Güzel olur traduction Anglais
3,555 traduction parallèle
Seninle tanışmak güzel olur diye düşünmüştüm.
I thought it would be nice lo finally meet you.
Ben düşünüyordum da belki biz daha önce söylediğim şeyleri görmezden gelebilir ve birlikte olabiliriz, bence bu çok güzel olur. Tabi sen benim daha önce öküzlük yaptığım gerçeğini görmezden gelebileceksen.
So I was thinking maybe we could just ignore the things I said before and then just be together and it'll be great, even though you would just ignore the fact that I've been a big jerk.
Hepimiz işi gücü bırakıp çekip gitsek ne güzel olur?
It'd be great if we could all just quit our jobs and fly away.
Bu güzel olur, Medici.
That'll be fine, Medici.
Gübre olarak kullansa güzel olur.
She might as well use it.
Ciddi bir ilişkiye girmek güzel olur...
- It would be nice to be in kind of like a...
Yaşlıların mahrem bölgeleri hakkında konuşmayı azaltsak güzel olur.
Like, 8 : 00. Oh, and, like, if we could just keep the talk of elderly private parts to a minimum.
Renklenirse güzel olur.
It'll look beautiful.
Idli yemeği geyik etiyle güzel olur Punjab işi olarak değil.
ldli tastes best with Sambar... -... not with Masala. - Enough!
Çok güzel olur.
I would love that.
Çok güzel olur.
I... I think that's perfect.
- Güzel olur.
That'd be nice.
- Bu güzel olur.
Yeah. That'll be great.
- Sadece.. eğer o kısma dönersek.. .. güzel olur mu diye.. .. düşünmeye çalışıyorum.
I'm just trying to think what would be nice to - if we - to get back into that section.
Çok güzel olur diye düşündüm.
I thought it sounded great.
Çok güzel olur.
That'd be great.
Hatta daha güzel olur.
It's cooler if you don't.
- Su güzel olur, sağ ol.
- Uh, water's good. Thanks.
Eşlik etmeniz güzel olur.
Some company would be nice.
Emin ol, onlarla kalsak bir ayrı güzel olur.
We've got to make sure we make their stay extra nice.
Yapacak başka önemli ve ilgi çekici bir şey bulurum. Ve her şey iyi ve güzel olur.
I'll find something else important and interesting to do, and all will be well... and good.
Güzel olur.
It'll be fun.
Nak, bizimle gelsen güzel olur.
Nak, you'd better come with us.
Çok güzel olur. Yani her gün kullanacaksın ama.
But use it every day.
- Bilmem, yani güzel olur.
- I don't know. I mean, it'd be good.
Hem sıcak yapar, hem ferah yapar. İkisi de... Güzel olur.
Fresher and warmer, both together.
Evet güzel olur.
Yeah, lovely.
Tabutumun içinde bir firavun gibi fiyakalı görünsem güzel olur, değil mi?
'Cause I think I should rock my casket like a pharaoh, don't you?
Uyanmadan ölürsem eğer çok güzel olur.
If I should die before I wake... that'd be good.
Birlikte gidersek güzel olur diye düşündüm.
I thought it would be nice if we went together.
İstersen sana yardım etmesi için birkaç arkadaş da getirebilirsin, bu güzel olur.
And listen, um, if you want to draft a couple of friends to help you out, that's good, too. Yeah?
Güzel. En azından kurtulmuş olur.
At least she'd be out of here.
Sana güzel sıcak bir banyo hazırlayacağım, olur mu?
Look, I'm going to run you a nice hot bath, OK?
Kesinlikle, doğru aday için çok güzel bir eş olur.
Indeed. She'd make a lovely match for the right suitor.
"FBI özgür basını susturuyor." Güzel bir başlık olur.
"FBI muzzles free press." Makes a good headline.
Doğru aydınlatma, müzik, güzel kızlar... bambaşka olur.
But you get the right lighting in here and some music, some good-looking girls, and it's a whole other world.
Eminim kullanırsın da. Ve kitabın en güzel cümlesi olur.
Yeah, I'm sure and that'll be the best line in the book.
Elbette, çocuklarıma anlatacak güzel bir hikâyem olur.
Yes, I want a good story to tell my children.
Güzel olur.
Yeah, that would be nice.
Bebekleriniz olur, bir sürü güzel şey yaparsınız, bu evde veya buna denk bir evde oturursunuz.
You know, you have babies and do all that good stuff and live in this house or a house equivalent to this.
Sanatçı olmak istiyorsan faturaları ödeyen bir kocanın olması güzel olur.
If you want to be an artist, it's nice to have a husband who pays the bills.
Yüzün pek güzel sayılmaz ama o kadar kusur kadı kızında da olur.
I know you're not much to look at but one can't have everything.
- Evet sadece büyük marketlerden çal, tavşanlardan güzel yemek olur,... ve çamaşırını ters yüz edersen bir hafta daha giyersin.
- Yeah, um... only steal from big shops, there's good eating on rabbit, and underpants inside out buys you an extra week.
Güzel bir sürpriz olur demiştim.
Erm, I just thought it would be a nice surprise.
Bence şöyle daha güzel olur.
I think that could be better.
Yuvada güzel olan her şey olur!
All good things can be had right here at the nest!
Bu çok güzel bir bahane olur ama bu durumda üzülmede son derece haklısın.
- Well, that is a beautiful rationalization... but in this case you have a right to be slightly miffed.
- Güzel olur.
I'd like that.
Bence, seninki gibi bir bilezik güzel olur.
I think maybe a bracelet like your's would be nice. Something simple?
Umarım yarın çok güzel bir düğününüz olur.
I hope you guys have a great wedding tomorrow.
Eğer mümkünse onunla güzel zaman geçir ama bana bir iyilik yap, olur mu?
Have a good time with her if possible, but just do me a favor, okay?
olurdu 43
ölürsünüz 19
olur mu öyle şey 39
olursa 17
ölürsem 25
olur efendim 53
olur mu hiç 40
olur biter 25
ölürse 17
ölürüm daha iyi 51
ölürsünüz 19
olur mu öyle şey 39
olursa 17
ölürsem 25
olur efendim 53
olur mu hiç 40
olur biter 25
ölürse 17
ölürüm daha iyi 51
olur tabii 48
olur böyle şeyler 121
ölürler 26
olur şey değil 105
güzel 14869
guzel 19
güzelim 390
güzelsin 102
güzel kız 114
güzel bir gün 178
olur böyle şeyler 121
ölürler 26
olur şey değil 105
güzel 14869
guzel 19
güzelim 390
güzelsin 102
güzel kız 114
güzel bir gün 178
güzel kızım 24
güzelim benim 17
güzellik 77
güzelmiş 286
güzel bir kadın 48
güzeller 55
güzel bir kız 49
güzeldi 214
güzel görünüyorsun 72
güzeldir 52
güzelim benim 17
güzellik 77
güzelmiş 286
güzel bir kadın 48
güzeller 55
güzel bir kız 49
güzeldi 214
güzel görünüyorsun 72
güzeldir 52