Bundan traduction Anglais
82,050 traduction parallèle
- Yüzbaşı bundan hiç hoşlanmayacak.
Captain ain't gonna like this.
Zoe, çok sıkıldım bundan.
Zoe, I'm getting really tired of this.
- Bundan emin misin?
Are you sure about that?
- Bundan bahsetmek istemiyorum.
I don't want to talk about it.
Bundan bir ders çıkarmam gerekiyor gibi geliyor bana.
I feel like I'm supposed to be taking something from this.
Eminim eski bir asker de bundan yararlanabilir.
I'm sure a war vet could benefit from that.
Arkadaki depoda yüzlerce var bundan.
- They have hundreds of them in the back room.
Bundan nefret ediyorum!
I hate it!
Eşyalarını çalıp, bundan kurtulmasına izin veremezsin.
You can't let him get away with stealing your shit.
Ya bundan sonra?
And now?
Bundan daha kötülerine tırmandım.
I've climbed worse than this.
Bundan faydalanabiliriz. Tüneli kim kullanıyorsa, onlara bir tuzak kurarız.
We can exploit this, set a trap for whoever's using the tunnel.
Bundan hoşlanacağımı düşünüyorum.
I think I'd enjoy it.
Keşke daha önce bana bundan bahsetseydin.
I just wish you could have mentioned it to me first.
İşe geri döndü ve çok stresli çocuk uyumuyor ve biz her an kavga ediyoruz ve bundan başka seks yapmadık.
And she's back at work now and super stressed and the kid won't sleep and we're fighting all the time and we never have sex, but other than that?
Ama bundan sonra. ne oldu biliyor musun?
But you know what occurred to me while that was happening?
Bilmiyorum, bundan bahsetmiş... olman gerekmiyor muydu?
I don't know, don't you think you might have mentioned that?
Bundan yalnızca kendimin... sorumlu olduğunu sanmıyorum. Fakat davranışlarım yüzünden senin veya başkasının acı çektiğini bilmeyi sevmiyorum.
Well, I-I don't think that I'm solely responsible, but I don't like knowing that my actions caused you or anyone else pain.
Hayır, hayır, hayır, bundan daha zekiydi o.
No, no, no no, he was more clever than that.
Bundan daha fazlasıyız ve daha fazlasını da hak ediyoruz.
We're more than that, and we deserve more than that.
Son külleri sökün ve bundan kurtulacaksınız.
Stomp out those last embers and you'll be free of it.
Sana bundan bahsedebilmeyi isterdim.
Wish I could tell you about it.
Gerisi bundan çok daha zor.
The rest is a lot harder than that.
Bundan büyüğü olmaz.
That's as big as it gets.
Bana bundan bahsetmemişti.
He hasn't mentioned it to me.
Ben de bundan korkuyordum.
That's what I'm afraid of, too.
Senin istediğin ne peki bundan?
What do you want out of this deal?
Küçük Hap yüzünden bundan olmak istemiyorum.
I don't need your lil'pecker gettin'in the way of that.
İyi bir avukatın var ama bundan yırtmana izin vermeyeceğiz.
Got yourself a fancy lawyer, but... we gon'get you.
Ne bundan ne de o çocuğun cesedini saklamak için amcan Chester'a yardım edişinden kaçarın var.
Not on this, not on helping your Uncle Chester hide that kid's body.
Ve bundan önceki bütün insanlar.
and all the people that come before.
- Hoşlandım bundan, seni hergele.
- I like that, boy.
Ben annemin her gece içtiği martinilere rağmen sağ çıktıysam senin bebeğin de bundan sağ çıkar.
If I survived my mother's nightly martinis in utero, then your baby is going to survive this.
Bundan uzak duracak kadar sağduyulu davranması için dua ediyorum.
I just hope and pray that she has enough common sense to stay out of this one.
Bundan sonra kimse soru sormasın.
Don't need anybody asking questions at this point.
- Bundan nefret ederdi.
- She'd hate it.
Belki bundan daha fazla hayat kurtarmıştı.
Saved more lives than he could possibly know.
Bundan haberim yoktu.
I didn't know that.
Başka kim Henneyey'in bundan haberi vardı ki?
Who else knew that hennessey had it?
Bundan sonra yolumuz dümdüz, açık ortak.
Nothing but smoothish sailing from here on out, partner.
Kampta da bundan vermişlerdi.
What's the matter?
Bundan şeref duyarım.
It would be an honor.
Plak kaydı için meze tabağı ısmarlanacak ve Praline'in bundan haberi olmayacak öyle mi?
Oh. Ain't no deli platter ordered for a recording session that Praline doesn't hear about. Mm-mm.
- Anne bundan alabilir...
- Mom, can I get the...
Bundan dolayıdır ki, bugünden itibaren bu güzel yaratık benim can yoldaşım olacak.
From this day hence, this beautiful creature will be my faithful companion.
Bundan daha fazla hiçbir şey özgürleşmiyor.
Nothing's more freeing than that.
- Bundan emin misin, yaşlı adam?
- You sure about this, old man?
- Bundan hoşlanmayacaksın.
- You wouldn't have enjoyed it.
Bundan sonrasına randevu almalısınız.
Beyond that, you'll need to make an appointment.
Bundan daha önce neden bahsetmediniz?
Why on earth didn't you mention this before?
Bundan şüphem yok.
I don't doubt it.
bundan daha iyisini yapabilirsin 29
bundan sana ne 67
bundan böyle 140
bundan sonra 238
bundan bana ne 21
bundan başka 26
bundan emin misin 175
bundan eminim 469
bundan dolayı 56
bundan emin olabilirsin 58
bundan sana ne 67
bundan böyle 140
bundan sonra 238
bundan bana ne 21
bundan başka 26
bundan emin misin 175
bundan eminim 469
bundan dolayı 56
bundan emin olabilirsin 58