Güzelsin traduction Anglais
6,238 traduction parallèle
Çok güzelsin.
You're gorgeous.
Aman Tanrım, Diane'in anlattığından çok daha güzelsin!
Oh my God, you are way prettier than Diane described!
Ve sende çok güzelsin.
And you're very beautiful.
Sen çok güzelsin.
You're so beautiful.
Sen güzelsin.
You're beautiful.
Nellie, çok tatlı, iyi ve güzelsin. Tamam.
- Nellie, you're so sweet and nice and pretty.
- Çok güzelsin.
You are very pretty.
Hâlâ çok güzelsin, Kanbayashi-senpai.
You're still very pretty, Kanbayashi-senpai
Sen çok güzelsin.
Dude you are so pretty.
O kadar güzelsin ki küfür etmek istedim.
So pretty that I feel like cursing you!
Çok güzelsin.
You are very beautiful.
Güzelsin ama söz veriyorum ki bundan daha fazlası nedeniyle.
I mean, you're beautiful, but it's more than that. I promise.
Ayrıca taş gibisin demedim güzelsin dedim.
Also, I didn't say you were hot.
Çok güzelsin.
You're so beautiful.
Tanrı şahidim olsun Olivia kardeşimin seni getirdiği günkü gibi güzelsin hâlâ.
Honest to God, Olivia, you're as beautiful as the day my brother brought you home.
Ne kadar da güzelsin sen!
- What a good dog. Uh, I'm Paul.
Çok güzelsin tatlım.
You really look great, sweetie.
Sadece güzelsin diye yukarı geldim.
I only came up because you're pretty.
Sana bakıyordum, çünkü bence güzelsin.
I was staring at you because, uh... I think you're beautiful.
Güzelsin.
You're pretty.
Bu gece çok güzelsin.
You look very beautiful tonight.
Annenin her halinden çok daha güzelsin.
You're more beautiful than she ever was.
Tabii ki güzelsin, ama...
Of course, you're beautiful, but...
Çok güzelsin lan.
You're so fucking beautiful.
Sen güzelsin, ama...
You're pretty, but...
Çok güzelsin.
You're very pretty.
Çok güzelsin, Noni.
Looking good, Noni.
Ne de güzelsin.
You are very pretty.
Bir saniyeliğine konuşmayı unuttum. Kelimelerin anlatamayacağı kadar güzelsin.
You are more beautiful than I have words for.
Sen çok güzelsin.
You are very beautiful.
Tatlım, sen kesinlikle çok güzelsin.
Honey, you are absolutely gorgeous.
Gerçekten çok güzelsin.
You're really pretty.
- Çok güzelsin.
You're so gorgeous.
Şimdi de güzelsin.
You're pretty now.
Bugün çok güzelsin çünkü...
'Cause you look pretty today.
- Çok güzelsin. - Senden nefret ediyorum.
- You are so beautiful!
Sen çok güzelsin.
You're beautiful.
Gençsin, güzelsin.
You're young, beautiful.
- Çok güzelsin.
You're beautiful.
Sen gerçekten güzelsin öyle genel anlamda da değil.
You're really pretty, and not in a generic way, like,
" Çok güzelsin, dans edelim mi? gibi değil.
"oh, you're so pretty, do you want to dance?"
Ölmek için çok güzelsin.
You're too beautiful to die.
Güzelsin, zekisin, potansiyel sahibisin.
You're beautiful, smart, you have a lot to offer.
Çok güzelsin.
you're beautiful.
Çok ama çok güzelsin.
You are so beautiful.
— Gerçekten çok güzelsin.
You're really beautiful.
- Sen güzelsin.
You're beautiful.
Sen çok güzelsin.
You're pretty.
Sen güzelsin. Uzun kahverengi saçlarını tarayıp örmeliydi.
She should have brushed your long brown hair... braided it.
Ne kadar güzel olduğunu söylemeliydi. Sen gerçekten çok güzelsin.
You are so beautiful.
- Akıllı ve de güzelsin.
[Sniffles] And smart and beautiful.
güzel 14869
guzel 19
güzelim 390
güzel kız 114
güzel bir gün 178
güzellik 77
güzel kızım 24
güzelim benim 17
güzelmiş 286
güzel bir kadın 48
guzel 19
güzelim 390
güzel kız 114
güzel bir gün 178
güzellik 77
güzel kızım 24
güzelim benim 17
güzelmiş 286
güzel bir kadın 48
güzeller 55
güzeldi 214
güzel bir kız 49
güzel görünüyorsun 72
güzeldir 52
güzel olmuş 50
güzel mi 269
güzel bayan 54
güzel bir gün olacak 16
güzel bir akşam 18
güzeldi 214
güzel bir kız 49
güzel görünüyorsun 72
güzeldir 52
güzel olmuş 50
güzel mi 269
güzel bayan 54
güzel bir gün olacak 16
güzel bir akşam 18
güzel bir sabah 27
güzel bir gece 42
güzel olur 48
güzel miyim 17
güzel kızlar 22
güzel görünüyor 117
güzel oldu 48
güzel değil mi 278
güzel yer 53
güzel miydi 66
güzel bir gece 42
güzel olur 48
güzel miyim 17
güzel kızlar 22
güzel görünüyor 117
güzel oldu 48
güzel değil mi 278
güzel yer 53
güzel miydi 66