The war is over traduction Turc
749 traduction parallèle
That means the war is over.
Bu savaşın bittiği manasına gelir.
Maybe we can do something together later on when the war is over.
Belki savaş bittikten sonra birlikte bir şeyler yapabiliriz.
And as soon as the war is over, we'll go away to all the places that were made for lovers.
Ve savaş biter bitmez uzaklara gideceğiz aşıklara göre olan her yere.
We'll live in it until the war is over.
Savaş bitene kadar biz orada yaşarız.
Gentlemen, the war is over at last.
- Baylar, savaş sona erdi nihayet.
But the war is over, and we have on our hands order after order... cancelled by the government.
Ama savaş bitti, ama elimizde hükümet tarafından iptal edilmiş... sipariş üstüne sipariş var.
1919. The war is over, and the people of New York are tiring of the constant triumphal procession of returning troops.
Savaş bitti, ve New York halkı dönen birlikleri zaferle karşılamaktan artık yorulmuştu.
Oh, Vernon, maybe the war is over.
Vernon, belkide savaş bitti.
Everybody treats them well when the war is on... but when the war is over, they're sort of out of place.
Savaş varken herkes sana çok iyi davranır. Ama savaş bitince kimse yüzüne bakmaz.
Murdoch, the war is over.
Murdoch, savaş bitti.
When other people are thanking God the war is over, I'm going to the War Office to ask, "Where is another war where you can use me?"
Diğer insanlar, savaş bittiği için tanrıya şükrederken ben Savunma Bakanlığı'na gidip "Beni kullanabileceğiniz diğer savaş nerede?" diye soracağım.
The soldiers think the war is over.
Askerler savaşın bittiğini düşünüyor.
The war is over, Derry.
Savaş bitti, Derry.
I know all about that going 100 miles an hour, then the war is over but you can't stop like that.
Gittiğinizi, sonra savaşın bittiğini ama şak diye duramayışınızı iyi biliyorum.
We simply can't remain here in this backwater until the war is over, Mr. Allnut.
Savaş bitene kadar adanın bu tarafında kalamayız Bay Allnutt.
- The war is over.
- Savaş bitti.
If the war is over, it's over, and there ain't nothing that...
Savaş bittiyse bitti ve başka bir...
You still don't know the war is over.
Hala savaşın bittiğini bilmiyorsunuz.
The war is over.
Savaş bitti.
It's good - the war is over
Güzel, savaş sona erdi.
So that we can camp out here until the war is over?
Harp bitinceye kadar kamp mı kuracağız?
The war is over in Europe! The war is over in Europe!
Avrupa'da savaş bitti.
The war is over in Europe.
Avrupa'da savaş bitti.
Now that the war is over, I wanted to come back.
Şimdi ise savaş bitti ve ben geri dönmek istiyorum.
The war is over!
Savaş bitti!
When you come back after the war is over... the job's yours.
Savaş bittikten sonra döndüğünde bu iş senindir.
I won't build planes after the war is over.
Savaş sonrası uçaklar yapmayacağım.
Save your dreaming till the war is over.
Hayallerini savaştan sonraya sakla.
Sometime, when the war is over, if he lives, maybe we can start over again.
Belki bu savaş bitince, hala hayattaysa baştan başlayabiliriz.
Now that the Germans are gone, I keep thinking that the war is over.
Almanlar gittiği için savaş bitti gibi geliyor bana.
One day, the war is over.
"Bir gün harp bitecek"
Perhaps the war is over by then.
O zamana kadar belki savaş bitmiş olur.
We can marry after the war is over.
Evlenebiliriz! Savaş bittikten sonra...
I know you were a squadron leader with a distinguished war record, the DSO and all the rest of it. But just do me a favour the war is over, stop calling me sergant!
madalyalı bir Filo komutanı olmanı ve diğer hikayeleri... ama bana bir iyilik yap savaş çoktan bitti, bana çavuş demeyi kes!
And what happens when the war is over?
Peki, savaş bittiğinde ne olur?
For you, the war is over.
Sizin için savaş bitti.
But the war is over. We're no longer enemies, guys.
Ama savaş sona erdi, Biz artık düşman değiliz.
son? The war is over.
Değil mi evlat?
For over a year, the minister of war and the general staff have known that Dreyfus is innocent but they have kept this knowledge to themselves.
Bir yılı aşkın süredir, savunma bakanlığı ve genelkurmaylık Dreyfus'un suçsuz olduğunu biliyorlardı. Ama bu bilgiyi içeride tuttular.
The war is over, Mac.
Savaş bitti, Mac.
- The war is practically over.
- Savaş neredeyse bitti sayıIır.
It has just been announced over the air by the prime minister that our country is at war.
Biraz önce başbakan radyoda ülkemizin savaşa girdiğini duyurmuş.
- Is the war over, Mommy?
- Savaş bitti mi anne?
And I am glad to be able to tell you that one result is that the sum of one hundred and thirty-one pounds, two and sixpence will be handed over to the War Nurses'Benevolent Fund.
Bu vesileyle size söylemekten büyük bir memnuniyet duyarım ki toplamda 131 sterlin ve 26 peni Savaş Hemşirelerini Koruma Vakfı'na teslim edilecek.
Military textbooks say a war is over when the objectives are taken.
Ordu el kitabı hedeflere ulaşılmadıkça savaşın bitmediğini söyler.
Then one day the war is over.
Sonra, bir gün savaş biter.
That member of the "rabble" is an American airman, who's over here to fight a war.
Ayaktakımı dediğiniz savaşmaya gelen Amerikan havacılarıdır.
When this war's over, Green is gonna be running the world.
Ne biliyormusun?
The minute... the very minute this war is over.
O anda... bu savaş bittiği anda.
- The war with Spain is over.
- İspanya'yla savaş bitti.
Does the bureau think they'll sit down under us when this war is over?
Daire, savaş bittikten sonra da yaşayacağını mı sanıyor?
the warehouse 20
the war 122
the warrior 17
the warden 25
the war's over 49
is over 70
the world is yours 18
the walking dead 44
the who 68
the way i see it 340
the war 122
the warrior 17
the warden 25
the war's over 49
is over 70
the world is yours 18
the walking dead 44
the who 68
the way i see it 340
the whole thing 282
the way you talk 19
the way of the future 27
the world is changing 33
the walls 37
the wall 69
the world has changed 35
the way i look at it 29
the wall street journal 16
the waitress 23
the way you talk 19
the way of the future 27
the world is changing 33
the walls 37
the wall 69
the world has changed 35
the way i look at it 29
the wall street journal 16
the waitress 23