English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ A ] / Aslında var

Aslında var traduction Anglais

6,380 traduction parallèle
- Aslında var.
Actually, yes.
- Aslında var.
- Actually, I kind of do.
Aslında var. Ticari malların ihracatına dair izin formunu doldurmamışsın.
Actually, we do- - you failed to fill out form 7501, authorizing the exportation of commercial goods.
"Esneklik payı yok" dediğimiz durumlarda aslında var olduğunu biliriz.
We all know there's wiggle room when we say there's no wiggle room.
Aslında var ya...
You know what?
Aslında biliyor musun, selam vermek için başka bir parmağım daha var.
Do you know what, actually? Do you know what? I've another one finger wave for you...
- Biraz acelem var aslında.
I'm kind of in a hurry.
Aslında sakıncası yoksa onları öldürmek için kendime has bir yöntemim var.
Actually... If you don't mind, I have my own way I like them to die.
Aslında aşktan yana bir anksiyete bozukluğum var.
I have a slight anxiety disorder for love.
Aslında başka bir ihtimal daha var
Well, there's another possibility.
Üstünde klozete oturan küçük bir kaplumbağa resmi de var aslında.
Even put a little picture of a cute turtle sitting on a toilet.
Pekala, git ve Leonard Mills'e deki... aslında Joliet'teki tüm soyadı Mills olanlara deki cehenneme kadar yolları var.
All right, you go tell Leonard Mills...
Evet, var aslında.
Yes, I am, actually.
aslında, bir şey var, üretkenlik artıyor.
Well, for one thing, productivity is way up.
- Aslında tuhaf bir şey var.
Indeed, something curious.
- Aslında, hâlâ yapmam gereken tüm bu şeyler var, ama, orada görüşürüz.
Actually I have all this stuff that I still have to do, but, um... uh, I'll see you there.
İkimizin de randevuları var, aslında birlikte çıkmalıyız ne dersin?
If we both have dates, we should do it together, you know?
- Aslında bir adım var.
I have a name, actually.
Üzgünüm, aslında o dava hakkında sormak istediğim çok şey var ama işin aslı, buraya size Berlin hakkında soru sormak için gelmedim.
♪ Along the quiet... ♪ I'm sorry. I just...
Laurie ve Annie'nin eviyle ilgili de aslında birkaç gönderi var.
Laurie and Annie's house actually has quite a few posts.
Var ya aslında Roxy'i seviyordum.
I liked Roxy.
Bir fikrim var aslında.
I have an idea, actually.
Aslında benim de işim var.
Actually, I, uh, I should run, too.
Ama aslında sadece balıklar ve okyanus var.
But it's just fish and ocean down there.
Aslında iki saat çünkü yarım saatlik yerleşme ve yarım saatlik temizlik süresi var çünkü saat onda yatakta olmalıyız.
Actually, two because there's the half an hour of setup time and the half an hour of cleanup time because we have to actually be in bed at 10 : 00.
Dur, aslında yaptığın komik şakada biraz doğruluk payı da var.
Wait, there's some truth in your hilarious burn.
Aslında sorunları var, değil mi?
In fact, he's had some struggles, hasn't he?
- Bir planım var aslında.
- I have a plan, actually.
Şimdi, çocuklar bir sürü aslında akıttığını edildi New York'a Chicago'da burada dan, ve Clinton ile görüşmelere göre, daha yüksek bir düzenleme var, gerçek bir atış - Arayan.
Now, a lot of the kids were actually funneled to New York from here in Chicago, and according to our talks with Clinton, there is a higher-up, a true shot-caller.
Aslında sorunun var gibi gözüküyor.
Actually, you look quite trouble-free.
Var aslında.
You know, there is.
- Evet, sorun yok. Aslında sorun var.
Yeah, we're fine.
Aslında Bay Espinosa'nın aleyhinde ifade vermeyi kabul eden son kişinin hoş bir resmi var bende.
In fact, I have a sweet little photo of the last person who agreed to testify against Mr Espinosa.
Aslında, kendini affettirmek için yapabileceğin tek bir şey var.
You know, there is one thing you could do to win me back.
Aslında bir dakikasına ihtiyacım var.
Kate : Actually, I'll need a moment of his time.
Aslında lisenin birçok dinamiği var...
It's actually got a lot of good High School dynamics and...
Şüphelerim var aslında, fakat sonuç olarak, tüm testlerimi geçtiniz.
I confess, I had my doubts, but in the end, you passed my every test.
Aslında, Başkomiser daha önce bana sordu ama benim planlarım var.
Actually, Captain asked me first, but I had plans.
Vücutlarımız aslında bunun için var.
That is what our bodies are actually for.
Aslında, bizi her an çekip gitmekten alı koyan ne var ki?
Doesn't the fact that we could both go any minute make you want to just...
Çok romantik bir hikayeleri var aslında.
It's a very romantic story, actually.
Aslında onlara göstersem daha iyiydi ama kesin olan bir şey var ki ailemin bu karneyi asla görmemesi lazım eğer görürlerse anında altlarına sıçarlar.
- I probably could've handled that better, but one thing is certain, my parents must never see that report card, for if they do, they'll simultaneously crap their pants.
- Aslında Cam... - Salonda ne işimiz var yahu?
In fact, Cam, what are - - what are we doing in the living room, here?
Aslında burada bir şey var.
Oh, uh, actually, I got something right here.
Aslında güzel bi vi var. Tabi iğne uçlu at yastıkları ve tuvaletin üstündeki kuru yaprakları Kafana takmıyorsan
She actually has a nice place if you don't mind needlepoint horsey pillows and dry leaves on top of the toilet.
Aslında seçebileceğiniz biri var, Jason.
There is one natural choice. Jason.
Aslında, seninle benim çok fazla ortak özelliğimiz var.
In fact, You and I have a lot in common.
Aslında küpesi var.
You know, she's wearing an earring.
Aslında, size söylemem gereken bir şey var.
Um, actually I need to tell you guys something.
Aslında bunun mantıklı bir nedeni var.
And for good reason.
Aslında ustanın tek başına yapılan gösteri ile ilgilenmeyen ve dahası, mükemmel bir uyum bekleyen bir dişi için çırağına ihtiyacı var. Bu yüzden her gün birlikte pratik yapıyorlar.
In fact, the master needs his wingman as a female won't even look at a solo performer, and what's more, she will expect perfect harmony, so they practice together every day.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]