına almak bir olay ile tahrifat için.
for some reason 579
for something 23
for some time now 23
for some people 34
for some time 35
for some of us 24
for some 94
so long 1145
so long ago 25
long 842
for something 23
for some time now 23
for some people 34
for some time 35
for some of us 24
for some 94
so long 1145
so long ago 25
long 842
long island 52
longer 83
longing 24
longinus 18
longmire 43
longo 16
longitude 31
long live the king 168
long live the queen 48
long night 48
longer 83
longing 24
longinus 18
longmire 43
longo 16
longitude 31
long live the king 168
long live the queen 48
long night 48
long time no see 414
long time 721
long hair 55
long may she reign 18
long legs 25
long live the emperor 20
long john 18
long hours 24
long story short 168
long live 36
long time 721
long hair 55
long may she reign 18
long legs 25
long live the emperor 20
long john 18
long hours 24
long story short 168
long live 36
long live liberty 21
long day 136
long life 29
long way 22
long overdue 19
long gone 44
long enough 113
long shot 24
long time ago 200
long distance 42
long day 136
long life 29
long way 22
long overdue 19
long gone 44
long enough 113
long shot 24
long time ago 200
long distance 42