Bunları traduction Anglais
173,499 traduction parallèle
Ve baban da bunları amcana karşı kullanabileceğini mi düşündü?
And your father thought he could use this against your uncle?
Bunları konuşmaktan ben de hoşlanmıyorum ama bana bunun için para ödüyorsunuz.
I hate to talk that way, but... you pay me to be suspicious.
Bunları sana göndereyim mi?
Do you want me to forward these to you?
Bunları 18. yaş gününde imzaladın.
You signed them on your 18th birthday.
Bunların farkında olmana gerek bile yok Maia.
You don't even need to be conscious of it, Maia.
Bunların içinde ne var? Düşmanlarımın kalpleri, ama...
I mean, wh-what's in these? Uh... The hearts of my enemies, but, I...
Bunları perşembeden önce imzalatıp Durnsville'e götürebilirsem Kızarmış Tavuk Gecesi'nde evlenebiliriz.
Richard and I were so anxious to get started with this new chapter in our lives and it was brought to my attention that if I get these signed and get'em back to Durnsville by Thursday, we could actually get married on Fried Chicken Night.
Toplum olarak bunları aştık.
As a society, we've moved on.
Bunları imzalamıyorum.
I'm not signing these.
Eminim bunları Iktomi yapmıştır.
I bet this is all Iktomi's doing.
- Bunların hepsi cok merak uyandırıcı.
It's a lot of fun... Yes, that's all quite riveting.
Ve bunları giymen lazım.
I need you to put these on.
Yani, bunların hepsi... bir hiç içindi.
So, all this... was for nothing.
Hayır. Bunların hespi mantıklı geliyor.
No, it all makes sense.
Emanet kasasında olanın bunların hepsi olduğuna emin misin?
Are you certain this is all that was in the safety deposit box? We'll fix it.
Bunları nasıl görüyorsunuz?
How do you get these visions?
Annesi, bunları çocuğun tahmin ettiğini mi söylüyor?
You say the mother claims the child predicted all this? That's what she says.
Bunları kendi başına yaptığından şüpheliyim.
I doubt he came up with this on his own. The partner, the guy he was talking to?
Bunları yapan adamı yakalayacaksak Maggie'nin yardımı lazım.
Look, if we're gonna catch the person that did this, we're gonna need Maggie's help.
Bunları bu sabah attım. Ama hala buradalar.
I threw those out this morning, yet here they are.
Bunları neden zımbalıyoruz?
Why are we stapling these again?
Bana geldiğinde bunların hepsi dosyasındaydı.
By the time she came to me, these were her charts.
Bütün bunları ne zaman yapmış?
When did she do all of this?
Bunları sana mı verdi?
She gave these to you?
- Bunlar da yalan haber.
That's more fake news.
- Tüm bunlar kıskandığın için.
Gentlemen. - This is about you being jealous.
Bunlar da avukatlarım.
These are my lawyers.
Bunlar da onu biliyor.
And they know it.
Balistikte daha etkili sonuçlar için konuşulması gereken ölçüler bunlar.
To be effective at ballistics, that is the measure that we need to be discussing.
Bunlar Amerikan vatandaşı mı?
Are they American citizens?
Bunlar için zamanım yok.
Look, I don't have a lot of time.
Bütün bunlar yorumlarınız hakkında.
This is all about your posts.
Bunlar için neden paraya ihtiyacınız var?
Why do you need funds for that?
Bunlar hep Trump olayı yüzünden.
This is about Trump.
Eğer Fransız mutfağını öğrenecekseniz, bunlar yemeklerin temelidir.
If you are to learn French cuisine, these are foundational.
Evet ama bana kendi kelimelerimle cevaplamamı söylediniz. Bunlar da kendi kelimelerim.
Yes, but you did ask me to answer in my own words, and these are my own words.
Bunlar en zengin 500 kişi.
Well, these are Fortune 500 names.
Bunlar polis fotoğrafları, sayın yargıç.
- Not in evidence. - These are. Police photos, Your Honor.
Bunlar Geonosianlılar mı?
EZRA : Look! Are those Geonosians?
Elmasçı kaba adama bunlar için bir çanta dolusu para ödedi.
He paid that sketchy diamond guy a ginormous pile of cash for it.
Gruptakiler benim bencil ve çocuksu olduğumu düşündü ama aslında Ash için geçerliydi bunlar.
The band, they thought I was uncool, but it was Ash, he was the selfish, childish one.
Bu konuda birşey bilmiyorum. Bunlar yüzünden kaçtım.
I-I ran because of these.
- Bunlar sefil insanlar.
They're miserable.
Tüm bunlar gitmemle ilgilimiydi?
Is that what all this has been about?
Elimde olan tek anahtar bunlar.
The only keys I've got are these.
Bunlar sadece işlenen şuçlar değil, bütün Dünya'da gerçekleşen doğal afetler de var.
These aren't just crimes, these are catastrophic events happening all around the world.
Bunlar geleceğin elmasları.
They are the diamonds of tomorrow.
Bütün bunlar ne içindi? Kate'in yerini doldurmak için mi?
That's what this was all about, replacing Kate.
Bunlar ne yapıyordu?
What was that about?
Yoksa bunlar- -
Wait. What are...
Bunlar ne?
What are all these...
bunları nereden aldın 21
bunların 20
bunların hepsi 36
bunları biliyorum 21
bunları al 18
bunları nereden biliyorsun 26
bunları nereden buldun 40
bunların hiçbiri gerçek değil 16
bunlar 630
bunlar nedir 69
bunların 20
bunların hepsi 36
bunları biliyorum 21
bunları al 18
bunları nereden biliyorsun 26
bunları nereden buldun 40
bunların hiçbiri gerçek değil 16
bunlar 630
bunlar nedir 69
bunlar kim 49
bunlar harika 40
bunlara 19
bunlar ne 151
bunlar onlar 52
bunlar benim 43
bunlar da ne 95
bunlar senin mi 36
bunlar senin 30
bunlar sahte 19
bunlar harika 40
bunlara 19
bunlar ne 151
bunlar onlar 52
bunlar benim 43
bunlar da ne 95
bunlar senin mi 36
bunlar senin 30
bunlar sahte 19