English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ M ] / Make a mistake

Make a mistake traduction Turc

1,518 traduction parallèle
No, no, no, you make a mistake.
Hayır, hayır. Hata yapıyorsun.
Do I make a mistake?
Ben aksini düşünüyorum
If you make a mistake, just face up to it.
Hata yaparsanız açıkça dile getirin.
And do not be afraid to make a mistake.
Ve hata yapmaktan korkma.
Even a great car can make a mistake. No matter how good she feels or how good she looks.
Mükemmel arabalar bile hata yapabilir ne kadar iyi hissettiği veya ne kadar güzel göründüğü fark etmez.
So, my question is... how could you make a mistake like that?
Baba! - Baba?
Well, the world's a dangerous place 24-7... and if you're weak or you make a mistake at a wrong moment, somebody gets hurt.
Dünya günün her saati ilginç bir yer. Zayıfsan, hata yaparsan zayıf bir anında birileri incinebilir.
Your beauty made God make a mistake, what more can i say?
Allah seni yaratırken bir hata yaptı herhalde. Daha ne söylenebilir ki?
If we make a mistake, things will get bloody!
Eğer hata yaparsak, kan çıkar!
So when they're pulling the guts out and they make a mistake... all the poop and stuff just pours out all over the meat.
İç organları çıkarırken bir hata yaparlarsa... kakalar makalar etin her yanına saçılır.
Well, fish doesn't give money, or do I make a mistake?
Yanılıyormuyum? Balıkçılıkta hiç para yok.
If you make a mistake, it could, so pay attention.
Eğer hata yaparsan, açılır, o yüzden dikkatli ol.
Well, we make a mistake here, and people die.
Tek bir hata yaparız, ve insanlar ölür.
At least you admit when you make a mistake.
Yani en azından bir hata yaptığınızda bunu kabulleniyosunuz.
"Hope we don't make a mistake and somebody dies because of it."
"Umarım hata yapmayız ve birileri bu yüzden ölmez."
You want me to make a mistake?
Hata yapsam daha mı iyi?
- I'm asking you to make a mistake.
Senden sadece bir hata yapmanı istiyorum.
I'm asking you to make a mistake.
- Bir hata yapacaksın.
Turn the heat up on his ass and he'll make a mistake.
Onu büyük bir baskı altına sok.
If you come with me, I'll be nervous, make a mistake and ruin the whole day.
Benimle gelirsen, heyecanlanırım, hata yapar ve bütün günü mahvederim.
Live in the world, make a mistake.
Dünyada yaşa, hata yap.
We'll put him under surveillance. Eventually, he's gonna make a mistake.
Adamı izlemeye alalım, eninde sonunda bir hata yapacaktır.
At this stage the odds are even. Either the caribou will make a mistake or, after a mile, the wolf will give up.
Bu aşamada av ve avcı eşit durumda - ya Karibu hata yapacak, ya da kurt 1.5 kilometre sonra vazgeçecek.
I don't want to make a mistake and have him get off on a technicality.
Bir hata yapıp, teknik detaylar yüzünden onu elimden kaçırmak istemiyorum.
Wherever the suspect went, the detective was watching, waiting for him to make a mistake.
Şüpheli nereye giderse gitsin dedektif, onu takip edip hata yapmasını bekliyordu.
Oh, did I make a mistake?
Ah, bir hata mı yaptım?
- I ask you to make a mistake.
- Senden bir hata yapmanı istiyorum.
If both play rationally, and neither make a mistake, well, then the game will always end in a draw, right?
Eğer ikisi de akılcı oynarsa ve hata yapmazsa, o zaman oyun hep berabere biter, değil mi?
Death, taxes and the fact that a man on the run will make a mistake in the first 72 hours.
Ölüm, vergiler ve kaçak bir adamın önümüzdeki 72 saat içinde hata yapacağı gerçeği gibi.
I try and make it a habit not to make the same mistake twice.
Aynı hatayı ikinci kez yapmamak gibi bir alışkanlık kazandım.
And we don't wanna see you make a terrible mistake.
Ve seni korkunç bir hata yaparken görmek istemiyoruz.
Stephen had this'Stephen'look on his face, a little smile which says you may not believe it but I'm right and make no mistake about it.
Stephen'ın yüzünde, "buna inanmayabilirsin, fakat haklıyım ve hata yapmıyorum" diyen şu "Stephen bakışı" ve hafifçe gülümsemesi vardı.
By the time I finish this sentence... about seven people around the world will make a huge mistake.
Bu cümleyi bitirir, bitirmez -... Dünya çapında 7 insan çok büyük bir hata yapacaklar.
A lot of women make that mistake.
Bir çok kadın bu hatayı yapıyor.
If you make a mistake with that kind of money... you know, some businesses will be out of business.
Buna değer mi?
They're gonna bring you down for a mistake that you were too smart to make.
Yapmayacak kadar akıllı olduğun bir hata için seni mahvedecekler.
You don't think everyone can make such a mistake?
Sizce herkes hayatında böyle bir hata yapamaz mı?
A real fireman probably wouldn't make that mistake.
Gerçek bir itfaiyeci muhtemelen böyle bir hata yapmaz.
I know I made a mistake, but I have tried so hard to make it up to her.
Hata yaptığımı biliyorum, ama bunu telafi etmek için çok çaba sarf ettim.
- It was a mistake. I was trying to make her feel better after she found out Burton had a girlfriend.
Hayır.Christine'le oynaştım diyorum.
No. Look, you're gonna make a big mistake, yeah?
Hayır büyük bir hata yapıyorsun.
It's a... mistake a medieval storyteller could easily make.
Bir ortaçağ hikayecisinin kolaylıkla yapabileceği bir hata.
But there are certain things in life where you know it's a mistake but you don't really know it's a mistake because the only way to really know it's a mistake is to make the mistake, and look back, and say, " Yep.
Yaşamında kesinlikle hata olduğunu bildiğin ama aslında hata olduğunu bilmediğin şeyler vardır çünkü gerçekten hata olup olmadığını öğrenmenin tek yolu hatayı yapmaktır, ve geriye dönüp, şöyle demek, " Evet.
So, really, the bigger mistake would be to not make the mistake, because then you go your whole life not really knowing if something is a mistake or not.
Yani, aslında, en büyük hata, hatayı yapmamak olurdu, çünkü o zaman bütün hayatın boyunca bunun bir hata olup olmadığını bilmeden geçirirsin.
But it's a mistake I have to make.
Ama bu yapmam gereken bir hata.
It's a mistake you don't have to make.
Bu yapmaman gereken bir hata.
Sometimes, even when you know something's a mistake, you gotta make it anyway.
Bazen hata olduğunu bildiğin birşeyi bile, her koşulda yapmak zorundasındır.
She didn't make a mistake.
Hata yapmamış.
Well, did the suspect make a mistake?
Peki şüpheli herhangi bir hata yaptı mı?
I truly planned to take the cash and build a church, a church where anyone... where everyone was welcome, like faith heritage, but make no mistake about it, I killed her.
Aslında planım, nakit toplayıp bir kilise inşa etmekti, herkesin herkesin memnun olacağı bir kilise, aynı "İnanç Mirası" gibi, ama sakın yanılmayasın, onu ben öldürdüm.
I'd never make such a mistake as bringing...
Asla böyle bir hata yapmam... Ne?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]