Bir şeyin var mı traduction Anglais
1,258 traduction parallèle
Baştaki yaralara karşı bir şeyin var mı?
CRACKHEAD : You got anything for a head wound?
- İçecek bir şeyin var mı?
- Do you have anything to drink?
Tabii senin söyleyecek başka bir şeyin var mı?
Unless you know something we don't?
Söyleyecek başka bir şeyin var mı?
Do you have anything to say for yourself?
Yemek için bir şeyin var mı?
You got anything to eat?
Bir şeyin var mı?
Are you hurt?
- Kurdele gibi bir şeyin var mı?
What do you mean? Y-y-you got a nice ribbon or something?
Bana söyleyecek bir şeyin var mı?
You got something to tell me?
Bana söyleyebilecek bir şeyin var mı?
What can you say to me?
Diğer vampirlere söyleyecek bir şeyin var mı?
Do you have anything to say to the other vampires?
Sundurmada bir şeyin var mıydı?
Do you have anything in the shed?
İtfaiyeci için bir şeyin var mı?
You got a thing for firemen?
Bana söyleyecek bir şeyin var mı?
- You got something to say to me, Ryan?
- Bir şeyin var mı?
- Are you all right?
Bizim için söyleyecek bir şeyin var mı, Başpiskopos?
Got any words for us now, Archbishop?
- Kullanılmış bir şeyin var mı?
- Do you have a second-hand?
- Seninle, gel buraya. Bir şeyin var mı, Arjun?
- With you, come on I hope you aren't hurt Arjun?
Bir şeyin var mı?
Are you hurting?
Söyleyecek bir şeyin var mı?
Have you anything to say?
- Söyleyecek bir şeyin var mı çocuğum?
And have you anything to say, my boy?
- Bir şeyin var mı?
- Are you hurt?
Başka yiyecek bir şeyin var mı?
You got something else to eat?
Ekleyecek bir şeyin var mı?
Do you have anything else to add?
Saçıma takabileceğim bir şeyin var mı?
Do you have something i could put in my hair?
Acımı dindirebilecek bir şeyin var mı?
Got something that'll dull the ache a bit?
Söyleyecek başka bir şeyin var mı Alvarez?
Got anything else to say, Alvarez?
Söyleyecek bir şeyin var mı?
Do you have anything to fucking say?
- Bir şeyin var mı?
- You okay?
- İçecek bir şeyin var mı?
You got anything to drink?
Söyleyecek bir şeyin var mı?
You ace something to say?
- Bir şeyin var mı?
Do you have anything?
Theo, Matthew için bir şeyin var mı?
- Theo, don't you have something for Matthew?
Çocuklara söyleyecek bir şeyin var mı?
You had something to tell the children, didn't you?
Bana söyleyecek bir şeyin var mı?
Now you got something to say to me, don't you?
onun ruhunu yükseltip ateşini düşürecek bir şeyin var mı?
Well, you got anything that'll keep his spirits up and his fever down?
Ot saracak bir şeyin var mı?
Got blunt?
Bana söyleyeceğin bir şeyin var mı?
Got something to tell me?
Her şeyin bir zamanı var, aşkım.
All in good time, my love.
Ekleyecek bir şeyin var mı?
You got anything to add?
Bir işarete ihtiyacım var. Birinin ya da bir şeyin ne yapmamı söylemesi gerekiyor. Doğru olanı göstermeli.
I need a sign. I need someone or something to tell me what to do to show me what's right, because I don't know anymore.
Bu şeyin ne yaptığı hakkında bir fikrin var mı?
Any idea what this thing does?
Sana garip gelebilir ama burada yaptığımız her şeyin bir sebebi var.
It may seem weird to you but there is a reason behind everything that we do here.
- Her şeyin bir sebebi var. - Aman Tanrım.
- And not without cause,
Dünyadaki herhangi bir şeyin, kalbinde yeri var mı?
Is there anyone in this world that you love with all your heart?
Bir şeyin başka birşeyle alakası var mı?
What does anything got to do with anything?
Angelino, bak evlat... senin olmayan bir şeyin sende olma ihtimali var mı.
Angelino, look son,.. .. wonder if it's possible you've got something which is not yours.
Bütün olanlardan sonra mükemmel bir şeyin mümkün olduğuna inanmanın sakıncası var mı?
is it still okay, after everything that's happened to believe that something perfect is possible?
Senin bir şeyin var mı?
You got anything?
- Sana saygım var, T. Ama söz konusu anneler olduğunda her şeyin bir sınırı vardır.
All due respect, T... there's a line in the sand when it comes to mothers.
Ve benim babana, elimi tutup her şeyin yolunda olduğunu söylemesine ihtiyacım var... Çünkü tek başıma bir antilopu yutamam.
And I need your father there, holding my hand and telling me it's okay... because I can't swallow an antelope alone.
Hayatım, her şeyin bir zamanı var.
Well, my dear, all in good time.
bir şeyin yok 95
bir şeyin yok ya 29
var mı 248
var mısın 123
var mısın yok musun 30
var mıydı 25
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şeyin yok ya 29
var mı 248
var mısın 123
var mısın yok musun 30
var mıydı 25
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26