Gitmeliyim traduction Anglais
15,443 traduction parallèle
Gitmeliyim.
I got to go.
Gitmeliyim.
I should go.
Gitmeliyim.
Well, I should run.
Springfield'a gitmeliyim.
I have to get down to Springfield.
Konsültasyona gitmeliyim.
I got a consult.
Ne yapmanız gerekiyorsa yapın ama bir an önce ailemin yanına gitmeliyim.
Look, you guys do what you gotta do, but I have to get home to see my family soon, okay?
İşte. - Gitmeliyim. Evet, hadi.
- Oh, yeah, let's go.
Gitmeliyim.
I need to go.
- Gitmeliyim. Bir orospu telefonumu alıyor.
I got to go... some bitch wants my phone.
Aslında Compeyson, düşündüm, belki de eve gitmeliyim.
Actually, Compeyson, I've been thinking, maybe I should go home.
Başka bir kutu almaya gitmeliyim.
[sighs] I got to go get another box.
Gitmeliyim.
All right. I got to get going.
Gerçekten gitmeliyim.
I really do have to get going.
Eğer bunun gibi şeyler para ediyorsa hemen ebeveynlerimin bodrumuna gitmeliyim.
If there's money in stuff like this, I need to get to my parents'basement fast.
- Gitmeliyim.
- I have to go.
- Onu bulmaya gitmeliyim.
- I should go find him.
- Sanırım gitmeliyim.
- Well, I guess I should be going.
Chun Baek Gyung'un otopsi raporu ile ilgili bilgi vermeye gitmeliyim.
I must go check the autopsy report of Chun Baek Gyung.
Gitmeliyim.
I gotta go.
- Hastaneye gitmeliyim, çocuklar.
- I've got to get to a hospital, guys.
Gitmeliyim.
I've gotta go.
- Gitmeliyim.
- I should go.
- Oraya gitmeliyim.
- I have to go there. - No.
- Lütfen, gitmeliyim.
- Please, I have to go.
Gitmeliyim.
I have to run.
- Gitmeliyim!
I have to go!
Tuvalete gitmeliyim.
I gotta take a shit.
Başlamadan tuvalete gitmeliyim.
Before we start, I've just got to go to the bathroom.
Gitmeliyim.
Oh, got to go.
Sahaya çıkıp gol atma zamanı geldi. - Gitmeliyim.
It's time to get on that field and score.
- Yemek zili. Gitmeliyim. - İstersen sana dönmeye çalışırım.
I gotta go, but I'll try you back if you want me to.
Neyse, şimdi gitmeliyim.
Anyway, I really should get goin'now.
- Şimdi izin verirsen, gitmeliyim.
Now, if you'll excuse me, I think I should peace.
Müdürün görevine gitmeliyim.
I have to get to the warden's post.
Karanlık koridora gitmeliyim ve benimle gelmeni istiyorum.
I need to go to the Dark Aisle, and I want you to come with me.
Gitmeliyim
I've got a plan.
Tuvalete gitmeliyim.
I gotta go to the bathroom.
Birkaç haftalığına Arnavutluk'a gitmeliyim.
I need to go back to Albania for a couple weeks.
Barınağa gitmeliyim. Hadi çocuklar!
I gotta get down to the lodge, come on, you two.
- Bak, tatlım, Gitmeliyim, tamam mı.
Yeah, look, I've got to go, okay.
sadece gitmeliyim.
It's nothing weird, I just gotta go.
Evet, gitmeliyim...
Yeah, gotta...
Ooh, gitmeliyim!
Ooh, gotta get that one!
Oraya gitmeliyim.
I have to get there.
- Evet gitmeliyim.
I gotta go home.
- Oraya gitmeliyim.
- Jeez. - I gotta go back.
- Olmaz dostum, gitmeliyim.
- No, man. I gotta go back.
Denver'a gitmeliyim.
I have to go to Denver.
Şimdi gitmeliyim.
Now, I must go.
Gitmeliyim.
I have to go now.
Gitmeliyim.
I have to go.
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmelisin 203
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmek istemiyorum 210
gitmek 43
gitme 1049
gitmelisin 203
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmek istemiyorum 210