I miss you too traduction Turc
1,166 traduction parallèle
Of course. I miss you too.
Ben de seni özlüyorum tabi ki.
I miss you too.
Ben de seni özledim.
Yeah, baby, I miss you too.
Evet bebeğim, ben de özledim.
I miss you too, Kelly, but I can't right now.
Ben de seni özledim. Ama şimdi gelemem.
I miss you too.
Ben de seni özlüyorum.
I miss you too.
Biliyorum. Ben de seni özledim.
Um, yeah, I m... I miss you too.
Evet, ben de seni özledim.
And I miss you too.
Ben de seni özledim.
- I miss you. - I miss you too. ( cuckoo clock chimes ) ( gasps )
Bak, bu akşamüstüne Roman, Jesse'den bahsetmeyelim de ne yaparsak yapalım demenle başlamıştık.
I miss you too, buddy.
Ben de seni özledim, dostum.
Yeah, yeah, I miss you too.
Ben de seni özledim.
I miss you too.
Ben de seni.
I miss you too.
Ben de sizi özledim.
I'm gonna miss you too.
Ben de seni özleyeceğim.
Now, any time you think I'm being too tough... any time you think I'm being unfair... any time you miss your mummy, quit!
Şimdi, ne zaman çok sert olduğumu düşünürseniz... ne zaman haksız olduğumu düşünürseniz... ne zaman annenizi özlerseniz, vazgeçin!
As much as I'd like to see the two of you living it up in a warm, tropical setting I would just miss you too much.
İkinizin sıcak, tropik bir yerde yaşaması fikri benim de hoşuma gidiyor ama sizi çok özlerim.
I miss you too.
Burada durup her şeyin yoluna gireceğini söyleyebilirim.
- I'm gonna miss you too.
- Ben de seni.
You're too tense, Miss Burke, but I've got just the thing for you.
Çok geç kaldınız Bayan Burke. Burada tam size göre bir şeyler var.
But Miss Grimes said that you faxed that you couldn't hire me... because I have no phone and I live too far from there.
Ama oradaki kadın, Bayan Grimes, ona bir mektup faksladığınızı bir telefonum olmadığı ve oradan çok uzakta yaşadığım için beni işe almayacağınızı söyledi.
I'll miss you too.
ben de seni özleyeceğim.
I miss you, too.
Ben de seni özledim.
I miss you, too, baby.
Ben de seni özlüyorum, bebeğim.
Hi, Dad. I miss you, too.
Merhaba baba, ben de seni özledim.
I'll miss you too, Geofge.
Ben de seni, George.
Yes, I'm afraid I've kept you standing here too long, Miss Gibson.
Evet, sanırım sizi uzun süre beklettim, Bayan Gibson.
You know, it's too bad you fellas are gonna have to miss that...'cause I think it speaks to every one of us.
Konuşmamı kaçıracak olmanız çok üzücü çünkü bence konuşmam herkese hitap ediyor.
- I miss you, too.
Ben de seni özlüyorum.
- I'll miss you too.
- Ben de seni.
And when I think about how I enjoy looking after you and how you always seem to miss me when I've been gone for too long, well, it's sort of like you're my...
Sizinle ilgilenmekten zevk alıyorum. Ben uzun süreliğine gidince siz de beni özlüyorsunuz. Sanki benim...
I'll miss you, too.
Ben de seni özleyeceğim.
I'm gonna miss you too.
Ben de seni özleyeceğim!
- I'm gonna miss you too.
Ben de seni özleyeceğim.
I miss you, too.
Tamam ben de seni özledim. Tamam.
I'm going to miss you, too.
Ben de seni özleyeceğim.
You could die and I'd miss you too much.
Ölebilirsiniz ve sizi çok özleyebilirim.
Yeah, I miss you, too.
Evet, ben de seni özledim.
- I'm gonna miss you too.
- Ben de seni özleyeceğim.
I'm gonna miss you too.
Bende seni özleyeceğim.
I miss you, too.
Ben de seni özledim. Peki.
It was about you. Maybe I tried too hard. I didn't want to miss my chance to dance with you to make you remember what it was like between us.
Belki çok uğraştım ama seninle dans etmek sana sarılmak, ilişkimizi hatırlatma fırsatını kaçırmak istemedim.
I'm gonna miss you, too.
- Ben de seni çok özleyeceğim.
Look, I miss you guys, and I miss her in a way, too, but...
Bak, hepinizi çok özledim ve Elena'yı da özledim ama yapamam.
I don't want you to move in here. I'd miss you too much.
Buraya taşınmanı istemiyorum.
I just don't want you to miss on any experience because you're too afraid.
Sadece korkuyorsun diye hiçbir tecrübeyi kaçırmanı istemem.
I just don't want you to miss on any experience because you're too afraid.
Sadece sırf korktuğun için böyle bir deneyimden mahrum kalmanı istemiyorum.
I miss you, too.
- Ben de seni özledim.
I only meant that if you're too busy working, you're going to miss all the "welcome home" hoopla.
Ben sadece senin çok fazla çalıştığını söylemeye çalışıyorum, bu yüzden tüm "Eve hoş geldin" partisini kaçıracaksın.
- I'll miss you too, Pumpernickel.
- Ben de seni özleyeceğim Çavdar Ekmeği.
I'll miss you too, Pumpernickel.
Ben de seni özleyeceğim Çavdar Ekmeği.
- I'll miss you, too.
- Ben de seni.
i miss you so much 140
i miss you already 38
i miss you 1265
i miss you guys 30
i miss my mom 17
i miss him 246
i missed you 1169
i miss her 189
i miss my friends 16
i miss my family 27
i miss you already 38
i miss you 1265
i miss you guys 30
i miss my mom 17
i miss him 246
i missed you 1169
i miss her 189
i miss my friends 16
i miss my family 27