I miss that traduction Turc
3,297 traduction parallèle
I miss that.
Bunu özlemiştim.
God, I miss that.
Tanrım, özledim.
Oh, God, I miss that easy money.
Oh, Tanrım, Bu kolay parayı özlüyorum.
I miss that.
Bunu özledim.
I miss that rest, the escape... ♪ I dreamt that I was swimming ♪ ♪ And the stars above ♪... that luscious 8-hour break.
kestirmeyi özlerim, o kaçış o pek tatlı 8-saat kestirmeyi.
D'you think I'd miss that?
Bunu kaçıracağımı mı sandın?
I might tell you the reason for me being in the abode of a gentleman, which is that I've had a communication with a certain Miss A.
Malum Bayan A'den bir haber getirdim.
Foolishly, I had hoped that Miss Havisham had meant us for each other.
Bayan Havisham beraber olmamızı istiyor diye düşünmüştüm hep.
Clearly the idea was absurd, and I hope Miss Havisham will take what pleasure she can in knowing that I am as unhappy as she ever meant me to be.
Aptallık etmişim belli ki. Bayan Havisham tam olmamı istediği gibi mutsuz olduğum için dilediğince zevk alır umarım.
But I gotta tell you, I kind of miss that Carl fella.
Ama söylemeliyim ki, ismi Carl olan dostumu özleyeceğim.
And for whatever reason, I get this message one day from the assistant director that Miss Lee would like me to go to her dressing room.
Ve her nedense, bir gün asistan direktör bana Miss Lee'nin beni kostüm odasında beklediğini söyledi.
I mean, Miss Julie is the role that I was born to play.
Demek istediğim, Bayan Julie benim oynamak için doğduğum rol.
I know that we all feel miss her.
Onu hepimiz özleyeceğiz.
I miss wearing that happi * coat. ( * workman's coat )
Bu kıyafetleri özlemişim.
See, nobody calls me that anymore, and I miss it.
Gördün mü, artık kimse bana böyle seslenmiyor diye üzülüyordum.
You know what I miss more than anything? What's that?
- En çok neyi özlüyorum biliyor musun?
It's just that I'm gonna miss you this weekend.
Bu hafta sonu seni özleyeceğim hepsi bu kadar.
I really miss that.
Onu yapmayı gerçekten özledim.
I want you to tell her that I miss her. And I love her. And I should have helped her kill that hippie.
Onu özlediğimi onu sevdiğimi "Keşke o hippiyi öldürmesine yardım etseymişim" dediğimi üzgün olduğumu ve beni aramasını yazmanı istiyorum.
I just can't miss another show right now because I'll have a massive loss and I just can't handle that right now.
Yoksa büyük bir kayıp yaşayacağım ve şu anda bunu kaldıramam.
Yes, well, you know quite well that I would not miss a chance to honor my mother.
Annemi onurlandırma şansını asla kaçırmayacağımı oldukça iyi biliyorsun.
Miss Lafleur, I strongly recommend that you re-evaluate the judgments that have led you to appear before me.
Bayan Lafleur, buraya, karşıma gelmenize sebep olan şeyleri tekrar değerlendirmenizi şiddetle tavsiye ederim.
I'm gonna miss that couch.
- Kanepemi özleyeceğim.
Dan, not a day goes by that I don't miss Keith or hate you for what you did to him...
Dan, Keith'i özlemediğim veya yaptığın şey yüzünden senden nefret etmediğim tek bir gün olmadı...
It's bad enough that I miss Alex. But now I gotta be the douchey pig that hooks up with someone else's girl.
Alex i özlemem yeterince kötü ama şimdi ben başkasının kız arkadaşıyla takılan bir şerefsiz oldum
Just take it, give it to him and tell him that I miss him, ok?
Sen şunu al, ona ver ve onu özlediğimi söyle, olur mu?
Miss Pillsbury, I don't sleep around. That's not me.
- Bayan Pillsbury, önüme gelenle düşüp, kalkan biri değilimdir.
! Actually, I was studiously avoiding that term, Miss Fisher.
Aslında o terimden titizlikle kaçınmıştım Bayan Fisher.
- So, unless you tell me- - - Now, that is one thing I don't miss about Special Forces- - orders.
- Özel kuvvetlerde özlemediğim bir şey varsa o da emirlerdi.
We miss that truck, I'm gonna go up there and push him off myself.
O kamyonu kaçırırsak yukarı çıkıp onu kendim atacağım.
And I already told you. I cannot miss that party.
Ve sana söyledim.O defileyi kaçıramam.
Now I didn't particularly agree with that point, but I still miss it!
Bu düşünceye katıldığım söylenemez ama, yine de özlüyorum!
Miss, you're lucky that I have a daughter or I wouldn't be so understanding.
Hanımefendi, şanslısınız ki bir kız çocuğum var yoksa çok anlayışlı olmazdım.
Oh, and it is generally believed that Miss Wannop and I are in cahoots, if not worse.
Ah, ve daha fenası Bayan Wannop'la işbirliği yaptığımız düşünülüyor.
And there are people that used to be in my life... who I miss a lot.
Ve geride bıraktığım yaşamımda çok özlediğim bir insan var.
I think what Miss Dubois means is that a man who kills is, by definition, a killer.
Bence, Bayan Dubois'in demek istediği, öldüren adamın anlam olarak, katil olduğu.
You know, I wouldn't want you two to miss out on something like that.
Bilirsin işte, ikinizin böyle güzel bir şeyi kaçırmanızı istemem.
Listen, I love that you miss me, but I'm really busy right now.
Dinle, beni özlemene bayılıyorum ama şu an çok meşgulüm.
Although I'm sure he wouldn't miss it for the world if it weren't for the fact that he runs the world.
Kendisi Dünyayı yönetmekle meşgul olmasaydı kesinlikle böyle bir olayı kaçırmak istemezdi.
I think it's cruel that I should miss her now.
Sanırım onu özleme hissim katlanılmaz.
I wonder how much you'd miss all that if you had to spend the rest of your life here.
Hayatının kalanını burada geçirmek zorunda olsan onları ne kadar özlerdin, merak ediyorum.
I wouldn't miss that for the world.
Bunu asla kaçırmam.
Your Honor, I'm trying to establish that Miss Adler was unable to give consent in her drugged state, which is the precondition for rape.
Sayın hakim bayan Adler'in uyuşturulmuşken seks onayı veremeyeceğini göstermeye çalışıyorum, ki bu tecavüzün ön koşuludur.
Tell. Everyone that I miss her and that I love you, I'll call you again soon
Herkesi özlediğimi söyle ve tekrar arayacağımı söyle.
I really miss that.
Bunu yapmayı gerçekten özledim
I miss the guy that would do anything to see me smile.
Sadece beni gülerken görmek için her şeyi yapabilecek olan adamı özlüyorum.
Well, Miss Skeptic, there's one thing I can tell you for sure that requires no leap of faith, and I know you'll agree with me.
Peki bayan Kuşkucu. Sana uymayan birşey olmadığından ve bana kesinlikle katılacağından emin olduğum birşey var.
That I don't miss.
Ben olsam kaçırmazdım.
I'm not gonna miss that opportunity again.
Bu firsati bir kere daha kaçirmayacagim.
I just want you to know that I'm not angry, I'm just confused, and I miss you like crazy.
Bilmeni isterim ki sana kızmadım, sadece kafam karışık, ve seni deliler gibi özledim.
I shall rely on you, Miss Landless, to keep it that way.
Bunun aramızda kalacağı konusunda size güveniyorum, Bayan Landless.
i miss you so much 140
i miss you already 38
i miss you too 143
i miss you 1265
i miss you guys 30
i miss my mom 17
i miss him 246
i missed you 1169
i miss her 189
i miss my friends 16
i miss you already 38
i miss you too 143
i miss you 1265
i miss you guys 30
i miss my mom 17
i miss him 246
i missed you 1169
i miss her 189
i miss my friends 16
i miss my family 27
i missed you so much 297
i missed you too 122
i miss her so much 66
i miss him so much 44
i miss my wife 18
i miss them 50
i missed it 139
i missed 81
i miss this 42
i missed you so much 297
i missed you too 122
i miss her so much 66
i miss him so much 44
i miss my wife 18
i miss them 50
i missed it 139
i missed 81
i miss this 42
i miss it 75
i missed you guys 31
i misspoke 40
i miss 47
i missed her 17
i missed this 25
i miss her too 26
i missed him 30
i miss him too 31
i missed that 38
i missed you guys 31
i misspoke 40
i miss 47
i missed her 17
i missed this 25
i miss her too 26
i missed him 30
i miss him too 31
i missed that 38