English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ A ] / Aslında bilmiyorum

Aslında bilmiyorum traduction Anglais

896 traduction parallèle
Aslında bilmiyorum.
I don't really know.
Şey, aslında bilmiyorum.
Well, I don't know.
Aslında bilmiyorum.
I don't quite know.
Şey, aslında bilmiyorum.
Well, I really don't know.
- Aslında bilmiyorum.
- Well, I don * t know.
- Tabii, aslında bilmiyorum, ama... - Hayır.
- Of course, I don't really know, but...
Aslında bilmiyorum.
- I don't actually know.
Aslında bilmiyorum.
I don't know.
Aslında bilmiyorum.
I don't know, really.
Aslında yapmalı mıyım bilmiyorum çünkü...
Um, actually, I-I don't know if I should.
" Ne anlatmak istediğinizi bilmiyorum. Aslında pek bir önemi de yok,
" I don't know what they have to say, it makes no difference anyway,
Aslında, baban dışında kimi ilgilendirdiğini bilmiyorum.
Actually, I don't know whom it concerns, except your father.
- Aslında ne dediğimi ben de bilmiyorum.
- Well, I don't quite know.
Tam olarak bilmiyorum aslında.
I don't exactly know when it comes down to it.
Ama hiçbir yeteneğim yok, hiçbir şey bilmiyorum. Kendim bir hiçim aslında.
But I have nothing, I am nothing, I know nothing.
- Aslında tam bilmiyorum, kararsızdım.
- Oh, I don't know. Maybe not.
Aslında ben de tam olarak bilmiyorum.
I actually don't know what could happen.
Çünkü, aslında beyler, ben de sizden fazlasını bilmiyorum.
But actually, gentlemen, I don't know any more about it than you do.
Aslında bunun teknoloji alanına girip girmediğini bilmiyorum.
- Whoa. - We don't know what it is, what it does. - No.
Aslında baban dışında kimi ilgilendirir bilmiyorum.
Actually, I don't know who it concerns except your father.
Aslında hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Actually, I know nothing about you.
Ama aslında ben de henüz bilmiyorum.
But I don't really know yet myself.
O bunu henüz bilmiyor, ve aslında ben de ona nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.
She doesn't know it yet, and I don't know exactly how I'm going to tell her.
Aslında, ben de tam olarak bilmiyorum çünkü o dağlara hiç tırmanmadım, ancak ben şey... ben o söylenenlerin tam olarak doğru olduğunu sanmıyorum.
I just don't rightly know. I never climbed one. I've.... Uh.... that just ain't exactly true.
Ama aslında... onun gibi adamlarla ne yapacağımı bilmiyorum.
But extraordinary men like him just make me look bad.
Aslında gerçek ismimi bile bilmiyorum.
Actually, I don't even know my real name.
Neden bilmiyorum, aslında.
I don't know why, actually.
Aslında mutluluk nedir bilmiyorum.
Actually, I don't know what happiness is.
Aslında, kesin olarak bilmiyorum, evlat.
Why, I don't rightly know, boy.
Aslında, aklınıza geldi mi bilmiyorum ama küçük bir değişiklikle ikisi çok farklı hale gelebilir.
You know, I don't know if it's occurred to you or not... but with very little alteration... the two could be made completely different.
Aslında, senin neden bahsettiğini bilmiyorum. Bu kesin.
I don't know what you're talking about, that's for sure.
Pek... pek bilmiyorum aslında.
I don't - I - I don't really know.
Aslında çocuklarla başa çıkabilir miyim onu bile bilmiyorum.
I don't think I could handle children at all.
Aslında hangi mezhepten olduğunuzu bilmiyorum bayım ama o İngiltere Yüksek Kilisesi'ndendi.
I don't know actually what denomination you are, sir, but she belonged to the High Church of England.
Aslında tam olarak bilmiyorum...
I don't really know...
- Bilmiyorum aslında.
I don't really.
Aslında ben bilmiyorum -
I still don't know if...
Ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Aslında kendimi sorumlu hissediyorum. Çünkü arabayı babam sürmeseydi...!
Somehow I feel responsible... because if my father hadn't been driving the car...
Aslında kim olduğunu bilmiyorum, hükümette bir sürü tanıdığı var, bize çok baskı yaptı.
I don't really know who he is. He's got a lot of pull with the people in the government.
Aslında, bilmiyorum.
Actually, I don't.
Kayınbiraderim gelecek ay 20. yıldönümü partisi düzenliyor, ve ben de aslında düşünüyordum ki, gündeme getirmeli miyim yoksa getirmemeli miyim, bilmiyorum.
The real business world. And for that matter, neither did your husband. He lived in that ivory tower of Pentagon bureaucrats, pushovers.
Aslında özgürlüğüm nedir onu da bilmiyorum.
In fact I don't even know what my freedom is.
Yani aslında doğal olduğunu düşündüğüm kadar iyi olduğunu düşünüyor muyum bilmiyorum, hele ki ;
Well, I don't know if I think it's good so much as I think it's natural, considering, well,
Aslında, öyle olduğuna eminim ama çok güzelsin. Bilmiyorum, belki de şarabın tesiridir.
Yeah, Scooter understands the soul of a true artist.
Beni en çok etkileyen insanlar, aslında etkilediler mi bilmiyorum ama en çok güldüren insanlar, sanırım etki de bunun bir parçası ilk başladığım zamanlar Danny Kaye, Abbott ve Costello Spike Jones, Marx kardeşler oldu.
The people who have influenced me, uh, for the most part, I don't know about influenced, but made me laugh the hardest, and I guess the influence would be part of that, uh, was, as a child starting out with Danny Kaye, Abbott and Costello, Spike Jones, the Marx Brothers.
Burada tam olarak ne işim var bilmiyorum... Yani, aslında ben politik bir komedyen değilim.
I don't know why they would have me at this kind of rally...'cause I'm not essentially a political comedian.
En azından bu gezegende. Aslında hangi gezegende olduğumu dahi bilmiyorum.
As a matter of fact, I'm not even sure which planet I'm on.
Aslında düşününce, hiçbir şey bilmiyorum.
Actually, when I think about it, I don't know a thing.
Aslında bunu bende bilmiyorum
I also wish to know
Aslında nerede olduğumuzu bile bilmiyorum.
I don't even no where we are now.
Aslında şimdi zamanı mı bilmiyorum, ama... İşin aslı Luke...
I don't know if this is the right time, but... the truth of this whole thing is that Luke... sir?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]